CHP'li Mengü'den dış politika dersi
CHP'nin Manisa eski Milletvekili Şahin Mengü de, Kılıçdaroğlu'nun bu davranışına karşı çıkanlardan ve eleştirenlerden...
Mengü:
"Siyasi parti genel başkanları dilediği her kişi ile dilediği ortamda görüşür. Ama bunun bir usulü adabı vardır.
CHP geleneğine göre, bu tür görüşmeler parti genel merkezinde yapılır, ya genel başkanın belirlediği bir yerde yapılır. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı bir ülkenin elçisi ile gizli kapaklı görüşemez. Zira gizlilik şüphe yaratır. Bu nedenle görüşmesini aleni yapar, görüşmeden sonra da muhakkak bir görüşme tutanağı düzenler."
***
Mengü'ye göre, Türk dış politikası, iktidarı ile, muhalefeti ile, devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan bir tarzda götürülüyor.
Bu görüşmelerden, CHP'nin dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'nın haberi yok.
Mengü bu davranışı onur kırıcı buluyor ve ekliyor:
"Dış ilişkiler caddiyet ister. En azından bu görüşmenin bir tutanağa bağlanıp CHP arşivine konulması gerekir. Kapalı kapılar ardında ne konuşuldu, kimse bilmiyor. Bilinmediği için de varsayımlar üzerine fikir yürütüyor."
hayattan
Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ı anıyoruz
Bayraklı Smyrna ören yerini tam 30 yıl boyunca kazdı. Yine Ege'de Foça (Phokaia), Çandarlı (Pitane), Çeşme- Ildırı (Erytrai) antik kentlerini ortaya çıkardı. Pek çok öğrenci yetiştirdi, kitaplar yayımladı. Evet, 30 Mart 1911 günü Filistin'in Hayfa kenti yakınlarındaki Tulkarem köyünde doğan, İstanbul nüfusuna kayıtlı, son yıllarını yerleştiği İzmir Karşıyaka'da geçiren hemşerimiz Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ı, bundan tam 11 yıl önce 1 Kasım 2002 günü sonsuzluğa uğurlamıştık.
Almanya, İtalya, Fransa devlet nişanlarıyla taçlandırılan, Avrupa'daki 7 akademiye üye olan, dünyadaki pek çok bilim kurulunun onur üyeliğine seçilen hemşerimiz, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ı özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz.
ege'den
Eski ve Yenifoça'da gökyüzü zift gibi!
Her yıl, özellikle yaz aylarında, son baharın ilk günlerinde Eski ve Yeni Foça'da yaşanan gerçektir bu...
Önce uzun, seri bir rüzgar eser, ardından gökyüzünü kara dumanlar kaplar.
Bu zift siyahının ardından köylere çöken ağır koku da işin finali gibidir.
Çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek binlercenin sağlığını temelden tehdit eden bu tablonun temelinde çevredeki demir çelik tesislerinin, gemi söküm çalışmaları yatıyor.
Her iki Foça'nın merkezleri, Gencelli, Kozbeyli, Ilıpınar, Sazlıca gibi yerleşim merkezlerinden kaçan kaçana...
Selim Soylu yüzlerce Foçalı adına gönderdiği şikayet yazısında: Tatil için gelenler buralarda perişan oluyor. Çoluk çocukları hastalanıp gidiyor. Geldiklerine, geleceklerine bin pişman oluyorlar" diyor ve ekliyor:
"Bu fabrikalara ham madde taşıyan kamyonlardan yollara dökülen molozlar da ayrı bir facia... Büyük kısmı demir parçası olan bu atıklar, o yollardan gelip geçen araçların lastiklerini parçalıyor. Araçlar yönlerini şaşırıp kazalar oluyor. Yöneticilerimiz ise uyuyor."
günün fıkrası
Böyle inilir
Marsilyalı bir adam Lyon'a bisikletle gidiyordu. Yorucu ve zorlu bir yolculuktan sonra tam şehre girmişken düşüverdi. Etrafını saran halka, hiç bozuntuya vermeden izah itti:
"Korkacak bir şey yok ki... Bizim o taraflarda bisikletten böyle inilir."
laflama
'Umutsuz Ev Kadınları' dizisine alternatif bir erkek dizisi yapacağım... 'Borç İçinde Yüzen Türk Erkekleri'
* Ebeveynler, çocuğunuzla arkadaş gibi olun... Arkadaş kazığı yemek tatlıdır ne de olsa!
* 'Kaçanı kovalarlar' felsefesiyle kaçmaya kalkanlar. Ayağınız takılır düşerseniz, fena sobelenirsiniz haaa.
* Çocukken ağzı süt kokuyordu, büyüyünce aslan sütü icabında.
* Kamyonla balon dağıtılsa izdiham olur bu ülkede. Felsefe şu mu yani: Nerede beleş, orada bekleş!
* Aman diyeyim cennette komşum falan olma sen. Sabahın köründe elektrikli süpürgeyi çalıştırırsın, maraza çıkar, kavga ederiz hacım.
* Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun? Tuttuysan kiralar ateş pahası, nasıl tuttun?
* Ilgıt ılgıt esen seher yeli, zılgıt yiyip duruyorum önüme gelenden yahu...
İbrahim Ormancı'dan
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.