Yaş 95, emekli pilotu hayata döndürelim
Emekli pilot Tahsin Ertem gönderdiği mektupta bugünleri, "Şükürler olsun, 95 yaşımın ortasını da aştım" diyor ve ekliyor:
"Size bundan iki üç yıl önce, İzmir Hatay'daki evime, doğalgaz bağlamaması yüzünden üşüyüp titremekte olduğumu bildirmiş, siz de kalemi alıp gereğince dillendirmiş ve netice alınmasını sağlamıştınız!"
Tahsin Ertem şimdi de yalnız yaşadığı evinde, yaşlılığın verdiği ağırlık yüzünden kendisini ağır şekilde yaktı. Ertem'i hemen ama binbir güçlükle Hatay'daki Asker Hastahanesi'ne götürdüler.
Emekli pilot bundan sonrasını anlatıyor:
"Acil Servis önüne geldik. Ben feryad figan inlemekteyim, çabuk bir tekerlekli hasta arabası istenildi. Oradaki görevliler, sağa sola koşuşarak, telefonlar açarak çırpındılar, yok yok!
Arabaların tamamı başka hastaların altında.
Tam 35 dakika sonra bir hemşire elinde araba ile geldi. Beni derhal (!) doktor önüne çıkardılar, yanıklar çok derin, orada tedavim mümkün değil. Ertesi gün, başka bir hastahaneye götürmek için, gelip beni almak üzere, hemşireler yardımı ile evime getirdiler. Ben de bu fırsatı değerlendirme imkanı bulmuş oldum."
* * *
95 buçuk yaşını bulan bu emekli pilotumuz mektubunun sonunda dileğini dile getiriyor ve "yardım çağrısı"nda bulunuyor.
Tahsin Ertem'den son söz:
"Devletinin her yere yetişmesi mümkün olamayabiliyor. O zaman, evet o zaman, iş yine siz üstadıma düşüyor...
Olaya hemen, derhal el koyup İzmir'in hayırseverlerini uyandırın. Halimi dile getirin. Hame-i Şekva'nızı verin İzmir'in hayırsever zenginlerini yardıma çağırın. 50 mi 100 mü, daha fazla mı. Bu mübarek günlerde
orasını gönüllerince donatsınlar. Sevap üstüne sevap kazanırlar."
O aslında bir İstanbullu yazar
İstanbul aşığı olarak, ikinci kitabı Meşk-i Nar'ı tanıtmak için geldiği, Nisan ayında yapılan İzmir Kitap Fuarı'na katılımı sonrası, kalbinde Ege'de yer etmeye başladı.
Ve sonrasında katıldığı İzmir SKY TV'de yayınlanan Yaşamın Renkleri programı, Eylül ayında Marmaris'teki söyleşi ve imza günü etkinlikleri, kalbindeki İzmir sevgisini bir Ege Aşkı'na dönüştürdü.
Son olarak Kanal 35 TV'de Elçin Özsavcı'nın hazırlayıp sunduğu "Mutfaktayız" programının konuğu olan yazar Emel Seçen, bir yandan 2014 yılında yayınlamayı düşündüğü biri öykü diğeri aforizmalardan oluşacak iki kitabını yazmaya devam ederken, diğer yandan da 9-10 Kasım tarihlerinde Uluslararası 32. İstanbul Kitap Fuarı'nda okuyucularıyla buluşmaya hazırlanıyor.
İlk kitabı "Kırk Yaşıma Armağan" şiir kitabı ve ikinci kitabı "Meşk-i Nar"ı anlatırken yazar Emel Seçen şöyle konuşuyor:
"Bu yıla kadar İstanbullu olmamım etkisiyle, o sihirli büyülü atmosferiyle kalbimde tamamen İstanbul vardı. Bu yıl Ege Bölgesi'nde oldukça mutlu eden etkinliklerimiz oldu ve kalbimde artık Ege de var. Özellikle İzmir ve insanları çok içten. Ne zaman gelsem buralara, geri dönmek oldukça zor geliyor İstanbul'a. Egeli kitapseverlerin büyük ilgi gösterdiği romanım Meşk-i Nar, çok kültürlü İstanbul'un, yorgun vapurlardan, demlenen çaylardan, adalarda açan erguvanlarda ve aşk kokan mimozalardan bir aşk romanını bizlere sunuyor. Meşk-i Nar, yitip giden tüm manevi değerlerimizi tekrar bizi anlatır nitelikte. Kitabımda yorumlandığı gibi, Nar, aslında şekil itibarıyla dünyaya benzer ve aynı zamanda ateş anlamına da gelir. Romanımda bunu aşk ateşi olarak anlatmaya ve alışılmışın dışında kavuşulan bir aşkın ateşini anlatmaya çalıştım."
