Karşıyaka Lemi Yerli’ye ağlıyor
Bab-ı Ali, 1950'lerde Avrupa'da top koşturan Lefter, Şükrü Gülesin, Bülent Eken ve Bülent Esel'den sık sık ropörtajlar, haberler yayınlardı da Lemi Yerli İzmirli olduğu için pek önemsemezdi. Oysa Avrupa'ya pencereyi İzmirliler açmıştır. Önce 1930'da Altaylı Vahap Özaltay, ardından Lemi Yerli, Fransa'nın o devirlerdeki adıyla Racing, şimdiki meşhur Paris Saint Germain takımının formasını giymişler, büyük başarılar elde etmişlerdi.
Lemi Yerli 1943 yılında o devirde Karşıyaka'ya futbolcu yetiştiren yuva, Asım Liglerinde top koşturmaya başlamış. Karşıyaka'ya da çok beğenilerek lisansiye edilmiş, yeşil-kırmızılı formayla pekçok şampiyonluklara imza atmış. Avrupa'ya nasıl gittiği de ilginç. Kendisi sürpriz gidişi şöyle anlatmıştı: "1951 yılında Bursa'da Beynelmilel İpekçilik Haftası düzenleniyor. Bursalılar ihracat bağlantısı yaparak çok para kazanınca Kurban Bayramı'nda bir futbol turnuvası düzenliyor, F.Bahçe'yi, G.Birliği'ni, Karşıyaka'yı davet ediyorlar. O zaman Bursaspor yok. Acar İdman Bursa'nın temsilcisi. F.Bahçe'yi 2-0, G.Birliği'ni 1-0 ve Acar İdman'ı da 2-1 yenerek şampiyon olmuş. O hafta Vahap Abi'nin (Özaltay) Fransa'dan bir menajer arkadaşı, onu İzmir'e ziyarete gelmiş, 'Maç yok mu seyredelim?' diye sormuş. Vahap abi de, 'Bursa'da Dörtlü Turnuva var' deyince Fransız 'Hadi Bursa'ya gidelim o zaman' demiş. Turnuvayı izlemiş, 'Karşıyaka'da bir 4 numara var. Çok beğendim. İsterse onu Paris'e götürürüm' demiş. Böylece Paris'in yolunu tuttum, yıllarca Türkiye'yi başarıyla temsil etme gururunu yaşadım."
Karşıyaka'nın futbol efsanesi Lemi Yerli'nin bir de güreşçi yönü var. Ünlü şampiyon Muharrem Candaş'la birlikte Karşıyaka Güreş Takımında güreşmiş, milli takıma çağrılmış.
O devirlerde Karşıyaka'yı Nuri hoca (Boytorun) çalıştırırmış. Lemi için "çok zayıf, iyi güreşçi olmaz" diyenlere inat onu bir yaz boyunca çalıştırmış, zıpkın gibi yapmış.
İşte böyle. Karşıyakalılar bugün Lemi Yerli ağabeylerini ikindi namazından sonra Soğukkuyu Kabristanı'na uğurlayacaklar. Biz onu yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle her zaman saygıyla anacağız.
Günün fıkrası: Borç meselesi
Mişon'un Salamon'a yüz lira borcu vardı. Bu yüzden de gözüne uyku girmiyordu. Bir gece Salamon'un kapısını çaldı. "Salamon, benim sana borcum vardı ya... Onu ödemeyeceğim" dedi. "Niçin kuzum?" "Niçin olacak? Bu güne kadar benim gözüme uyku girmiyordu. Bundan sonra da senin gözüne uyku girmesin."
Laflama
Ana hakkı ödenmez. Çünkü bizim evlerde her türlü masrafı babalar ödüyor!
Kışın geceleri uzun mu uzun. Yaz aşkı değil kış aşkı mı bulsaydık yoksa?
Ali yazar. Veli ise siyasetçi. Ali'nin yazdıklarına kızar!.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı Canım Türkiyem'de haberleri izletmektir!
Hükümete öneriyorum. Rus salatasının ismini değiştirin. Putin'in çok da umurundaydı gerçi!
Kızın içi bir dışı bir. Transparan giyiyor da!
İbrahimOrmancı'da
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.