Aile şirketleri ve profesyonel yöneticiler
Aile şirketlerinde karşılaşılan en önemli konulardan biri, profesyonel yönetici çalıştırma kararının alınma aşamasıdır. Kurucuların, evlatları gibi gördüğü işyerlerini "Elin insanı benden daha mı iyi yönetecek? İşleri benden daha mı iyi mi bilecek?" gibi düşüncelerle profesyonellere teslim etmekte zorlandığına şahit oluyoruz.
Aslına bakarsanız bir açıdan haklı da sayılabilirler, çünkü gözü gibi baktıkları ve belli bir seviyeye getirdikleri işletmelerini, bir yabancıya emanet etmek hiç de kolay değil. 'Ya şirketim batarsa...' endişesiyle binlerce senaryo gelir akıllara. Fakat işe profesyonel açıdan bakılırsa, işletmelerin büyümesi, markalaşması ve daha büyük çalışmalar yapabilmesi için profesyonel yöneticilere ihtiyaç olduğunu kabullenmek gerekir.
Çünkü patronlar her işe yetişemez ve işi uzmanına teslim etmek kendilerine birçok avantaj getirir. Profesyonel yöneticiler; liderlik becerilerine sahip olmaları, bilgisi ve tecrübesi sayesinde şirketin hedeflerine ulaşmasında önemli katkılar sunar. Ayrıca şirketlerin kapasite, verimlilik ve karlılığını arttırmada kilit rol oynarlar. Özellikle objektif karar verme noktasındaki yaklaşımları ile aile işletmelerindeki sıkça görülen nepotizm (akraba kayırma) kavramının önüne geçer.
İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE
Patronlar profesyonel yöneticileri seçerken, kendisiyle aynı heyecanı duyan ve aynı hedefe koşma azminde olan kişileri değerlendirmelidir. 'İyi günde kötü günde' ruhu ile takım bilinciyle hareket eden kişilerin, işyerlerine daima değer kattığı bilinmektedir. Dünyanın hızla değiştiği, rekabetin ön planda olduğu günümüzde yöneticilerde bazı özellikler aranmalıdır.
Teknolojiyi takip eden, yeniliklere ve değişime açık, insan kaynağını katma değere dönüştürme becerisi gelişmiş, başarı odaklı, delegasyonu yüksek, pratik çözümler geliştiren, risk alabilen yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu nedenle patronlar mülakat sürecinde bu yetkinlikleri sorgulamalıdır.
Çünkü ülkemizde bu noktalar atlanmakta ve birçok aile işletmesi ciddi zararlar yaşamaktadır. Profesyonelce seçilmeyen ve genelde arkadaş tavsiyesi ile ehil olmayan insanlara teslim edilen işler hüsranla sonuçlanmaktadır.
İŞİ UZMANINA BIRAKMAK...
Bir çalışan, işyerine çok ciddi karlar kazandırdığı gibi iflasa da götürebilmektedir.
O nedenle doğru ekip kurmak çok önemlidir.
Patronlar, seçtikleri yöneticilere "işyerime ne kazandırabilirsin, seni neden tercih etmeliyim? gibi soruları sormalıdır.
Zaten işin ehli insanlar tereddüt etmeden bunların cevaplarını ve geçmişte başarılı iş tecrübesini anlatır.
Ülkemizde şirketlerin %95'ten fazlası aile işletmesidir. GSYH'nın %75'ni oluşturan bu kuruluşların profesyonel standartlarda çalışması ekonomiye ciddi kazanımlar yaratmaktadır.
Her işe yetişme derdinden arınmak ve daha başarılı işler yapmak için işi uzmanına bırakmak gerekir.
HEDEFLERE İNSANLA ULAŞILIR
Öte yandan özel sektör ile kamu kuruluşlarında yönetimsel süreçler ortak özellikler taşır. Kamu kuruluşlarında da liderlik vasıflarına sahip profesyonel yöneticilerin görev yapması, işin analizlerinin ve görev tanımlarının üretim odaklı tanımlanması, performans arttırıcı iş süreçlerinin oluşturulması çok önemlidir.
Yıllardır insan kaynakları yönetimi alanında çalışan biri olarak, durmadan tekrarladığım ve tekrarlamaya devam edeceğim bir husus var. O da şudur;
"Türkiye'nin güçlü bir ekonomiye ulaşmasının tek yolu, insan kaynakları yönetimi fonksiyonlarının kamu ve özel sektörde uygulanmasıdır!" İnsan Kaynakları (İK), işyerlerinin verimlilik ve karlılığını arttırır. Görevi sadece 'kariyer günleri' olarak algılanan birim değildir. Bu anlamda İK fonksiyonlarının tüm kamuda yaygınlaşması için sistemler kurulması beklenmektedir. Bu anlamda bir İK uzmanının bilgi ve tecrübelerinden yararlanılabilir.
Ülkemizin güçlü ekonomiye ulaşmasında en büyük rol insana düşmektedir.
Hedeflere insanlarla ulaşılır. Sistem kurmak, doğru ekiple çalışmak, katılımcı liderlik anlayışı belirlemek, iş süreçlerini takip ve kontrol etmek hedefe ulaşmamızı ve başarıyı getirecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.