Geleceğe nefes olmaya hazır mısın Türkiye?
Geçen yaz ne çok ormanımız yandı. Yemyeşil ağaçların koyu gölgesinden geriye simsiyah boşluklar kaldı. Ağaçlarla birlikte ormandaki hayvan dostlarımız için de kavruldu ciğerlerimiz.
Onların acı çığlıkları dert oldu içimize. "İnsan eliyle" meydana gelen felaketin yaralarını yine "insan eliyle" sarmaya çalışıyoruz bugün.
Bu yüzden önümüzdeki 11 Kasım çok önemli.
ÇÜNKÜ:
11 Kasım 2019'da saat 11:11'de 81 ilimizde 2023 noktada 3 saat içinde tam 11 milyon fidan toprakla buluşuyor.
O gün tüm Türkiye'de öğrencilerden askeri birliklere, sivil toplum örgütlerinden devlet dairelerine, esnafından işçisine kadar 7'den 77'ye hepimiz Türkiye'yi adeta yeşile boyayacağız.
Türkiye 11 milyon fidanı bu kadar kısa sürede toprakla buluşturarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi hedefliyor. "Geleceğe Nefes-11 Milyon Fidan" kampanyasına destek için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın www.gelecegenefes.com adresine giriş yapan herkes ücretsiz fidan sahiplenebiliyor veya 10 TL karşılığında bağış yapabiliyor.
Bakanlığın sitede bir de açıklaması var: "Sizler adına dikeceğimiz fidanları bu site üzerinden sanal olarak sahiplenebilmenizi istiyoruz. Sahiplendiğiniz fidanların dikim lokasyonu ile tören alanları farklı yerler olabilir.
Törenlerimize katılmak isterseniz, bulunduğunuz ilde yapılacak törenlerin lokasyonunu Tören Alanları bölümünden öğrenebilirsiniz." İzmir'de katılım çoktan yüzde 100'e ulaşmış durumda. Ben de sahipleneceğim fidanlar için eş durumundan Tunceli'yi seçtim.
Tüm kalbimle 11 Kasım'da saat 11.11'de ben de Hozat Çığırlı Köyü, Erozyon Kontrol Sahası'nda olacağım.
EKRANA MAHKUM ZOMBİ HAYATLAR
Televizyon, tablet, bilgisayar...
Birbirinden tuhaf gündüz kuşağı programları, sosyal medya, oyun, internet... Hiç fark etmiyor. Saatlerce ekran karşısında olan herkes tatminsiz, sürekli canı sıkılıyor ve hiçbir şeyden mutlu olmuyor. Çocuğu da aynı yetişkini de.
AVM'ler kısa süreliğine de olsa avutuyor bu grubu.
Satın aldıklarını eve getirene kadar diyelim...
Kadın yeni bluzunu dolabına asana, çocuk hevesle aldığı oyuncağı ile 10 dakika oynayana kadar.
Sonra hop yine ekran. Yine tatminsiz hayatlar.
Üretim yok...
Öğrenmek yok...
Hobi yok...
Eğlence yok...
Sohbet yok...
Bazen metroda insanları seyrediyorum uzun uzun. Hiçbiri seyir malzemesi olduğunun farkında bile değil.
Gözlerimi ayırmadan saatlerce baksam, yine görmeyecek.
Herkes yüzünde donuk bir ifadeyle elindeki küçük ekrana kilitlenmiş durumda.
Sanki uzaylılar tarafından kaçırılıp, gerisin geriye dünyaya bırakılmış gibiler.
Bir gerilim filminin ortasında gibi hissediyorum kendimi.
Yoksa ben mi abartıyorum, Ne dersiniz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.