Aşı karmaşası
Bir kere bir hakkı teslim etmeliyiz: Ben bu köşede birkaç kez yazdım; Sağlık Bakanı Recep Akdağ benim çok beğendiğim bir bakan değil. Ancak ona başarısız demek de haksızlık olur, zira sağlık alanında pek çok uygulamayı başlatmış ve bu uygulamaların bir kısmı başarılı bir biçimde sürmektedir. Bunlar devrim çapında kararlardı.
Ama aynı Recep Akdağ, kesinlikle takıntılı birisi ve bakanlığını ilgilendiren konularda diyalog yerine egosantrik davranışları tercih ediyor. Diğer yandan belli bir cemaatin mensuplarına bakanlığında aşırı istihdam sağlama çabası da herkesi rahatsız eden uygulamalardan. Oysa sağlık alanında bu kadar önemli işler yapmış bir siyasetçinin, toplumun daha geniş kesimleri tarafından takdir edilmesi gerekmez miydi?
Nitekim Recep Akdağ'ın her şeyi ben bilirim, ben yaparım havası Başbakan'a çarptı ve zaten arızalı olan imaj kumaşında bir yırtık daha oluştu.
***
Olayı hatırlayalım, Sağlık Bakanlığı bir süredir salgın hastalıklara karşı çok ciddi koruyucu önlemler almaya çalışıyor. Çocuk hastalıklarına yönelik aşılama kampanyaları başarıyla gerçekleşti.
Örneğin geçtiğimiz yıl kuş virüsünün ülkemiz insanlarına daha fazla zarar vermesini önemli ölçüde önledi. Son olarak domuz gribi salgını bütün dünyayı korku tüneline soktu. ABD ve AB konuya neredeyse ulusal güvenlik boyutunda yaklaşama ihtiyacı hissetti ve önlemlerini bu yönde düşündüler. Aslında dünyanın geliştirdiği önlem de belli. Bu yeni bir aşı. AB ülkelerinde yapılan testler şu ana kadar olumlu sonuç verdi ve kullanılmaya başlandı. Türkiye'de bu aşıdan ithal edilerek eşzamanlı olarak kullanmaya başlandı. Sağlık Bakanı bu salgın virüsle ilgili önce bir felaket senaryosu çizdi ve yoğun bir kampanya başlattı. Yarım milyar dolarlık bir kampanya bu. Bakan Akdağ, "Bu aşıyı mutlaka vurulacaksınız" diyor, herkese neredeyse ölümü göstererek.
***
Buraya kadar, bakanın aşırı ısrarını saymazsak, her şey iyi gidiyordu. Muhalefetin domuz gribi aşısını siyasallaştırma çabalarına ve toplumda oluşan kuşkulara rağmen çok geniş bir kesim ikna olmaya başlamıştı.
Ancak salı günkü grup toplantısından sonra, "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'da aşı olacak" diyen Bakan Akdağ, baltayı taşa vuruyor ve Başbakan Erdoğan'dan okkalı bir fırça yedi. Fırça bir yana Başbakan aşı olmayacağını söyleyerek kampanyaya en büyük darbeyi de vurdu. Belli ki Başbakan kafasına göre iş yapan bakanına oldukça kızmış.
Şimdi bu işte kim haklı, kim değil diye düşünüyorum. Bana göre modern bir ülkede bir sağlık bakanı yurttaşlara, "Bu aşı gerekli bunu vurulmanız lazım" dediği vakit, o söze inanılmalıdır. Bizim Sağlık Bakanımız da bunu söylüyor ve kendisi bir tıp profesörü. Ancak, kendi hükümetini ve Başbakanı'nı eksik bilgilendiren, halkı adeta dayatmacı bir üslupla aşı olmaya iten bir anlayış dayatma işlerinden hiç hazzetmeyen Başbakan Erdoğan'a çarpmıştır.
Bana göre bu kampanyanın kafası gözü kırılmıştır. Bilmiyorum Sağlık Bakanı bu hasardan sonra bu işi nasıl düzeltecek?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.