Yatağında uyumayı öğrenen Okyanus
"Hatalı çocuk yoktur, hatalı anne baba tutumu vardır." Bu cümleyi ilk kez arkadaşım Psikolog Armağan Pınar Adanar'dan yıllar önce duymuştum. Şimdilerde çocuk yetiştirirken sık sık aklıma düşüyor.
Üç buçuk aylık bir süt kuzusu iken evde bırakıp işe başladığım Deniz için "Zaten bütün gün görmüyorum, hiç olmazsa akşamları doya doya koklayayım yavrumu" demem hatalı bir tutumdu elbette. O kuzu ben daha ne olduğunu anlamadan bir danaya (!) evrildi ve ondan sonra gönder odasına gönderebilirsen!
Geçtiğimiz yaz, Psikolog Pırıl Bilger'den bu konuda yardım istemiş, önerilerini de sizlerle paylaşmıştım bu köşede. Sağolsun, sorunu çok fazla dallanıp budaklanmadan çözdük.
Şimdi o gün yazdıklarıma bakıyorum da, ucuz atlatmışız:
"Gönderemiyorum odasına.
Babası yatsınmış onun yatağında, o bebekliğinden beri bu yatağı kullanıyormuş...
ʻSürükleyerek odama götürecek değilsiniz yaʼ diyor bir de!" Çocuğu 6 ila 15 yaş arasına gelmiş pek çok ebeveynin kendisine bu sorunla danıştığını belirten Psikolog Pırıl Bilger'in o günkü köşeye taşıdığım önerileri de özetle şöyleydi:
KARARLILIK İKNA EDER
● Sizin kararlı tutumunuz çocuğunuz için çok önemlidir. Çünkü çocuklar kaç yaşında olurlarsa olsunlar, ebeveynlerinin kararlı bir tutumla sunduğu mantıklı talepleri kabul ederler.
● Sizinle aynı saatte yatmaması gerekir. Çocuk her gün aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmalı. Bu bir kural olmalı.
● "Bu odada seni rahatsız eden bir şey var mı? gibi sorularla düşüncelerini anlamaya çalışın. Odadaki fazla eşya çocuğunuzu yorabilir.
● "Biz anne-baba olarak beraber yatmalıyız sen ise sana ait odada yatmalısın, bize ne zaman ihtiyaç duysan yanında olacağız" demelisiniz.
● Her gece anne-baba olarak 'Seni seviyorum' demeyi ihmal etmeyin. Bu onun kendini güvende hissetmesini sağlar.
BU MASAL BİZİM İÇİN
Gelelim yazımızın başlığına:
Yatağında Uyumayı Öğrenen Okyanus, Psikolog Pırıl Bilger'in kaleminden tatlı bir masal. Bu masal, biz büyükler için. Tam da bu soruna parmak basan, çözüm önerisi sunan bir kaynak.
Okurken, "Keşke Deniz daha küçükken böyle bir kitaba denk gelseydim" demekten alamadım kendimi. Kalemine ve yüreğine sağlık. Dilerim ki; okuyanı da, faydalananı da çok olsun.
UYUTAN KİTABIMIZ YILLARDIR KAYIP!
Bu yazıyı yazarken, aklıma bir başka kitap düştü. Sanırım Deniz 3 yaşını sürüyordu ve uyumamak için çok direniyordu. "Uyumak İsteyen Tavşan" diye bir kitap tavsiye etmişlerdi. Kapağında, "Çocuğunuzun bu kadar kısa sürede uykuya daldığına inanamayacaksınız" yazan bir kitap... Ah ne hevesle aldım o kitabı anlatamam. Gerçekten de ilk okuduğum gece kolayca uykuya daldı Deniz.
İkinci gece de uyudu. Üçüncü gece elimde kitapla evin içinde kovaladığımı hatırlıyorum. Yine uyuyacağını anlayınca kaçmaya başlamıştı çünkü. O geceden sonra kitabı bir daha gören olmadı bizim evde. Sahi ne oldu acaba kitaba?
KIZLAR VE ERKEKLER...
Kız çocuk-erkek çocuk ayrımı yapmayalım, kabul. Ama farklılar, hem de çok. Misal, geçenlerde sosyal medyada bu farklılığa tam 12'den vurgu yapan bir paylaşıma denk geldim:
3 erkek halasıyım. Maaşım konusunda "Aylık şu kadar harcasan, kalan şunu bize harçlık olarak vermelisin, halalık böyle bir şeydir" diyorlar. 3 kız teyzesiyim. Ortancası bir elbise istedi, küçüğü demiş ki "Bizim paramız mı yok, neden teyzem alıyor?" Annem zamanında hep derdi zaten:
Kız olsun, çamurdan olsun!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.