'Açılım' PKK urunu açığa çıkardı
***
İlk kez AK Parti Hükümeti cesur bir adım attı. Yukarıda dile getirdiğim iç içeliği iyi analiz etti. Buna karşılık klasik devlet politikasını da hemen terk etmedi. Nitekim açıklığa kavuştu ki, Hükümet komutanları çağırmış ve onlara şu soruyu sormuş: "Siz bu PKK işini silahla çözebilir misiniz? Çözebilirseniz çözün; ama şayet çözemeyiz diyorsanız, biz siyaset yoluyla çözmeyi deneyeceğiz." Bu olay açıklandığında Hükümetin çok akıllıca bir iş yaptığını düşündüm. Nitekim açılım siyasetine askerler de önemli ölçüde destek olma kararı verdiler. Sonuçta 'Açılım Projesi' gereği Kürtçe TV'den, yer ve insan isimleri konusundaki serbestliklere kadar bir dizi demokratik hak hayata geçti. Kürt politikacılar bir seçim süresince Kürtçe propaganda yaptı, kimsenin umurunda olmadı. Kürtler konusunda her şey özgürce tartışılabiliyor bugün. Ama bu gelişmeler bir başka gelişmeye sebep oldu: PKK 'açılım'dan nefret ediyordu. Çünkü Kürtlerin demokratik hakları verildikçe, PKK'nın varlık nedeni ortadan kalkıyordu. İnsanlar demokratik haklarını bir bir elde ederken, bu hakları almak için var olduğunu söyleyen bir silahlı örgüte niye ihtiyaç duyulsundu ki? Zaten 12 Haziran seçimlerinde PKK siyasetinin aldığı yüzde 5.74 civarındaki oy, bir bakıma PKK'nın artık Kürtler tarafından istenmediği anlamına geliyordu.
***
Tekrar edelim, Demokratik Açılım projesi Kürtlere demokratik haklarını verdikçe PKK'nın silahlı varlığı "iyot" gibi açığa çıkmaya başladı. Kürtlerle konuşup, onların insan haklarını elde etmeleri mümkün oluyorken bu silahlı örgüt niye varlığını hala sürdürüyordu? Bu soru artık bir ahlak sorunu haline gelmişti. Nitekim İmralı'da yatan tosun bile bu gerçeği görmüş ve bu konuda ön almaya çalışmıştı. Ama PKK hamlesini yaptı ve 13 askerimiz şehit ederek şunu söylemiş oldu: "Bizi Kürtlerin hakları filan bağlamaz, bizi Apo da bağlamaz, biz bir terör örgütüyüz, bize istediklerimiz vermezseniz, yakar, yıkar, öldürürüz."
Şimdi, bir silahlı örgüt bunu dediği andan itibaren o bir düşman bile değildir. Artık o örgüt, bedeli ne olursa olsun, tek tek yok edilecek bir vahşi hayvan sürüsüdür. Demokrasiyle, Kürtlerin sorunlarıyla bir alakası yoktur, zira o işler öbür tarafta meşru zeminlerde ilerlemektedir.
Bundan sonraki sürecin koordinatları Başbakan Erdoğan'ın ağzından duyulmuştur. Nedir o? Türkiye'de Kürt sorunu çözülmüştür, şimdi sıra terör sorununu çözmeye gelmiştir. Daha açıkçası, ya silahlarını bırakıp teslim olacaklar ya da Türk devleti hepsini yok edecek, bu mesele buraya gelmiştir ve gayet de berrak bir görünüm kazanmıştır.
Sonuç olarak, 'Demokratik Açılım', hem Kürt vatandaşlarımızın haklarını kazanması bakımından hem de Kürt sorununun PKK'nın ipoteğinden kurtarılması bakımından son derece başarılı olmuştur.
Aslında, kısa sürede bir tarih yazıldığı yakında anlaşılacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.