İki profesör birlikteydi
Son aylarda sağlık sorunları yaşayan Mukadder Lök, eşi Veli Lök ve sevenlerini yalnız bırakarak hakka yürüdü.
Eşinin bulunmaz bir yardımcısıydı. Çocuklarının biricik can dostu, sevgili anneleriydi.
Veli Hoca'nın mesleki başarılarında önemli rolü bulunan eşsiz-sessiz kahramanlardandı. Dile kolay, 57 yıllık hayat arkadaşıydı onun. Sevenleri onu hiç unutmayacak!
Veli Hoca, İzmir'in değil, Türkiye'nin gururu bir ortopedi ve travmatoloji hocası. Ortopedide duayen bir isim... O sadece bir hekim değil. Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucularından, insan hakları savunucularından.
İşkence-eğitim-sağlık konularında konferanslar vermiş, bu alanda akademik çalışmalarda bulunmuş, uluslararası tıp dünyasının bilgisine başvurduğu bir akademisyen. Siyaset dünyasının da unutulmaz kahramanlarından biri. En sıkıntılı dönemlerde sesini çıkarmış, bedeller ödemiş bir siyasi portre. Yetiştirdiği öğrencilerin unutamadığı vefa örneği bir tıp adamı...
Erkan Sevinç, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okumuş, radyoloji uzmanı olmuş, başkekimlik yapmış bir başka hoca. Aynı Veli Hoca'sı gibi, tıp adamlığıyla yetinmemiş, eğitim-kültür-sanat konularında işin öznesi olmuş, organizasyonlar düzenlemiş, sanat dünyasıyla iç içe yaşamış biri. Yılların gazetecisi ve yazarı. Ege Tıp'ın gurur duyduğu hocalardan. Sayılan-güvenilen, sevilen bir portre...
O gün, iki profesör yanyanaydı. Dostça kucaklaştılar. Acılar paylaşıldı, anılar tazelendi. Sözü, farklı alana yönlendiren Veli Lök oldu. Dedi ki: "Belediye başkanlığı için yola çıktığını öğrendim. Birikimin, deneyimlerin ve kişiliğinle bu işi yapacağına inanıyorum. Başaracağına olan inancım sonsuz. Çeşme, senin elinde eminim ki uluslararası termal turizmin-sağlık turizminin de merkezi olacaktır. Çeşmelilere hayırlı olsun!"
Bilinen o ki, Veli Hoca doğru söyler. İnandığını söyler. Veli Hoca'dan iyi not alanlar bilinir ki çalışkan olanlardır.
Radyoloji profesörü, gazeteci-yazar, kültür ve sanat adamı Erkan Sevinç o gün hocasına başsağlığı için gitmişti. Çeşme Belediye Başkanlığı için vize alacağı aklının ucuna bile gelmemişti.
kulislerden
Diker yine sahnede
Ülkemiz 2015 yılında bir Milletvekili Genel Seçimi yaşayacak.
Bu seçimde oluşan TBMM inşallah anayasayı tek başına değiştirebilecek ve siyasi istikrarı sağlayacak bir çoğunluğu oluşturur.
İşte bu tablo içinde, Manisa'nın eski milletvekillerinden Tevfik Diker şimdiden sahne aldı ve konuştu.
Diker'i dinleyelim:
"2015'te yargı denetiminde ön seçim ve tercihli oy sistemi uygulanırsa memleketim Manisa'dan adaylığımı koyacağı şimdiden ilan ediyorum.
Çünkü milletime, hemşerilerime güveniyorum.
Milletvekili seçildiğimde, hakkın ve haklının, fakir fukaraların ve garip gurebaların yanında olacağım. Baronlarla, cuntalarla, statükocularla, hortumcularla, alkol, tütün ve faiz lobileriyle mücadele edeceğim." Tevfik Diker...
küpe
Güzel yüzün düzgüne, allığa, bene, rastığa ne ihtiyacı var?
