Sizi şöyle alalım
Asla bu yaşamda çözemeyeceğiz. Bu gezegene adım attıktan sonra eminim birçoğumuz şaşkınlıkla önce kendimizi tanımaya çalıştık. Hayatın akışı içinde seçemeyeceğimiz ve bize ait olmayan durumların ortasında kaldık. Yıllar önce bir TV programım vardı. O dönemde yeni açılan bu kanalın hakkını verelim diye orijinal programlar peşinde olan yapımcıların hazırladığı, o günlerin ve şimdilerde hala popülerliğini koruyan sunucumuzla birlikte bir projeye adım atmıştık.
BİZİ ŞEKİLLENDİRİYOR
Programımızın adı "SİZİ ŞÖYLE ALALIM" idi. O yıllardan beri hep düşünmüşümdür.
Görünüşte çok basit birkaç kelimeden oluşan bu cümlenin anlamı hayatımızın her evresinde karşımıza çıkarak bizi şekillendiriyor belki de istemediğimiz bir kalıba sokuyordu. Zeynep'in kayınvalidesiyle bitmeyen sorunları vardı. Ailenin tercih sırasında maalesef en arka sıraya konulmuştu. Görümceler, eltiler, baldızlar, damatlar arasında fark edilmeyi beklemekten yorulmuştu.
"Olmuyor Filiz Hanım ne yapsam bana ayrılan köşemden bir başka bölümde yerim yok. Bu ailede kadrom belli. Ağzımla kuş tutsam ön sıraya geçemiyorum.
Ümidimi kaybettim bu aile içi yarışında" derken, sanki evlilik gemisinin bu dizilim yüzünden ne kadar yara aldığını anlatmaya çalışıyordu. Zeynep'in sıralaması birçok konuda mevcut ve yaşamın her köşesinde karşımıza çıkıyordu.
HAYAT HERKESE FARKLI
Çok sevdiğim sanatçı arkadaşım en az 28 dilde şarkı söylerken hala hak ettiği yere gelememesi konusunda ne zaman hayıflansa yine aklıma seçmekten çok seçilmenin önemi geliyor.
Bir başka durum da Serpilin geleneksel bir aile tablosu içinde yılan hikayesine dönen bir kayınvalide problemin savaşıydı.
Eşi ve annesi arasında kalma dramı. Herkesin yeri belli gibi görünse de birbirlerinin koltuğuna göz dikme yarışları, nezaketin dışına kaçan davranışlar, düğün dernek sonrası kapışmalar ve hatta öncesinde başlayan çatışmalar. Bu karmaşık ilişkilerin insanoğlunun doğasında var olan mücadele gücünü ortaya çıkardıkça kimse yerini beğenmeyecektir. Birileri bize yer gösteriyor ve biz de oraya oturmak zorunda kalıyoruz. Hayatın anlamı her birey için farklıdır. Hayattaki öncelikler, hayaller ve umutlar kişiden kişiye değişiklik gösterir.
Bizi birbirimizden ayıran ise farklılıklarımızdır.
Bu nedenle hayatın anlamının kişisel olarak değerlendirilmesi önemlidir.
İNSANİ İLİŞKİLER KURULMALI
Olayın birde felsefi kısmına geçmek istiyorum Seçim bizim kararımız mı?
Bize önerilen karara rıza göstermek mi?
Yüksek irademiz hiç mi işe yaramıyor?
Çıplak geldiğimiz bu dünyada yaşam bizi her anlamda donatırken, özgür seçimlerimizi bize kim sağlıyor? Ailemizle başlayan bir serüven belki de. Onlarında aileleri derken atalarımıza uzanan bir zoraki tercih olayı var.
Daha ilk başlangıç ilişkilerimizde kalabalık bir ailenin seçimli çocuğu isen abla ve kardeş olma hayallerinizdeki uyumla başınız dertte demektir. "Sen ablasın. O senin kardeşin. Bak o senin ağabeyin ona saygılı ol" derken geleneksel bir aile dizilimi yaptığımızı farkında olmayabiliriz.
Fakat çocuklarımızın yerini belirleyerek kodluyor ve onlar birey oldukları zamanda hep ait oldukları yerden dışarıya çıkamıyorlar.
Farkındalıkları köreliyor. Toplumsal açıdan baktığımız zaman insani ilişkilerin kurulması ve korunması önemlidir. Sonuç olarak bize ayrılan yere tabii ki saygı gösterelim fakat çevremizde de nelerin olabileceğinin keşfetmek için oturduğumuz yerden ayağa kalkalım. İyi haftalar..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.