Murat Bardakçı'yı aşağıda yazacağım olayla ilgili olarak gradosuna uymayan bir hata yapmış olmasına rağmen eleştirmeyeceğim.
Kendisi benim çok hürmet ettiğim bir insandır. Onun ahlakına da hafızasına da ilmine de irfanına da güven duyuyorum.
Memlekette Murat Bardakçı türünde, eskilerin tabiriyle, "mütebahhir" insanlar kalmadı artık. Bardakçı, belki de türünün son örneklerinden birisi. O nedenle onu eleştirmek içimden gelmiyor ama Murat Bardakçı'nın bile hata yapabileceğini de gördük işte.
Gerçi eminim, konuyu araştıracak ve ilk fırsatta yaptığı bariz hatayı tashih edecektir. Ancak esasen eleştireceğim husus, Teke Tek programında yaşandığı için Fatih Altaylı hakkında bir iki lafım olacak. Açıkça söylemeliyim, Fatih Altaylı benim hiç hazetmediğim bir gazeteci oldu her vakit.
Bir kere 28 Şubat'ta sahibinin tetikçisi bir gazeteciydi ve 28 Şubat'a doğrudan-dolaylı destek vermiştir. İkincisi, öyle görünmesine rağmen hakşinas bir gazeteci değil. Mesela bir süre önce, "Çiller'in etrafındaki cahillerden" söz ederek, geçmişte Kuzey Irak'ta yapılan hataları dile getirmişti.
Ben kendisinin verdiği hükmün yanlış olduğunu kanıtlayan onlarca belge gönderdim Fatih Altaylı'ya. Ciddi bir gazetecinin gönderilmiş onca özel belgenin hatırına bir cümle de olsa hatasını düzeltmesi gerekmez mi? Hayır, sahte delikanlılığın arkasına gizlenmiş hödük bir gazeteci tipolojisidir karşımızda olan.
***
Olay şudur: Geçen pazar günüydü. Haberturk kanalında Teke Tek programını izliyorum. "Ali Kemal Hain mi değil mi?" tartışması var programda. Güzel ve öğretici bir program. Gecenin ilerleyen saatlerinde programın bir yerinde konu Yeni Asır Gazetesi'ne geliyor. Fatih Altaylı her zamanki o yarı aydın celadetiyle atlıyor ve Yeni Asır'ın Yunanlılar'ın İzmir'i işgal ettikleri gün attığı manşetin ne olduğunu soruyor.
Altaylı'nın suratında müstehzi bir gülümseme ve ardından çirkin, mülevves ve mübtezel bühtan:
"Yunanlılar İzmir'e girdiklerinde Yeni Asır Gazetesi, 'Kurtarıcılar geldi' manşetini attı." Ve ekrana yazılan alt yazılar filan. Fatih Altaylı Murat Bardakçı gibi ciddi bir adamı bile bu haysiyetsiz yalana alet ediyor. İftira atılan gazete herhangi bir ceride değil. Mütareke basını değil, Yeni Asır Gazetesi.
Türkiye'nin yaşayan en uzun ömürlü gazetesi. Üç asır görmüş tek gazete. İmparatorluk geçmişimizin ve coğrafyamızın bir yadigarı. Halen Türkiye'nin en itibarlı tek bölge gazetesi. Üstelik bu iftiraya çeşitli zamanlarda gazetenin eski sahibi Dinç Bilgin de gerekli cevabı vermişti.
***
Evet beyler, Yeni Asır gibi saygın bir gazeteye iftira ettiniz. Çünkü Yeni Asır Gazetesi 1895 yılında Selanik'te yayın hayatına başladı. Türkiye'ye ve İzmir'e taşınma tarihi ise, 1924'tür. Yunanlıların İzmir'i işgal tarihi ise 15 Mayıs 1919'dur. İzmir'in işgali ile Yeni Asır'ın İzmir'de yayın hayatına başlaması arasında 5 yıl gibi bir süre var. Şu an da medyada çalışanların nerdeyse yarısı Yeni Asır'da yetişti.
Fatih Altaylı Yeni Asır'ın içinde olduğu grupta yıllarca yöneticilik-yazarlık yaptı. Şimdi demek gerekmez mi ki, be hey adam, bu kadar mı tecessüs özürlüsün, insan onca yıldır, kulağına fısıldanan bir astarsız lafın doğru olup olmadığını hiç araştırmaz mı?
Benimde arşivimde Öncü Gazetesi'nin hazırladığı ve içinde çoğu hiç yayınlanmamış dokümanların olduğu Fatih Altaylı dosyası duruyor. Çoğunun iftira olduğunu tahmin ettiğim bu ipe sapa gelmez dokümanları yayınlasam ne düşünür Fatih Altaylı?
Her neyse beyler, size sözüm şudur: Fahiş bir hata yaptınız, düzeltiniz!