Araya reklam alalım
Son günlerin fırtına sözcüklerinden biri. "REKLAM" kelimesi. Sözlük anlamına baktığımız zaman bir şeyi geniş yığınlara tanıtmak, beğendirmek ve böylece o şeyin daha çok istenmesini, alınmasını, satılmasını sağlamak için söz, yazı ve benzeri araçlarla yapılan her türlü tanıtma çabası.
Reklam dediğimiz olgu ele aldığı mal ve hizmetleri hoşa giden tarafları ile tanıtarak kişilerde yeni ihtiyaçlar yaratmayı amaçlanması söz konusu. Bu sektörün içinde olan çok sevdiğim bir arkadaşımla dertleşiyorduk.
Konunun incelikleri ile ilgili bir şeyler öğrenmek istedim. İşim iletişim olduğu için ve bu konuya çok yabancı olmamama rağmen öğreneceğim ne çok şey varmış diye düşündüm.
Çok reklamı olan bir şeyin en iyi örün olma garantisi yokmuş. Hoppala. Eğer bir malın alıcısı azaldığı anda firma yetkilileri çok satılıyormuş imajı vererek reklam kampanyası başlatabiliyormuş. Sözlü ve yazılı vaatlerle verilen teminatların ve görselliklerle zenginleştirilen kampanyaların altında çeşitli nedenler olabiliyormuş. Bu tanıtımlar içinde bazen oldukça yüklü rakamlar söz konusuymuş. Ürünün satışı tanıtımın başarısına bağlıymış. Hepimiz yaşıyoruz.
Sinema salonlarının koltuklarına kurulup o çok sevdiğimiz filmi beklerken bitmeyen reklam fragmanlarını. Bazen canımızdan bezdirircesine uzayıp giderler. Sonu gelmeyecek zannedersiniz.
İŞİMİZ GÜCÜMÜZ PAZARLAMA
Elimizdeki iletişim aletlerinden tutun da TV programlarının altına sağına soluna dal budak sararcasına kurulan görüntüler.
İşimiz gücümüz pazarlama. Beynimize öylesine kodlanmışlar ki birçoğumuz yolda yürürken bir caddenin veya sokağın duvarını boş görsek "HAYIRDIR İNŞALLAH" düşüncesine kapılabiliyoruz.
Hayatımızın her zerresinde yayılmış beynimizi işgal eden virüs donanımları.
Kaçmak mümkün değil. İşimiz gücümüz reklamlar.
Reklâmın iyi yönlerinden biri de ekonomik dünyada olup bitenden toplumu haberdar da etmesi bilgi vermesi yol göstermesiymiş. Bir an reklâmın yokluğunu düşünelim. Tüketici seçme kararsızlığına düşecektir. Reklâm tüketiciyi yaşamın gereklerinden de haberdar eder. Kararsızlığının çözümünde yardımcı olur. Hızla gelişen teknoloji ile birlikte tüketicilerin ihtiyaçları buna bağlı olarak da talepleri her geçen gün biraz daha çeşitlilik kazanmaktadır.
Şirketler bir yandan bu talebi karşılamaya çalışırken diğer taraftan da pastadan daha büyük dilim koparabilmek için rakipleriyle mücadele etmek zorundadırlar.
Çoğu zaman bıktırıcı bir şekilde karşımıza çıksa da yaşam döngüleri içinde hayatımızın her zerresi bu sektörün içinde yoğurulmuştur.
HAYATIMIZ REKLAM OLMUŞ
Alan memnun satan memnun kısır döngü içinde, birçok ülkenin starları da reklam kampanyalarının yüzü olmaya devam ediyorlar. Yıllardır bizde de bu tür tanıtımların ünlü öncüleri oldukça fazla.
Birçok sanatçımızda bu dünyanın rüzgârına kapılmış durumdalar. Çok cazip teklifler karşısında bol sıfırlı rakamlara "EVET " diyebiliyorlar.
Geçen gün bir arkadaşım ilişkisiyle ilgili sorun yaşamaktan bıkmış ve sevgilisiyle kapışarak ilişkilerini bir süre dondurmak istemiş. Adam büyük öfkeyle "Ne yani araya reklam mı alacaksın " cümlesinin arkasındaki komik trajediyi sizde tahmin edebilirsiniz. Hayatımız "REKLAM" olmuş.
Vah vah bize.. Anlıyoruz ki gerçek hikayelerimizden çok daha fazla reklamlar.
Sonuç olarak klasik ve bilinen bir sözle konuyu kapatalım mı?
REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ
SATIŞI ARTTIRIR.
Reklâmlar, tutkuların araçlarıdır. Addison
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.