küpe
Alçalmak, yükselmekten kolaydır.
Albert Camus
günün fıkrası
Belirti
Eczaneye giden kadın, "Klorofilli sabun istiyorum" dedi.
"Kaç tane?"
"Bir düzüne..."
Rafları karıştıran eczacı, "İki tane kalmış. Ama yarın gelecek" dedi.
"Kocama söyleyeyim yarın uğrasın..."
"Kocanızın ismini lütfeder misiniz?"
"İsmini ne yapacaksınız? Yeşil bıyıklarından kolaylıkla tanıyabilirsiniz."
laflama
* Ben öyle yaşamımı 'dolu dolu' yaşadım desem yalan olur. Ama bak, sık sık 'dolu'ya tutulduğum vakidir!
* Her güzel yarin, af buyrun; bir hıyarı olur mu, olmaz mı?
* Hasretinden pragmalar falan eskitmedim. Birkaç sevgili daha eskittim. Bak ben dürüsttüm!
* Devletimiz evlenene 10 bin TL verecekmiş. Uyanık Türk'ler karılarıyla yıl içinde bir evlenip, bir boşanırlar tekrar evlenirler ki, yılda 7-8 kez 10 bin TL'yi cukka edebiliriz belki diye düşünürler!
* Eee durmadan yalan konuşup milleti kandıranlar da, 'Fareli Köyün Mavalcısı' olmuyor mu hiç?
* Bir elinde Iphone, bir elinde tablet. 24 saat online. Eeee "Datasız dul olmaz" yani!
İbrahim Ormancı'dan
"Size bundan iki üç yıl önce, İzmir Hatay'daki evime, doğalgaz bağlamaması yüzünden üşüyüp titremekte olduğumu bildirmiş, siz de kalemi alıp gereğince dillendirmiş ve netice alınmasını sağlamıştınız!"
Tahsin Ertem şimdi de yalnız yaşadığı evinde, yaşlılığın verdiği ağırlık yüzünden kendisini ağır şekilde yaktı. Ertem'i hemen ama binbir güçlükle Hatay'daki Asker Hastahanesi'ne götürdüler.
Emekli pilot bundan sonrasını anlatıyor:
"Acil Servis önüne geldik. Ben feryad figan inlemekteyim, çabuk bir tekerlekli hasta arabası istenildi. Oradaki görevliler, sağa sola koşuşarak, telefonlar açarak çırpındılar, yok yok!
Arabaların tamamı başka hastaların altında.
Tam 35 dakika sonra bir hemşire elinde araba ile geldi. Beni derhal (!) doktor önüne çıkardılar, yanıklar çok derin, orada tedavim mümkün değil. Ertesi gün, başka bir hastahaneye götürmek için, gelip beni almak üzere, hemşireler yardımı ile evime getirdiler. Ben de bu fırsatı değerlendirme imkanı bulmuş oldum."
* * *
95 buçuk yaşını bulan bu emekli pilotumuz mektubunun sonunda dileğini dile getiriyor ve "yardım çağrısı"nda bulunuyor.
Tahsin Ertem'den son söz:
"Devletinin her yere yetişmesi mümkün olamayabiliyor. O zaman, evet o zaman, iş yine siz üstadıma düşüyor...
Olaya hemen, derhal el koyup İzmir'in hayırseverlerini uyandırın. Halimi dile getirin. Hame-i Şekva'nızı verin İzmir'in hayırsever zenginlerini yardıma çağırın. 50 mi 100 mü, daha fazla mı. Bu mübarek günlerde
orasını gönüllerince donatsınlar. Sevap üstüne sevap kazanırlar."
