Kurumlarda kriz yönetmenin önemi
Aniden çıkarak kurumların ayarlarını bozan, panik yaratan, maddi ve manevi yıkımlara yol açan krizler, aslında tüm sektörler için yaşanılması olağan bir durumdur.
Krizlerin oluşmasında çevresel, yönetimsel, yasal düzenlemelere uyumda zorlanma, siyasi kararlar, teknolojik değişimler, uluslararası etkenler, toplumsal olaylar ve kurumsal faktörler gibi birçok etken vardır.
Krizle mücadele edebilmek ve çeşitli çözüm yöntemleri geliştirebilmek için öncelikle doğru teşhisin konulması gerekmektedir.
Çünkü doğru bir teşhis koymadan doğru tedavi uygulamak mümkün değildir. Ayrıca krizlerin etkileri, her kurumda, coğrafi ve sosyolojik yapılarda farklı etkiler bırakacağından krizleri kendi içinde değerlendirmek gerekir. Yani genelleme yapmadan münferit değerlendirmelerde bulunmak ve bu çerçevede önlem almak önemlidir.
İçinde bulunduğumuz süreçte Covid 19 ile başlayan, ardından Rusya-Ukrayna savaşı ile devam eden küresel bir kriz yaşanıyor. Derinden yaşanılan ekonomik kriz, tüm sektörleri ve toplumu derinden sarsmaktadır. Örneğin enflasyonun hızlı yükselmesi halkın alım gücünü düşürerek toplumsal sorunlara yol açmaktadır.
OLAĞAN BİR DURUM GİBİ
İş dünyası girdi maliyetlerinin önlenemeyen yükselişi ile mücadele etmekte, bu durum üretim maliyetini artırmakta, üreticiler üretim kısıtlamalarına gitmekte ve genel çerçevede arz- talep dengesinin bozulmasına yol açmaktadır. Üretimin düşmesi de beraberinde yeni sorunlar yaratmaktadır.
Kurumsal yapıda olan en güçlü şirketler, en büyük markaların bile patronları, CEO'ları ile görüşmelerimde ekonomik krizle mücadelede sorunlar yaşadıklarını dile getiriyorlar.
İçinde bulunduğumuz süreç küresel kriz olduğundan, çözüm yöntemlerinin ve çıkış yollarının da global kararlarla alınması önem arz etmektedir. Krizin olağan bir durum olduğunu bilerek, özel ve kamu sektörünün her yerinde bunun yaşanmasının mümkün olduğu gerçeğinden yola çıkarsak önemli olan kriz yönetimidir.
Kriz yönetiminin amacı; krizi çözmek değil krizi önlemektir. Olası krizlerin önceden tespit edilerek önlemlerin alınması, kriz darbesinin optimal düzeyde tutulması için hazırlıklar bütünü olarak tanımlayabiliriz.
Nasıl ki, bir iş yapmadan önce ağırlık verilmesi gereken en önemli kısım 'altyapı oluşturmak' ise işte kriz yönetiminin de amacı olası krizlere karşı alt yapı oluşturmak ve A, B, C çıkış planları hazırlamaktır.
ÖNLEM ÖDEMEKTEN UCUZ
Kriz yönetiminde en önemli görev yöneticilere düşer. Yöneticinin kriz senaryolarını detaylı bir şekilde hazırlatması, kriz takımları kurması, kriz simülasyonları yapması kurumun geleceği için çok önemlidir.
Ayrıca krizle mücadelede kapsamında ekibini yetiştirmesi, eğitimlerle geliştirmesi yöneticinin önemli görevleri arasındadır.
Kriz durumlarında nasıl bir pozisyon alacağını bilen ekipler olduğunda, endişe düşecek, krizde iletişim de bozulmayacaktır.
Kriz zamanlarında panik, stres, korku hakim olduğundan bu duygular çatışmalara, yanlış kararlar alınmasına yol açmaktadır. 'Önlemek ödemekten daima ucuzdur' sözünü burada bir kez daha belirtmemde fayda olacaktır.
Krizleri fırsata çevirmek kriz zamanlarının en güzel hediyedir. Çünkü bazı kurumlar becerileri ile krizleri bir dönüşüm süreci olarak kullanmaktadır. Krizi fırsata çevirerek eskisinden çok daha güçlü bir seviyeye gelmektedir. Yeni hedefler belirleyerek, bu hedefe ulaşmak için yeni yol haritaları çizilmektedir.
Geliştirilmesi gereken ve ihtiyaç duyduğu alanları ve yeteneklerini keşfeden kurumlar, iyileştirme vizyonu ile yeniden yapılama kararları alarak bir değişim sürecine girmektedir. Doğru yönetilen krizler, kurumları ileriye taşımaktadır. Kriz yönetiminde her kademede görev yapan çalışanların görüş ve desteğini almanın gerekli olduğunu da hatırlatmak da fayda vardır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.