Hafız
günün fıkrası
Çorumlu ile Kayserili
Çorumlu ile Kayserili iddaya girerler.
İddia konusu "Hangimiz daha uyanığız"dır. Kayserili Çorumluya bir at satar ve sakat atı "Çorumluya sattım" diye sevinir. Arada laf götürüp getiren insanlar gider Çorumluya, "Sakat atı aldın, Kayserili seni kazıkladı" derler.
Çorumlu da, "O at sakat değil. Ayağında çivi var, o yüzden topallıyor, çiviyi çıkarınca at sapa sağlam olacak" diye cevap verir.
Laf taşıyıcılar bu sefer Kayseriliye gelip, "Esas sen kazıklanmışın. Atın ayağında bir sorun yok. Sadece civi batmış..." derler.
Kayserili de konuşur:
"O at gerçekten sakat. Ben bilerek ayağına çivi taktım. Çorumlu çividen sanıp da atı satın alsın."
Arabulucular Çorumluya gider, "At gerçekten sakatmış. Çiviyi Kayserili bilerek takmış. Senin atın topallayışını çividen sanman için..." derler.
Çorumlu da son noktayı koyar:
"Sahte para vermeseydik kazıklanıyorduk desenize..."
laflama
* Evlilik programına katıldı. Yine de bir hatun bulamadı. Bir Allah'ın dulu da bu garibanı beğenmeyecek mi ülen!
* "Gurbete gidiyorum" diye duygu sömürüsü yapıyormuş. Gurbet dediği yer Tahiti namussuzun!
* Güzel kadınlara "Taş gibisin" diye laf atılır ya. Deyiversin o güzel kadınlardan biri "Ummadığın taş baş yarar" diye!
* Aklımı peynir ekmekle yemedim. Çünkü 1 kilo peynirin en düşüğü 20 TL olmuş. Peynir alamadım. Aklımı sadece yavan ekmekle yedim hacım!
* Botoks bakışlı dilberim. Seni ben doğal halinle severim!
İbrahim Ormancı'dan
Eşinin bulunmaz bir yardımcısıydı. Çocuklarının biricik can dostu, sevgili anneleriydi.
Veli Hoca'nın mesleki başarılarında önemli rolü bulunan eşsiz-sessiz kahramanlardandı. Dile kolay, 57 yıllık hayat arkadaşıydı onun. Sevenleri onu hiç unutmayacak!
Veli Hoca, İzmir'in değil, Türkiye'nin gururu bir ortopedi ve travmatoloji hocası. Ortopedide duayen bir isim... O sadece bir hekim değil. Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucularından, insan hakları savunucularından.
İşkence-eğitim-sağlık konularında konferanslar vermiş, bu alanda akademik çalışmalarda bulunmuş, uluslararası tıp dünyasının bilgisine başvurduğu bir akademisyen. Siyaset dünyasının da unutulmaz kahramanlarından biri. En sıkıntılı dönemlerde sesini çıkarmış, bedeller ödemiş bir siyasi portre. Yetiştirdiği öğrencilerin unutamadığı vefa örneği bir tıp adamı...
Erkan Sevinç, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okumuş, radyoloji uzmanı olmuş, başkekimlik yapmış bir başka hoca. Aynı Veli Hoca'sı gibi, tıp adamlığıyla yetinmemiş, eğitim-kültür-sanat konularında işin öznesi olmuş, organizasyonlar düzenlemiş, sanat dünyasıyla iç içe yaşamış biri. Yılların gazetecisi ve yazarı. Ege Tıp'ın gurur duyduğu hocalardan. Sayılan-güvenilen, sevilen bir portre...
