ESHOT’u şikayet edememek...
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hiç şüphesiz en çok yakınılan kurumlarından biri ESHOT.
Sunulan hizmetin niteliği, müşteri memnuniyetinin sağlanmasında oluşturulmak istenen kriterlerin yetersizliğiyle 73 yıllık ESHOT en çok şikayet edilenlerin başına oturtuyor.
Yönetim zafiyeti de buna eklenebilecek en önemli faktör.
Hal böyle olunca, gereken tedbiri alması gereken ESHOT, bunu yapıyor mu?
Ne gezer.
Bünyesinde oluşturduğu "Dilek ve şikayet Hattı" ile bizatihi kendisi şikayeti en çok alan birimlerin başında geliyor.
Açalım:
ESHOT'la ilgili şikayetleri kuruma iki yoldan gönderiyorsunuz:
Birincisi telefonla. 320 03 20 nolu telefonu açıyorsunuz ve şikayetinizi not ettireceksiniz.
Ama telefon genelde meşgul çıkıyor.
Diyelim ki açıldı, bu defa sizi sıraya alıyorlar. Dakikalarca bekliyorsunuz.
Fonda iğrenç bir müzik. Onu bile şikayet edecek yer arıyorsunuz.
Bekliyorsunuz, bekliyorsunuz. Sonra bir ses, "Yıldız tuşuna basarsanız, size dönüleceğini söylüyor. Söyleneni yapıyorsunuz. Bekliyorsunuz. Ne dönen var, ne arayıp soran."
Bu bir örnek.
İkincisi, internet yoluyla şikayetinizi iletmek. Onu da deniyorsunuz.
Ama sonuçlandırmanız imkansız.
ESHOT, "Yapanlar yapıyor" diyebilir ama onların birer bilgisayar vürtiözü olduğu kaçınılmaz.
Hal böyle olunca, şikayetler genel müdürlüğe ulaşamıyor ve herhalde ESHOT yetkililleri, "Bizden şikayet eden yok" diye keyif çatıyorlar.
Şikayete önem veren ve bunu bir dayanışma olarak algılayan kurumlar hep kazanırlar. ESHOT, bunun iyi bir örneği değil gibi görünüyor.
Bilinse ki o şikayetler, hizmet kalitesinin artırılmasına birer katkıdır. İdrak edilse ki, halkla bütünleşilmedikçe başarıya ulaşılmaz.
Bunu ESHOT yöneticileri ne zaman anlayacak?
siyasetten
Politik sloganlar
Politik sloganlar, Türk siyasetinin kilometre taşlarıdır.
O sloganları okurken, satır aralarında siyasi tarihimizi de okursunuz.
Hatırlayın Demokrat Parti dönemini.
Nasıl çıkmıştı Adnan Menderes ve arkadaşları ortaya:
"Söz milletindir." Yıllarca gizli oy, açık tasnif yöntemiyle demokrasiyi gülünç hale getirenlere karşı verilen savaşta, bundan daha anlamlı bir slogan olabilir mi?
Hatırlayın Adalet Partisi yıllarını:
"Ahde vefa" Demokrat Parti'nin sonunu haksız biçimde getirenlere karşı, o siyasi duruşa sahip çıkmanın bundan güzel ifadesi olur mu?
Ve aynı yıllar Bülent Ecevit'in "Ortanın Solu" ve de "Su kullananın, toprak işleyenin" deyişini.
Sonraki yıllarda Turgut Özal'ın "Orta direk" sloganıyla, sandıkları silip süpürmesini...
Bu sloganlar, seçimlerin kazanılmasında önemli etkendi.
Ama günümüze gelince, slogancılığın kısır döngüye girdiğini görüyoruz.
Biri hariç. Ak Parti'nin "Onlar konuşur, Ak Parti yapar" sloganı.
Bu, gelmiş geçmiş bütün sloganları sollayacak güçte.
Kim söylemişse, kim bulmuşsa, işinin ehli olmalı.
Bu slogan, Ak Parti'ye çok şeyler kazandırmış ve seçim sandıklarında zaferler bahşetmiştir.
Diğer partilerin şu anda slogan üretememeleri, zaten seçim sonuçlarında ortaya çıkıyor ve kendini gösteriyor.
Slogan üretmezsek, siyaseti zenginleştiremeyiz, diye düşünüyorum.
Haksız mıyım?
günün fıkrası
Derler ya...
İki adam konuşuyordu: "Sen artık biraz fazla kaçıyorsun ama..." "Neden?" "Meteliğin yokken, borçlarını ödemezdin. Şimdi, o muazzam servete kondun, hala bir kuruş ödemiyorsun.
Ayıp değil mi?" "Kardeşim sonra herkes, (Para adamı değiştirdi) derler diye korkuyorum."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.