Hüseyin Kocabıyık

'Açılım' PKK urunu açığa çıkardı

Bir okuyucumdan gelen e-mailde, saygılı ama sitemkar bir üslupla şunlar söyleniyordu bana: "Bak gördün mü, ne kadar yanılmışın, hani açılım politikası terörü bitirecekti. Bitirdi mi, bitirdiyse bu 13 şehit niye verildi?" Yaşanan gelişmelerden endişe duyan, çok iyi niyetli bir vatansever insanın tepkileri bunlar. Bu maildeki hükme hiç katılmıyorum ama bu yanlış hükmün bana, olan biteni açıklamak, aslında olan şeyin ne olduğunu göstermek fırsatını verdiğini belirtmeliyim. Evet, ben yazılarımda hükümetin açılım siyasetini hep destekledim. Devlet içinde-dışında gözlem imkanı buldum ki, bizim Kürt vatandaşlarımızın kökleri eskilere giden demokrasi ve insan hakları sorunları var. Askeri darbeler zaten var olan ve uyumakta olan bir sorunu uyandırdı ve azdırdı. Bu sorun bir silahlı örgüt çıkardı kendi rahminden. Bu Stalinist bir örgüttü ve terör üretiyordu. PKK'nın amacı demokrasi filan değildi, bunu biliyorduk. Bu örgüt Güneydoğu'da bir devlet kurmaya gücü yetmeyeceğine göre bir tür silahlı bir derebeylik kuracaktı. PKK, bu iç içelik yüzünden sanki Kürtleri, Kürtlerin demokrasi ve insan hakları taleplerini destekleyen, Kürtler için savaşan bir örgüt algısına neden oluyordu. Türkiye uzun yıllar boyunca Kürtlerin sorunları ile PKK terörünü ayırt etmeyi beceremedi. Hem beceremedi hem de bunun böyle olduğunu kimseye anlatamadı.
***
İlk kez AK Parti Hükümeti cesur bir adım attı. Yukarıda dile getirdiğim iç içeliği iyi analiz etti. Buna karşılık klasik devlet politikasını da hemen terk etmedi. Nitekim açıklığa kavuştu ki, Hükümet komutanları çağırmış ve onlara şu soruyu sormuş: "Siz bu PKK işini silahla çözebilir misiniz? Çözebilirseniz çözün; ama şayet çözemeyiz diyorsanız, biz siyaset yoluyla çözmeyi deneyeceğiz." Bu olay açıklandığında Hükümetin çok akıllıca bir iş yaptığını düşündüm. Nitekim açılım siyasetine askerler de önemli ölçüde destek olma kararı verdiler. Sonuçta 'Açılım Projesi' gereği Kürtçe TV'den, yer ve insan isimleri konusundaki serbestliklere kadar bir dizi demokratik hak hayata geçti. Kürt politikacılar bir seçim süresince Kürtçe propaganda yaptı, kimsenin umurunda olmadı. Kürtler konusunda her şey özgürce tartışılabiliyor bugün. Ama bu gelişmeler bir başka gelişmeye sebep oldu: PKK 'açılım'dan nefret ediyordu. Çünkü Kürtlerin demokratik hakları verildikçe, PKK'nın varlık nedeni ortadan kalkıyordu. İnsanlar demokratik haklarını bir bir elde ederken, bu hakları almak için var olduğunu söyleyen bir silahlı örgüte niye ihtiyaç duyulsundu ki? Zaten 12 Haziran seçimlerinde PKK siyasetinin aldığı yüzde 5.74 civarındaki oy, bir bakıma PKK'nın artık Kürtler tarafından istenmediği anlamına geliyordu.
***
Tekrar edelim, Demokratik Açılım projesi Kürtlere demokratik haklarını verdikçe PKK'nın silahlı varlığı "iyot" gibi açığa çıkmaya başladı. Kürtlerle konuşup, onların insan haklarını elde etmeleri mümkün oluyorken bu silahlı örgüt niye varlığını hala sürdürüyordu? Bu soru artık bir ahlak sorunu haline gelmişti. Nitekim İmralı'da yatan tosun bile bu gerçeği görmüş ve bu konuda ön almaya çalışmıştı. Ama PKK hamlesini yaptı ve 13 askerimiz şehit ederek şunu söylemiş oldu: "Bizi Kürtlerin hakları filan bağlamaz, bizi Apo da bağlamaz, biz bir terör örgütüyüz, bize istediklerimiz vermezseniz, yakar, yıkar, öldürürüz."
Şimdi, bir silahlı örgüt bunu dediği andan itibaren o bir düşman bile değildir. Artık o örgüt, bedeli ne olursa olsun, tek tek yok edilecek bir vahşi hayvan sürüsüdür. Demokrasiyle, Kürtlerin sorunlarıyla bir alakası yoktur, zira o işler öbür tarafta meşru zeminlerde ilerlemektedir.
Bundan sonraki sürecin koordinatları Başbakan Erdoğan'ın ağzından duyulmuştur. Nedir o? Türkiye'de Kürt sorunu çözülmüştür, şimdi sıra terör sorununu çözmeye gelmiştir. Daha açıkçası, ya silahlarını bırakıp teslim olacaklar ya da Türk devleti hepsini yok edecek, bu mesele buraya gelmiştir ve gayet de berrak bir görünüm kazanmıştır.
Sonuç olarak, 'Demokratik Açılım', hem Kürt vatandaşlarımızın haklarını kazanması bakımından hem de Kürt sorununun PKK'nın ipoteğinden kurtarılması bakımından son derece başarılı olmuştur.
Aslında, kısa sürede bir tarih yazıldığı yakında anlaşılacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.