O aslında bir İstanbullu yazar
İstanbul aşığı olarak, ikinci kitabı Meşk-i Nar'ı tanıtmak için geldiği, Nisan ayında yapılan İzmir Kitap Fuarı'na katılımı sonrası, kalbinde Ege'de yer etmeye başladı.
Ve sonrasında katıldığı İzmir SKY TV'de yayınlanan Yaşamın Renkleri programı, Eylül ayında Marmaris'teki söyleşi ve imza günü etkinlikleri, kalbindeki İzmir sevgisini bir Ege Aşkı'na dönüştürdü.
Son olarak Kanal 35 TV'de Elçin Özsavcı'nın hazırlayıp sunduğu "Mutfaktayız" programının konuğu olan yazar Emel Seçen, bir yandan 2014 yılında yayınlamayı düşündüğü biri öykü diğeri aforizmalardan oluşacak iki kitabını yazmaya devam ederken, diğer yandan da 9-10 Kasım tarihlerinde Uluslararası 32. İstanbul Kitap Fuarı'nda okuyucularıyla buluşmaya hazırlanıyor.
İlk kitabı "Kırk Yaşıma Armağan" şiir kitabı ve ikinci kitabı "Meşk-i Nar"ı anlatırken yazar Emel Seçen şöyle konuşuyor:
"Bu yıla kadar İstanbullu olmamım etkisiyle, o sihirli büyülü atmosferiyle kalbimde tamamen İstanbul vardı. Bu yıl Ege Bölgesi'nde oldukça mutlu eden etkinliklerimiz oldu ve kalbimde artık Ege de var. Özellikle İzmir ve insanları çok içten. Ne zaman gelsem buralara, geri dönmek oldukça zor geliyor İstanbul'a. Egeli kitapseverlerin büyük ilgi gösterdiği romanım Meşk-i Nar, çok kültürlü İstanbul'un, yorgun vapurlardan, demlenen çaylardan, adalarda açan erguvanlarda ve aşk kokan mimozalardan bir aşk romanını bizlere sunuyor. Meşk-i Nar, yitip giden tüm manevi değerlerimizi tekrar bizi anlatır nitelikte. Kitabımda yorumlandığı gibi, Nar, aslında şekil itibarıyla dünyaya benzer ve aynı zamanda ateş anlamına da gelir. Romanımda bunu aşk ateşi olarak anlatmaya ve alışılmışın dışında kavuşulan bir aşkın ateşini anlatmaya çalıştım."
küpe
Alçalmak, yükselmekten kolaydır.
Albert Camus
günün fıkrası
Belirti
Eczaneye giden kadın, "Klorofilli sabun istiyorum" dedi.
"Kaç tane?"
"Bir düzüne..."
Rafları karıştıran eczacı, "İki tane kalmış. Ama yarın gelecek" dedi.
"Kocama söyleyeyim yarın uğrasın..."
"Kocanızın ismini lütfeder misiniz?"
"İsmini ne yapacaksınız? Yeşil bıyıklarından kolaylıkla tanıyabilirsiniz."
laflama
* Ben öyle yaşamımı 'dolu dolu' yaşadım desem yalan olur. Ama bak, sık sık 'dolu'ya tutulduğum vakidir!
* Her güzel yarin, af buyrun; bir hıyarı olur mu, olmaz mı?
* Hasretinden pragmalar falan eskitmedim. Birkaç sevgili daha eskittim. Bak ben dürüsttüm!
* Devletimiz evlenene 10 bin TL verecekmiş. Uyanık Türk'ler karılarıyla yıl içinde bir evlenip, bir boşanırlar tekrar evlenirler ki, yılda 7-8 kez 10 bin TL'yi cukka edebiliriz belki diye düşünürler!
* Eee durmadan yalan konuşup milleti kandıranlar da, 'Fareli Köyün Mavalcısı' olmuyor mu hiç?
* Bir elinde Iphone, bir elinde tablet. 24 saat online. Eeee "Datasız dul olmaz" yani!
İbrahim Ormancı'dan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.