Kesin konuş, sonuna kadar inkar et !
Şu hayatta çok şey bildim. Buna rağmen, bildiklerim, bilmediklerimin yanında kum tanesi. En çok da bunu bildim. En çok da haddimi bildim.
En anlayamadığım şey nedir, bilir misiniz?
Pek çok konuda kesin, emin konuşanlar...
'Sen böyle yap, bak beni dinle!' 'Bırak sen o doktoru, benimkine gidelim...' 'Sen onu bunu bırak da şöyle bir şey var...' 'Sen bi abine kulak ver, üzülürsün sonra...' 'Şu hisselerden hemen al. Tüyo aldım ben...' 'Şurada arazi var, imar çıkacak diyorlar. Hemen girelim oraya..'
KAFA KARIŞTIRICI
Hayatta 'mesleğimin bazı alanları haricinde' uzmanı olmadığım hiçbir konuda kesin konuşmadım, konuşamam.
Bunun bedellerini de hep ödedim. Misal, iyi bir öğretmenim ama muhafazakar hocalar gibi tek bir doğrum yok. Kabul edilebilir sınırlarım var. Daha demokratım. Bu da kendi fikri olmayan öğrenci için kafa karıştırıcı geliyor. Oysa ben, hayatta birden fazla yöntem olduğunu ve size en uygun yöntemi sizin seçebileceğinize inanırım.
Benim eğitim sistemimde bu var.
YÜZDE ELLİ ŞANS VAR
Ancak insanlar hep kocaman egolarıyla, 'bilmedikleri ama duydukları fikirlerle' kesin konuşuyorlar. Büyük konuşuyorlar.
Böyle taraftar topluyorlar. Bu tavırla uzman görünüyorlar. Liderlik arayan insanları da peşlerinden koşturuyorlar.
Öyle bir kısır dögü yaratıyorlar ki sormayın gitsin! Bir fikrin kazanma olasılığı ortalama yüzde elli ya... Eğer size verdikleri akıl işinize yararsa, bundan sonra da akıl hocanız olmayı garantiliyorlar. Alkışları kabul ediyorlar. Yok yaramazsa, o zaman da (Eğer sitem ediyorsanız) 'Canım ben de insanım. Yanılabilirim. Dinlemeseydin beni sen de..' diyor ve ekliyorlar.
'Senin kendi aklın yok muydu?' Bu son darbeden sonra kendinize gelemiyor, tek kelime de edemiyorsunuz. Şimdiye kadar iddia ettikleri, savundukları tüm şeyler arasında en mantıklı, kesin geçerli olan tek şey bu çünkü. Sizin aklınız yok muydu? Bir anda, kendine yetememiş bir kişi olarak kendi yetersiz aynanızda kalakalıyorsunuz.
KESİNLİK TUZAĞI
Bazı kişisel gelişimciler, spiritüel danışmanlar da birer 'kesinlik tuzağı' yaratıyor.
Size evrenin sırlarını (!) vaad ediyorlar.
Bazı alıştırmalar veriyorlar. Siz böylece uzmana yeterince inanırsanız, zaten otohipnoza girip, kendinize güven mekanizmanızı harekete geçiriyorsunuz. İşin en gerçek tarafı bu. Bir illüzyon yaratıp, kısa süreli bir özgüven sağlıyorlar. Bu sırada bir kısım kişinin işleri rast gidince, bunların şöhreti büyüyor. Başarılı olamamışsanız, bu da sizin suçunuz oluyor.
'Verdiğim alışıtırmaları yeterince yapmamışsınız.' 'Yeterince istemiyorsunuz bence..' ' Hakkınızda hayırlı olsaydı, zaten olurdu...'
ASLA KABUL ETMEZ
A konusu hakkında iddialı olan, hatta sizinle kavga bile eden kişi, haksızlığı ortaya çıkınca öyle çabuk B 'nin taraftarı olur ki siz bile şaşırırsınız. Artık B konusunda aynı kesinlikle konuşacaktır. 'Daha önce böyle demiyordun ama' derseniz, bunu asla kabul etmeyecektir. Hata öyle kesin konuşacaktır ki, siz kendi hafızanızdan şüphe edeceksiniz.
Mutlak başarının en etik olmayan garantisi kesin konuşmak, suçüstü yakalansanız, asla kabul etmemek, hatta yakalayana yakın gözlüğü hediye etmektir. Bütün çapkınlar ve bütün şarlatanlar bunu bilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.