O gün, iki profesör yanyanaydı. Dostça kucaklaştılar. Acılar paylaşıldı, anılar tazelendi. Sözü, farklı alana yönlendiren Veli Lök oldu. Dedi ki: "Belediye başkanlığı için yola çıktığını öğrendim. Birikimin, deneyimlerin ve kişiliğinle bu işi yapacağına inanıyorum. Başaracağına olan inancım sonsuz. Çeşme, senin elinde eminim ki uluslararası termal turizmin-sağlık turizminin de merkezi olacaktır. Çeşmelilere hayırlı olsun!"
Bilinen o ki, Veli Hoca doğru söyler. İnandığını söyler. Veli Hoca'dan iyi not alanlar bilinir ki çalışkan olanlardır.
Radyoloji profesörü, gazeteci-yazar, kültür ve sanat adamı Erkan Sevinç o gün hocasına başsağlığı için gitmişti. Çeşme Belediye Başkanlığı için vize alacağı aklının ucuna bile gelmemişti.
kulislerden
Diker yine sahnede
Ülkemiz 2015 yılında bir Milletvekili Genel Seçimi yaşayacak.
Bu seçimde oluşan TBMM inşallah anayasayı tek başına değiştirebilecek ve siyasi istikrarı sağlayacak bir çoğunluğu oluşturur.
İşte bu tablo içinde, Manisa'nın eski milletvekillerinden Tevfik Diker şimdiden sahne aldı ve konuştu.
Diker'i dinleyelim:
"2015'te yargı denetiminde ön seçim ve tercihli oy sistemi uygulanırsa memleketim Manisa'dan adaylığımı koyacağı şimdiden ilan ediyorum.
Çünkü milletime, hemşerilerime güveniyorum.
Milletvekili seçildiğimde, hakkın ve haklının, fakir fukaraların ve garip gurebaların yanında olacağım. Baronlarla, cuntalarla, statükocularla, hortumcularla, alkol, tütün ve faiz lobileriyle mücadele edeceğim." Tevfik Diker...
küpe
Güzel yüzün düzgüne, allığa, bene, rastığa ne ihtiyacı var?
Hafız
günün fıkrası
Çorumlu ile Kayserili
Çorumlu ile Kayserili iddaya girerler.
İddia konusu "Hangimiz daha uyanığız"dır. Kayserili Çorumluya bir at satar ve sakat atı "Çorumluya sattım" diye sevinir. Arada laf götürüp getiren insanlar gider Çorumluya, "Sakat atı aldın, Kayserili seni kazıkladı" derler.
Çorumlu da, "O at sakat değil. Ayağında çivi var, o yüzden topallıyor, çiviyi çıkarınca at sapa sağlam olacak" diye cevap verir.
Laf taşıyıcılar bu sefer Kayseriliye gelip, "Esas sen kazıklanmışın. Atın ayağında bir sorun yok. Sadece civi batmış..." derler.
Kayserili de konuşur:
"O at gerçekten sakat. Ben bilerek ayağına çivi taktım. Çorumlu çividen sanıp da atı satın alsın."
Arabulucular Çorumluya gider, "At gerçekten sakatmış. Çiviyi Kayserili bilerek takmış. Senin atın topallayışını çividen sanman için..." derler.
Çorumlu da son noktayı koyar:
"Sahte para vermeseydik kazıklanıyorduk desenize..."
laflama
* Evlilik programına katıldı. Yine de bir hatun bulamadı. Bir Allah'ın dulu da bu garibanı beğenmeyecek mi ülen!
* "Gurbete gidiyorum" diye duygu sömürüsü yapıyormuş. Gurbet dediği yer Tahiti namussuzun!
* Güzel kadınlara "Taş gibisin" diye laf atılır ya. Deyiversin o güzel kadınlardan biri "Ummadığın taş baş yarar" diye!
* Aklımı peynir ekmekle yemedim. Çünkü 1 kilo peynirin en düşüğü 20 TL olmuş. Peynir alamadım. Aklımı sadece yavan ekmekle yedim hacım!
* Botoks bakışlı dilberim. Seni ben doğal halinle severim!
İbrahim Ormancı'dan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.