Erkin Usman

CHP'de parti içi demokrasi var mı?

Tıp, insanların olmazsa olmazıdır. Aynen "adalet" olayı gibi.
Doktorlar, muayene eder, tanı koyar tedavi yöntemini saptar.
Burada yapılan en ufak yanlışlık insanın hayatına mal olur.
Kangren olan bir organı kesmek bir insanı kurtarıyorsa "keseceksin".
Aynı olay siyaset için de geçerlidir.
Kişisel çıkarlarını engelleyemeyen kişilerin hırsları, partinin ilke ve çıkarlarının önüne geçerse, parti üst yönetimi "neşterini" kullanmalıdır.
CHP'de ön seçim önemlidir. Ancak CHP üst yönetimi bu konuda bir karar aldıysa parti disiplini bunun gereğini yerine getirmektir.
Eğer "gönlünde" bir makam yatıyorsa bunu "delikanlı" gibi açıklayıp aday olacaksın.
* * *
İşte bu aşamada CHP'nin "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil'den bir değerlendirmeye ne dersiniz?
İşte "Karanlıklar Prensi"nin görüşleri:
"Ön seçim istiyorsan bunu 'hakim' teminatı altında, parti üyelerinin veya delegelerinin katılacağı bir oluşumla yapılmasını isteyeceksin.
'Komşunu al gel' sloganı ile ön seçim yapmayacaksın.
Unutulmamalı, bu yaklaşımlar CHP'yi 'dar' kadrolara ve sosyal demokrat ilkelerden uzaklaştıran önemli bir olaydır. Parti içi demokrasi değil, 'benim demokrasi' anlayışıdır.
Bu yaklaşım, yerel seçimlerde Türkiye'nin yol ayrımında olduğunu görmeyen, kişisel ihtiraslarını, etrafına ulufe dağıtarak "bir takım" kişileri etkileme olayının ötesinde bir anlam taşımalı.
Seçimlere yerel bazda bakmak ne kişilerin ne de Türkiye'nin yararınadır.
Bu "ayak oyunlarını" bırakıp seçim sonuçlarının Türkiye'nin "varlığı" ile ilgili olduğunun farkına varmak, en doğru yaklaşımdır.
Aksi, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ve siyasete yakışmıyor.
Partiyi ve ilkelerini zora sokan kolu keseceksin."

Pazara kadar değil, mahşere kadar Baysak

'Eski ayları ne yaparlar?' diye sorduklarında Nasreddin Hoca'nın yanıtı, "Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar" olmuş.
Nasreddin Hoca öyküsünün tersine, yıldızlar başkalarının kırptıkları eski aylardan doğmuyorlar.
Yıldız olmak başka, sönmüş gezegen olmak başka şey.
Seha L. Meray'a göre "Kırpılan aylar, kırpılmışlıklarıyla kalıyor, o kadar".
Evet yıldız olmak başka, sönmüş gezegen olmak başka şey.
"Yalnızlık paylaşılmaz" diyor Özdemir Asaf: "Yalnızlık, paylaşılsa yalnızlık olmaz."
Ben ne zaman, günlük yaşamın koşuşması, geciktirilmez sanılan ya da gerçekten öyle olan günlük işler, irili ufaklı kaygılar içinde "Yalnızlık" duygusuna kapılsam yalnızlığı paylaşacak" bir dost limanına uğrarım yeni bir şiire başlar gibi.
Victor Hugo, "Fransa'yı ararsanız, Voltaire'de, Molier'de bulursunuz" diyor. Ben de diyorum ki, elbette başka isimlerimiz de var ama Karşıyaka'yı ararsanız A. Kemal Baysak'ta bulursunuz. Karşıyaka gibi, Karşıyakalı gibi güzel, açar yüreğini bir merhaba'ya...
Genellikle futbol alanlarında görülen bez afişlerde, taraftarların tuttuğu takıma sevgisini anlatmak için yazdıkları şu sözler görülür.
"Pazara kadar değil, mezara kadar."
Karşıyaka'yı kültüryaka yapan, Kaf Sin Kaf'ı yüreğinde eskimeyen gülümsemelerle yaşatan, Karşıyaka'yı güneşli bir toprak kokusu gibi seven, kesesini de yüreğini de tüm insanlara veren A. Kemal Baysak için dostları sevgilerini şöyle haykırmaktadırlar:
"Mezara kadar değil, mahşere kadar."
A.Neyzar Karahan'ın şu dizeleri sanki A. Kemal Baysak içindir:
"Sevgi geldi dolana dolana
Doğdu yüreklere
Karanfillenen güneş.
Nasıl yaşar gül
Kopunca bahçeden."
Siz bizim bahçemizin kopmayacak gülü, Karşıyaka'nın yıldızısınız, sevgili A. Kemal Baysak.
Evet, yıldız olmak başka şey dostlar.
* * *
Konak Belediyesi'nin "Ustaya Saygı" kampanyası kapsamında Kemal Baysak adına düzenlenen panel bugün 18.00'de Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde...
Haberiniz olsun!

küpe

Madem ki kaptanın Nuh'tur, tufandan gam yeme.
Hafız
günün fıkrası
Gerçek müziksever

"Bir adamın gerçekten müziksever olup olmadığını nasıl anlarsın?"
"Eğer adam bir gece kaldığı otelde, bitişik odada sesi ve kendisi çok güzel bir sarışının banyoda olduğunu farkedip de, bu güzel kadın şarkı söylemeye başlayınca, ara kapısını yaklaşıp gözü yerine kulağını deliğe koyuyorsa, ben o adama gerçek bir müziksever derim."

laflama

* Çocukken Supermen olmak istiyordum. Büyüyünce fikrim değişti. Fenomen olayım kafi!
* Ben her bahar aşık olurum ama her kışta ayrılırım!
* Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini. Erken bunama mı başladı yoksa bacım?
* Ya o sözün aslı şudur. "Kaygı olmadan, sevgi olmaz."
İbrahim Ormancı'dan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.