Ceylan ve Serap
Bir kör bomba geldi onun taze bedenini parçaladı.
Herkes bir şey söyledi Ceylan için.
Ağıtlar yakıldı yurdun dört bir yanında.
Taraf gibi gazeteler manşetlerinde öyküleştirdiler bu trajediyi.
Ordumuza olmadık laflar edildi.
Soruşturmalar yapıldı, raporlar yazıldı.
Tamam, olsun, yapılsın... Bir itirazımız yok!
Yok da, bu tür yürek burkan acılar konusunda lütfen insanlığı utandıracak biçimde iki yüzlü davranılmasın.
Ceylan'ın başına gelenlere ağıt yakanlar İstanbul'un göbeğinde gözü dönmüş komünist haydutların baştan ayağa yaktığı Serap'ın trajedisini de görsünler.
Maalesef Kürt yandaşı görünmek için Ceylan'ın talihsizliğini istismar edenlerde Serap'ın yanık vücudu hiçbir duygu uyandırmıyor.
İşte Serap'ın fotoğrafı
Umutlarla doluydu onun genç kız yüreği.
Üniversiteye hazırlık kursuna gidiyordu.
Bindiği belediye otobüsüne İstanbul'un göbeğinde, Küçükçekmece'de "molotof" attılar.
İçindeki insanlarla birlikte yaktılar otobüsü.
Ve işte Serap'ın hali.
Herkes baksın şu güzelim genç kızın yüzüne Allah aşkına.
Yüzündeki o "Bana bunu niye yaptılar, benim suçum ne" diyen masum ifadeye.
"Sınava nasıl gireceğim ağabey" diyor.
İlk sözü bu oluyor Serap'ın.
Bu haliyle dahi sınavlarını düşünüyor.
Hayatını söndürdüler Serap'ın.
Doktorlar, "Kolundan, bacağından, karnından alınacak canlı derilerle yüzüne yama yapacağız. Uzun bir tedavi süreci olacak" diyor.
***
Ve ben içimi yakan Serap'ın resimlerini köşeme koymak istedim. Herkes görsün istedim. Herkes utansın istedim.
Bu resim, doğudaki her olayı gözümüze sokan ama İstanbul'un göbeğinde bir genç kızın diri diri yakılmasını görmezden gelenleri belki insanlık adına birazcık utandırır.
Ceylan'ı görün ama Serap'ı da görün.
Ceylan'ın bir bombayla sönen hayatının yasını tut tabi ki ama Serap'ın yakılan bedeni ve dramı için de söyleyecek bir iki lafın olsun.
Ceylan'la Serap arasında ayrım yapıyorsan eğer, insan değilsin; riyakarsın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.