‘Türkiye beni büyülüyor’

30 yılı aşan kariyerinde "Eklektik Kelt" müziğiyle dünya çapında 15 milyona yakın albüm satan ve "müzikli seyahat yazarı" olarak anılan Kanadalı şarkıcı ve besteci Loreena McKennitt, 2018 yılında yayınladığı "Lost Souls" (Kayıp Ruhlar) albümünün dünya turnesi kapsamında 29 Haziran'da İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda hayranlarıyla buluşacak. Sanatçı aynı program kapsamında daha sonra İstanbul'da ve Ankara'da sahne alacak. Dört kıtada altın, platin ve multi-platin satış rakamlarına ulaşan Loreena McKennit, kariyeri boyunca aralarında Kanada'nın en önemli müzik ödülü Juno'nun ve Billboard Uluslararası Başarı Ödülü'nün de yer aldığı sayısız ödüle layık görüldü, Grammy ödüllerine ise iki kez aday gösterildi.

'MUTLU HİSSEDİYORUM'
Türk insanının misafirperverliği, içtenliği ve alçakgönüllülüğünün kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen dünyaca ünlü sanatçı, İzmir'de ilk kez konser verecek olmanın da heyecanını yaşıyor. Kanadalı müzisyen Türk Halk Müziği ezgilerini çok sevdiğini söyledi.
Kanada doğumlusunuz ancak kökleriniz İrlanda'ya kadar uzanıyor. Kelt müziğine ve unutulmuş halk müziklerine ilginiz sadece kökeninizle mi ilgili?
Kelt müziğini ilk kez 1970'lerin sonuna doğru Manitoba'da folk müzik yapan bir mekanda dinlemiştim.
Müzik beni ilk anda o kadar çok etkilemişti ki ben de mutlaka bu melodilerle iç içe olmalıyım demiştim.
Bunun dışında farklı kültürlere, ülkelerin tarihlerine, müzik geçmişlerine büyük bir ilgi duyuyorum.
Günümüzü ancak geçmişte yaşananları bilerek daha iyi anlayabileceğimize inanıyorum. Bu öğrenimi de müzik ve Kelt kültürü aracılığıyla yapabildiğim için kendimi mutlu ve şanslı hissediyorum.
'TÜRK MÜZİĞİNE AŞİNAYIM'
Yaptığınız araştırmalar sonucu Kelt müziğinin, Çin'e hatta Anadolu'ya uzandığını keşfettiğinizi söylemişsiniz. Tanıdığınız Anadolu ozanları var mı? Anadolu ezgileri dinler misiniz?
Kelt kültürünün farklı kültürlerle olan bağlantısı ile ilgili öğrenme ve keşif sürecimin başında sayılırım aslına bakarsanız. Ama bazı erken dönem Kelt kabilelerinin Anadolu'dan çıktığına ve St. Paul'ün Galatlar'a yazdığı mektuplarda da bundan söz edildiğine inanılıyor.
O dönemden bu yana bir kültürel evrim sürecinin devam ettiğini düşünmek insanı gerçekten büyülüyor.
Türkiye'ye uzun yıllardır gelip gittiğim için Türk müziğine, melodilerine aşinayım ama istediğim ölçüde kapsamlı bir bilgi sahibi olduğumu da söyleyemem. Geldiğim zamanlarda duyduğum çeşitli melodiler oldu ve halk müziği ezgileri kulağıma çok hoş geldi. Arif Sağ ve Belkıs Akkale dinlediğim halk müziği sanatçılarından.
Bugüne kadar sizi en çok etkileyen coğrafya hangisi oldu?
Coğrafya olarak dünyada gerçekten çok güzel yerler var, aralarında bir seçim yapmam gerçekten çok zor. Ama kültürel anlamda sorarsanız İtalya, Türkiye, İrlanda benim çok sevdiğim ve çok yakın hissettiğim ülkeler... Hem fiziki güzelliği hem de kültürlerinin çeşitliliği beni çok cezbediyor.
DOĞA BİR ESİN KAYNAĞI
Müziğinizin olmazsa olmaz enstrümanı nedir? Hangi enstrümanlara öncelik verirsiniz?
Ben şarkıların düzenlemelerini çok geleneksel bir yaklaşımla yapmıyorum.
Klasik enstrümanların yanı sıra elektro-gitar, vurmalılar gibi modern enstrümanlar da kullanıyorum.
Hatta kimi şarkılarımda seyahatlerim sırasında aldığım etnik enstrümanları da kullanıyorum.
Bestelerinizi yapmadan önce sizi etkileyen şeyin okuduğunuz kitaplar olduğunu söylemişsiniz. Aynı zamanda gerçek hikayeler de müziğinizi besliyor değil mi?
Evet kitaplar beni çok etkiliyor.
Bir kitabı okumaya başladığımda o dünyanın içine öyle bir dalıyorum ki aklımdan o dünyayı herkesle paylaşacak melodiler, müzikler geçmeye başlıyor. Romanlar, hikayeler, özellikle yaşanmış hikayeler, tarih beni büyülüyor.
Bunların yanı sıra doğa benim için çok büyük bir esin kaynağı. Doğanın bize göstermeye, anlatmaya, öğretmeye çalıştığı her şeyden ders almaya çalışıyorum.
EFES MUHTEŞEM

