• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

"Laiklikten korkmayın"

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15 Eylül 2011, 16:49
Kendimi bildim bileli laikliğin modern devlet teknolojisinde çok değerli bir aygıt olduğunu düşünürüm. Yine aynı şekilde, cumhuriyete laik bir karakter verenlerin doğru bir iş yaptıklarına inandım, bugün de inanıyorum. Benim karşı olduğum husus hep şu olmuştur: Cumhuriyet laik bir devlet olarak tasarlanırken ne kadar doğru düşünülmüşse, uygulanan laiklik modelinin seçiminde de o derece yanlış davranılmıştır. Yeni cumhuriyetin laiklik modeli Fransa gibi toplumsal mücadeleler tarihini çok sert yaşayan bir ülkeden iktibas edilmiştir ki, Türkiye'ye çok zarar vermiştir. Oysa yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi kaderini önemli ölçüde Anglosakson dünyası belirlemişti. Modernleşme sürecinin önemli bir aşaması olan laiklik, şayet katı Fransa'dan değil de, diyelim ki İngiltere'deki modelden esinlenseydi, bugün Türkiye'de hem modernleşmenin geldiği yer hem de din-devlet, din-toplum ilişkileri çok farklı bir seyir takip edebilirdi. Sünni Müslümanlığın egemen olduğu, özellikle de liberal eğilimli Hanefi mezhebinin ağırlık teşkil ettiği bir toplumda Fransız tipi jakoben laikliğin sorunlu olacağı çok açıktı ve nitekim öyle de olmuştur. Laiklik bir özgürlük doktrini olduğu halde bir devlet güvenliği ve sınırlayıcılığı ilkesine dönüşmüştür. Bu sorunların önemli bir kısmı demokrasi mücadelesiyle aşılmakla birlikte bugün dahi tümden ortadan kalktığı söylenemez.
***
Şimdi bu yazımda, Araplara "laiklikten korkmayın" mesajı veren Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarından hareketle üç hususu yazacağım. Birincisi şu: Başbakan Erdoğan'ın tarihi önemdeki Ortadoğu gezisi bana göre tüm dünyaya bir gerçeği gösterdi. Bütün tarihsel kırılmalara, darbelere, bütün özensizliklere, söz gelişi yanlış laiklik uygulamalarına rağmen bizim cumhuriyet projemiz başarılmış bir proje olarak tescil edilmiştir. Çünkü Başbakan Erdoğan, İslam dünyasına kendi siyasi tasavvurlarını taşımak için gitmedi, arayış içindeki o coğrafyaya cumhuriyet tecrübesini ve cumhuriyetin ilkeler demetini sundu. Başbakan Erdoğan'ın Tahrir Meydanı'nda haykırdığı kavramlar bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde oturduğu kavramlardır. Bunlar demokrasi, insan hakları, kadın hakları, refah ve gelişme ve tabii laiklik. O nedenle Türkiye'nin model olma vasfı biz istesek de istemesek de doğal bir biçimde ortaya çıkıyor. Daha önemlisi bu model Türkiye tarafından hiçbir topluma dayatılmıyor, cumhuriyet tecrübesi ve onun içinde AK Parti deneyimi bu modelin gönüllü olarak benimsenmesini sağlıyor.
İkinci olarak üzerinde duracağım husus şu: Ben acizane öteden beri AK Parti'nin modernleşme tarihimizin bu deminde çok etkili bir işlev gördüğünü söylemeye çalışıyorum. Şu iddiama başta AK Partililer tepki gösterdiler hep. Ben AK Parti'nin varlığı ve uyguladığı siyasetle Türkiye'de laikliği doğru bir eksene oturttuğunu ve Türk laikliğinin tabanını alabildiğine genişlettiğini düşündüm. Toplumun diplerinde yaşayan, devlete ve devletin laik niteliğine hep kuşkuyla bakmış olan kitleler AK Parti ve özellikle Tayyip Erdoğan'ın çekici siyasi karakteri üzerinden laik merkezle tanışmışlar ve oranın sandıkları gibi kötü, zararlı bir yer olmadığını yaşayarak görmüşlerdir. Bugün yapılan araştırmalarda laiklik prensibi toplumun farklı katmanlarında, özelikle de dindar kesimlerde kabul görmüş bir nitelik olarak ortaya çıkıyor.
***
Bu konu öylesine zengin bir içerik taşıyor ki, kafamdaki yazı planını bir türlü tutturamadım ve yazacaklarımı yazamadan köşemin limiti doldu. Bu konu yeni Türkiye'yi, Ortadoğu'da olup biteni, Tayyip Erdoğan gerçeğini anlamak için çok büyük önem taşıyor. Onun için yarın devam edelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.