Yıllardır sağda solda anlatılan bir Fransız öyküsüdür bu...
Frederic Ballemun, altın saçlı Julia Rousseau'ya ilk gördüğü gün aşık olmuştu.
Julia'nın yemyeşil gözleri, okşayıcı
bir altın suyu gibi omuzlarına dökülen sarı saçları vardı.
Kalın etli dudakları ve o gül endamı bu güzelliklerin tamamlayıcısıydı.
Ve mahallenin yakışıklı delikanlılarından Frederic de, Julia aşıklarının en önde geleniydi.
Hayatında hızlıydı, aşkında da da öyle...
"Julia" diyor başka bir şey demiyordu.
Frederic'in bütün kurları sonuçsuz kaldı.
Julia "Benim dünyam başka..." diyor ve bütün aşkla gönül kapılarıını kapatıyordu.
Bu altın saçlı, yemyeşil gözlü güzel Julia, peşinden düşmeyen Frederic'in asılmalarından bizar olduğu günlerin birinde, yine karşısına çıkan bu sevdalı delikanlıyı köşeye çekti ve bir öneride bulundu.
Genç kızın niyeti, bu çılgın aşığı sindirmeye yönelikti.
"Sen anneni sever misin?" dedi Frederic'e...
Delikanlının cevabı:
"Elbette" oldu.
"Beni sevdiğini biliyorum. Ne istesem yerine getirir misin?"
"Başımın üstüne, her isteğin benim için kutsal bir emirdir."
"İsteğimi yerine getir, senin olurum..."
***
Fırsat ve vuslat ayağına gelmişti delikanlının...
Julia sakin bir hava içinde teklifini açtı:
"Anneni öldür, kalbini sök ve bana getir...."
Bu çılgın bir istekti.
Normal şartlar altında, karşılanması da mümkün değildi.
Ne var ki, aşktı bu. Aşk!...
Frederic gecenin bir vaktinde evde kavga çıkardı. Annesinin üzerine yürüdü, karşılık bulunca "anneye ölüm" yollarını açtı.
Elini kana buladı...
Ana kalbini de söktü ve Juliası'na doğru yollara düştü.
Julia artık kendisine "Hayır" diyemiyecekti. Bütün yollar tıkanmıştı.
Heyecanla Julia'nın evine koşuyordu
ki, ayakları taşa çarptı ve yere düştü.
Başını da kaldırıma vurmuştu.
Elindeki kalp de taşlar arasında kaymıştı.
Her tarafı kan revan içindeydi delikanlımızın...
İşte o taşlar arasında sıkışan kalpten annesinin sesi yükseldi:
"Bir yerin acıdı mı evladım..."
hayattan
Anneler Günü
Bestekar ve şair Kaya Bekat, Anneler Günü için akrostiş bir şiir yazıp gönderdi. Bu his yüklü şiiri sunuyorum...
***
Aradan geçti yıllar, dinmedi hiç hasretim.
Nerdesin canım annem, nerde?
Seslenen sensin.
Nasıl anlatsam bilsem, sen bir güne sığmazsın.
Eserini yaratan, canını veren tek cansın.
Lütfusun sen Allah'ın, eseriniz biz senin.
Elinden tuttu babam, meleğisin göklerin.
Ruhlarınız şad olsun, size sevgim çok derin.
***
Gününü kutluyoruz, anne olan her canın.
Ürpertiyor bizleri anne olan her yanın.
Nurlar ışığın olsun, kabrin duayla dolsun.
Üşüsen de şu an sen, ateşisin dünyanın...