İzmirli müzikseverlerle 29 Haziran'da buluşacaksınız. İzmir'e kaçıncı gelişiniz olacak? Nasıl hissediyorsunuz?
İzmir'de daha önce konser vermedim ama üç şehirlik Türkiye turnemizin ilk konserini İzmir'de vereceğiz.
O nedenle çok heyecanlıyım. Daha önceki Türkiye ziyaretlerimde Efes'i görme şansım olmuştu. Tek kelimeyle olağanüstüydü.
Birkaç kelime ile Türkiye'yi tanımlayabilir misiniz?
Türkiye ve ülkenin güzel insanlarıyla ilgili söylenecek çok şey var.
Türkiye'ye yıllar içinde zaman zaman seyahatlerim oldu. Misafirperver karşılamalarınız, içtenliğiniz, alçakgönüllülüğünüz beni çok mutlu ediyor.
Tarih ve kültür zenginliğinizden söz etmiyorum bile... Büyüleniyorum.
Coğrafya olarak muazzam bir çeşitliliğe sahip, ülkenin her bölgesi başka güzel...
"SEYAHATİ SEVİYORUM"
Size müzikli seyahat yazarı diyorlar? Böyle demelerinin nedeni nedir? Bu isimden memnun musunuz?
Elbette. Müzik ve yaptığım iş sayesinde çok seyahat ediyorum. Kendimi besliyorum, dünya görüşümü zenginleştiriyorum.
Seyahatlerim, tanıdığım yeni kültürler, ülkelerin tarihlerine dair öğrendiğim yeni bilgiler beni çok daha olgun bir dünya vatandaşı yapıyor. Üstelik öğrendikçe bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu fark ediyorum. Hayatın sürekli bir keşif ve öğrenme yolculuğu olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla tüm bunlar müziğime de yansıyor. İnsanları, müziğimle gezip gördüğüm yerlere götürüyorum bir nevi.
"TÜM İZMİRLİLERİ KONSERE BEKLİYORUM"
Gelecek planlarınız neler?
Bir süre hayattaki önceliklerim, ailem ve yaşadığımız toplum olacak. Enerjimi ve sahip olduklarımı bu doğrultuda değerlendirmeyi düşünüyorum. Dolayısıyla kariyerimi, müzik çalışmalarını ve konserleri bir süre askıya alma düşüncem var. O nedenle Türkiye'deki bu üç şehirlik konser serisini çok önemsiyorum. Tüm İzmirlileri konsere bekliyorum.