Hüseyin Kocabıyık

"Kalbimin Sesi" (*)

Dün A Haber TV'de Rauf Denktaş'ın cenaze merasimini yorumluyorduk. A Haber sunucusu birden Kıbrıs'a bağlandı ve günlük güneşlik bir hava varken yağmur yağmaya başladığını söyledi. Ben, "Bizim halk kültürümüzde böyle durumlarda 'Allah rahmetini gönderiyor' denir" diye söze girdim. Sunucu arkadaş birden hayretler içerisinde, "Aaa, gökkuşağı çıktı, gördünüz mü?" siye seslendi. Gerçekten gökyüzünde rengarenk gökkuşağı oluşmuştu. Bilmiyorum, kahraman Denktaş'ın tam cenazesi kaldırılırken ortaya çıkan bu doğa olayına ne demeli, nasıl yorumlamalı?
Böyle durumlarda çok şeyler söylenir ama ben merhum Rauf Denktaş'ın kendisine, onun dünya, hayat ve ölüm ile ilgili düşüncelerine müracaat etmek istiyorum.
2003 yılında kendisini ziyaret ettiğimde bana, "Kalbimin Sesi" adlı kitabını hediye etmişti. Kitabın giriş bölümünü şu paragrafla bitiriyordu büyük dava ve devlet adamı Denktaş:
"Hayatın, hakikaten üç günlük bir şey olduğunu anjiyo masasında da tespit ettikten sonra, kendimin bir hiç olduğunu anladım. Onun buyruğunca varız, 'Gel' deyince gideriz. Neyiz biz, ne olduk ki? Ne olduysak onun sayesinde, yani Allahu Teala'nın kudreti ile oluyoruz. Bizi dünyaya getiren de O, ruhumuzu bedenden ayıran da O. Ruhumuzu bedenimizden ayırınca, yani ölünce, arkada kalan hoş bir sedadır derler. Bir ara bunu düşündüm. Ömer bin Abdülaziz diyor ki: "Sizler ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız. Lakin bir evden bir eve göç edersiniz."
Bunu Raif öldükten sonra (Denktaş'ın trafik kazasında ölen oğlu) bir anma yılında Raif'in ağzından şu şekilde yazmıştım:
"Raif'ten Selam"
Buluşacağımız son durağa,
Sizden evvel geldim diye,
Darılmayınız bana...
Boşluğa dalıp,
Beni toprak yığınlarında aramayınız.
Ruhum öbür alemde.
İnanınız!
Beni seviyorsanız,
Hayata dönüp, gülümseyin yine.
O tatlı halinizle...
Acınızla yalnız kalmayın!
Başkalarının acıları var,
Onlara el atınız ve
Ben hayatta olsaydım,
Ne yapacaksaydım,
Onu yapınız!
Yarıda kalmış işlerim var,
İnsanlığa hizmet yolunda,
Onlara bakınız.
Ve
Beni
Kalbinizde
Acı ile değil,
Sevgi ile,
Gençliği tanıtan,
Bir meş'ale yapınız!
Buluşacağımız son duraktayım.
Mutluyum.
İnanınız!
Geçici dünyada,
Yaptıklarınızla,
İyiliklerinizle,
Siz de,
Bu gerçek hayata hazırlanınız!
Unutmayınız:
Gerçek hayatın,
Ebedi hayat olduğunu.
Yaşadığınız dünyada ne ekerseniz,
Ebedi hayatta onu biçeceksiniz.
Bir imtihan veriyorsunuz,
Biliniz!
İyiyseniz,
Doğruysanız,
Temizseniz,
İmtihanı geçip,
Ebedi aleme geleceksiniz.
Selam,
Beni sevenlere.
Selam,
Benimle ters düşenlere.
Selam siz canlarıma,
Selam güzel eşime,
Selam tatlı anama, selam kardeşlerime,
Selam babama,
Son duraktan selam sizlere...
İyilik hayatta,
İyilik yapın.
Düşmeyiniz birbirinize!
Günlük olayları küçültün,
Büyütmeyin!
Dert etmeyin geçici günleri,
Kendinize.
Selam benden
Selam hepinize!..
Rauf Denktaş/Mayıs 1986
(*) KALBİMİN SESİ, Rauf Denktaş, Yeni Asya Yayınları, İstanbul-Mart 2001

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.