Filiz Özkol

Bazıları bizi hiç sevemedi

'SEVGİ' kelimesinin sözlük anlamına araştırmak istedim.
Nedense kaybolmuş duyguların tanımı da zor oluyor.
Son yıllarda bu küçücük kelimenin altında yatan derin kocaman duyguya o kadar uzak kalmışız ki. Anımsamakta zorlandım desem.
Hani derler ya "Gözden uzak olan gönülden de uzak olurmuş" sahiden de öyle olmuş. Biz sevgiyi unutunca sessizce gönlümüzden düşüvermiş de haberimiz yok.
Vah vah vah bize demek geliyor. İnsanlık acınacak hale gelmişte ağlayanımız kalmamış. Çünkü toptan şuursuz uyur gezer hallerinde bir dünya kitlesi var...
Bizi; bize en iyi hatırlatan yine çevremizdeki o sıcacık bakışlarını hissettiren " Dünya tatlısı hayvanlarımız " olmasa halimiz hepten içler acısı... İyi ki varlar. Kaybolan insanlığımızı belki bir nebze anımsıyoruz. . Onlar kadar olamadık vesselam.
AŞKA YENİK DÜŞMEK
Aslında "Sevmek" kolay filizlenen bir şey de değil.
Emek ve çaba isteyen bu "Duygu topağını" içimizde hissetmek için, ona hazır olmamız ve sürekli beslememiz gerekiyor. Şimdilerde moda olan ağızlarda sakız olmuş bir cümle var. "Elektrik alma" olayı.
Biliyorum hepimize artık "Komik" gelmeye başladı bu sözcükler fakat, garip bir şekilde doğruluğunun payı da büyük. Ben buna kısaca karşılıklı kimyaların uyuşması diyorum. Yıllardır dillerden düşmeyen "İlk görüşte aşk" duygusu hala iktidarlığını koruyor. .
Her yıl coşkuyla ve abartılı bir şekilde "SEVGİLİLER GÜNÜ " dediğimiz sözde olmayan sevgilere kurgulanmış, suni bu kutlamaların sayesinde, içimizdeki sevgi tohumları bir nebze ekilebilir.
Sonuçta yaşam algılarla yaşanıyor.
Sevgiye teslim olmaktan korkar hale gelmemizdeki neden; bu duygunun bizim gücümüzü zayıflatır korkusu yaşıyoruz.
" Aşka yenik düşmek" ne güzel bir film adı olurdu.
Keşke tüm yenilgiler bu duygularda yaşansa.
DUYGUDAN KAÇIYOR
Deliler gibi korkuyoruz.
Ölüyor bitiyor ama sevdiğimizi itiraf edemiyoruz.
Uzmanlarımızın da hep söylediği gibi 'RED EDİLME' korkusunun altında yine psikolojik nedenler yatıyor.
Fazla sevgi duygusunun insanı yumuşattığı da, bir gerçek.
Geçen akşam yolda yürürken rastladığım dünya tatlısı bir kediciği kucağıma alıp tam severken; arkamdan yaşlıca hayvan sever bir hanımefendi seslendi.
" Filiz Hanım onlara sadece yemek ve su verin. Sokak hayvanlarını sevgiye alıştırırsanız kendilerini koruyamaz.
" demesi beni bir hayli düşündürdü.
Acaba sevgi insanı korumasız ve teslimiyetçi mi yapıyor ?
Belki de tüm insanlık yaşam dengelerini korumak adına bu duygudan kaçıyor.
Özellikle erkek zümresi, bir türlü 'Seni seviyorum' demesini beceremiyorlar.
Gücü eksilir takıntısı ile tuhaf handikaplar yaşıyorlar.
Gelelim yine son dünya olaylarında, dünyanın bize yaşattığı sevgisizlik gösterisinin altındaki korkularına.
Yıllarca Avrupa birliğine almadılar. Ellerini bir türlü uzatamadılar. Yapamadılar.
Osmanlının geçmiş iktidarı asla zihinlerinden silinemedi.
Aslında çok sevdiler bizi.
Yıllarca bürokratik ve bireysel ziyaretleri hiç bitmedi. Özellikle yabancı gelinlerin ikinci vatanı oldu ülkemiz. Yine de hep bilinçaltlarında fazla sevginin getirdiği "Teslim olmama" duyguları vardı.
Anladım ki; aşktan sevgiden kaçan kişiler hep ( Toplumlarda dahil ) bağlanma ve bağlandıkları olayda güç kaybetme korkusu yaşıyorlar.
Anladım ki; siz ne kadar severseniz sevin karşınızdaki kişide sevgi yetersizliği varsa sizi yok sayacaktır.
İşte bu yüzden Türkiye'yi bir türlü sevemediler.
Hayranlıkla uzaktan izlediler.
Hatta sahip olmak için bin bir takla attılar fakat hep bir adım ötede kaldılar. Yakınlaşma korkuları ve kıskançlıkları hiç bitmedi.
Olsun, biz her şeyin farkındaydık.
Güç; sevme duygusundan geçiyor. Biz kollarımızı dünyaya hep açtık. Evet arkadaşlar, aslında hep beğenildik uzağa. Hemen rahmetli Yaşar Güvenirgil'in bir şarkısı geldi aklıma. "SENİ UZAKTAN SEVMEK AŞKLARIN
EN GÜZELİ"... Ne yapalım öyle olsun diyelim. Bu da korkunun getirdiği bir tercih.
Acı haberlerden ırak, mutlu bir hafta diliyorum.
Günün sözü Aslında seni sevmeyenlere teşekkür etmelisin. Zaten sen de onlara bayılacak değilsin. Ece Ayhan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.