Üç konuda sabır...
Bu seyahat esnasında elbette ülke gündemini takip etmeye çalıştım. Bazı gelişmeler insanın canını sıkıyor. İnsanlarımızın bu olaylardan son derece rahatsız oldukları çok açık. Muş'ta yaşanan olay başta Kürt vatandaşlarımızın üzerinde derin derin düşünmelerini gerektirecek kadar önemli. Ama en başta kabul etmek lazımdır ki Türkiye çok büyük bir ülkedir ve bu büyük ülkenin vatandaşları da ülkelerinin büyüklüğüne yakışır bir olgunluk ve sabır sergilemelidir. Millet olarak yapacağımız en büyük hata sokakları ateşe veren haydutlarla kendimizi eşitlememizdir. Bırakalım o haydutlarla devlet ilgilensin. Kimsenin şüphesi olmasın, devlet bunları çoktan tespit etmiştir ve önümüzdeki günlerde tek tek toplayacaktır. Ama biz Türk halkı olarak büyük resmi görmekten hiçbir zaman vazgeçmeyelim.
Bu nedenle şu üç konuda dikkat etmemizde çok yarar var:
1- Herkes demokratik açılım olayını bir daha düşünsün.
Şöyle düşünelim, Hükümet açılım yapmak istiyor ama PKK ve bölücüler açılımı sabote etmek istiyorlar. Neden? Bu açılım onların yararına ise neden sabote etmek için her çılgınlığı yapıyorlar? Bu sorunun tek bir cevabı var. Açılım politikaları başarılı olursa Kürtler PKK'nın esaretinden kurtulacak ve bu ülkenin eşit vatandaşları haline gelecekler. Bu PKK'nın bitişidir. O nedenle sokaktaki eşkıyalığa bakarak veya şehit edilen askerlerimizin içimize çöken acısının altında kontrolümüzü kaybederek bu hayırlı işi zayıflatacak duygusal tavırlar sergilemekten kaçınalım.
2- Eşkıyanın sokaklarda sergilediği haydutluğu çok fazla önemsemeyelim.
Bu olaylar hepimizin moralini bozuyor, kabul ediyorum. Ancak herkes bilsin ki bu provokasyonu yapanlar zaten bizim kızmamızı, sinirlenmemizi ve onlarınkine benzer tepkiler sergilememizi istiyorlar. Bu oyuna gelmek çok yanlıştır ve Türk halkına hiç yakışmaz. Bunlardan iğrenelim, bunlara beddua edelim ama onların oyununa gelmeyelim. Sabır, sabır, biraz daha sabır! Hem unutmayalım, bölücülerin her yaptığı şiddet eylemi devletin bunlara vuracağı tokadın meşruiyeti zeminini güçlendiriyor. Ben yurtdışında bunu gördüm.
3- Bu olayları yönlendiren AÖ adlı haydut başıdır.
Devlet ve hükümetin müebbet almış ve ellerinin altında bulunan bir mahkumun bu derece aktif olmasına izin vermesi kabul edilemez. Arkasında hangi mülahaza olursa olsun kabul edilemez. Bu korkak haydudu kafasından asamıyor devlet; bunu anlıyoruz ama kafasından asamıyorsa ayaklarından asmalıdır bu caniyi. Unutmayalım, bu haydut hala cinayet işliyor, azmettiriyor. Daha bir hafta önce bu caninin verdiği talimatla diri diri yakılan Serap ölmedi mi? O haydut da İmralı'da her gün yanmalı ve acı çekmelidir. Bu adamın aynı zamanda dünyanın en korkak adamı olduğunu devlet ricalinin anlaması için ne gerekiyor bilmiyorum.
***
Amerika'dan Türkiye'nin büyüklüğü ve gücü daha iyi görünüyor. Halkımıza tavsiyem odur ki, aman paniğe kapılmayın, Türkiye'ye inanın hiçbir şey olmaz. Bu olan olaylar saman alevi gibi sönüp gidecek ve Türkiye özgürlüğün ve refahın ülkesi olma yolunda ilerlemeye devam edecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.