Gonca Elibol

Tasarruf, liyakat ve denge yolumuzu açar

Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin etkileri bir süre daha devam edecek. Ekonomik krizler gelişmekte olan ülkeleri daha çok sarstığı için tedbirli olmak şart. Tedbir; kısa ve orta vadeli davranışlarımızı kontrol etmek uzun vadeli davranışlarımızın olumlu sonuçlanması açısından için kritik öneme sahiptir. Zor dönemlerde tedbirli olmak uzun dönemde yatırım yapmanın da temeli demektir. Ülkemizin esas sorunu enflasyondur. Enflasyonla mücadele ekonomi bilimine göre çok paydalı, değişken, kontrolü zor bir konudur.
ARTAN TÜKETİM ÇILGINLIĞI
Devletin ve milletin ortaklaşa hareket etmesi, bilinci davranılması gereken bir husustur.
Mesela toplumda bir kesimde müthiş bir tüketim çılgınlığı ile karşı karşıyayız, inanılmaz bir harcama var. Bunlar e-ticaret sitesi raporları, bankaların kredi kartı harcama raporlarından rahatlıkla görülüyor. Hatta geçenlerde Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, tüketimin sakinleşmesi için kredi kartlarına ilişkin adım atılması gerektiğinin söyledi. Enflasyonist dönemde en zor konu "üretim"dir. Çünkü üretim için gerekli olan hammadde, işçilik maliyetleri vb. hususların toplamı olan girdi maliyetlerinin yükselmesi üretimin azalmasına, kapasitenin düşmesine neden olmaktadır.
Düşünsenize toplumda talebi yüksek olan bir ürün var fakat üretimi yetersiz, arz- talep dengesiz. Böyle olunca ithalata dışarıdan temin yoluna yönelim oluşuyor. Bu Türk Malı üretimine orta ve uzun vadede kalıcı zaralar vermektedir. Her durumda her zaman bu şekilde olmasa da "üretmeden tüketmek" her zaman zarardır. Her konuda bilinçli bir tüketici olmak çok mühimdir. İhtiyaç mı istek mi?
TEMEL SORUN: EMEK İSRAFI
Tasarruflu olmak, dengeli olmak üzerimize düşen rolleri bilmek için çabalamak enflasyonist dönemde özellikle önem arz etmektedir. Kamu kurumlarının; stratejik rolü, ülkenin geleceğine yön vermesi, aldığı kararlarla iş dünyasını yönetmesi nedeniyle rol model olması gereken kurumlardır. Bir kamu personeli her daim vatan görevi yapmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı tarafından kamuda tasarruf tedbirlerinin açıklanması pek çok noktada yerinde kararları içermektedir. Hatta birçok maddesi geç kalınmış tedbirlerdir. Mesela "makam aracı" konusu, halbuki 237 sayılı Taşıt Kanunu ile sınırlar çok net belirli. Fakat genel anlamda suistimal edilmiştir. Mevzuata göre bir bakanlığın genel müdüründe makam aracı olmaması gerekirken ilginçtir ki birçok kurumda daire başkanlarının bile makam aracı vardır. Özel sektörde de kamuda yapıldığı gibi tasarruf önlemlerinin alınması gerekiyor. Kurumlar arası dengesizlik oldukça yaygındır. Mesela bazı kamu kurumlarında özel mail adreslerine erişim engeli yapılırken, bazı kamu kurumlarında tüm internet sitelerine erişim hakkı tanınmaktadır.
Biri işten kafasını kaldıramazken diğeri mesai saati içerisinde e-ticaret sitesinden kıyafet alabilmektedir. Kamuda en önemli temel sorun emek israfıdır.
Oysa emek üretimin/iş çıktısının en önemli girdisidir. Emek israfı aynı zamanda zamanı yönetimi sorununun yanı sıra liyakatsizlik demektir. Bu nedenle sürekli gelişim ilkesi ile çalışanlar nitelik ve donanım kazanması sağlanmalıdır. Bu nedenle kurumsal gelişim eğitimleri ihtiyaçtır. Bazı kamu kurumları hizmet içi eğitimleri otellerde düzenleyerek iki liralık maliyeti iki binin üzerine çıkarmaktadır.
Oysa bu eğitimler kurumlarının salonlarında gruplar halinde düzenlenebilir.
Eğitim gelişim aracıdır salt motivasyon olarak düşünülmemelidir. "Yumurta içten kırılırsa yaşam başlar, dıştan kırılırsa yaşam biter". Eğitim bir yatırımdır ve gelişmiş ülke olmamız için tek araçtır.
ESNAF DESTEK BEKLİYOR
Tasarruf kararlarında bir diğer konu "dengedir".
Çünkü denge adaleti ve güveni getirir.
Mesela geçen hafta açıklanan bir mesaj ile esnaflar adaletsizlik yaşamıştır. Esnaf Kefalet Kredilerinde faiz oranları örneğin yüzde 7.5 olan kredi faizleri yüzde 17'ye çıkarılmıştır. Üstelik bu haber ilgili bankanın gönderdiği SMS ile öğrenilmiş ve esnaflar şok olmuştur. Küçük ölçekli gruplardan olan esnaflarımız, ekonominin lokomotifi konumundadır. Esnaflar bu kararın tekrar gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi için Başkan Erdoğan'dan destek beklediklerini ifade etmektedir. Esnaflar "küçük gelirlerimizde bizler düzenli vergi verirken ilk beşyüzde olan ve karlılıkları ile öne çıkan bazı şirketlere bugüne kadar defalarca vergi affı getirilmiştir, bu durum toplum ve iş dünyası gözünde bir adaletsizliktir" şeklinde yorumları mevcuttur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.