Hüzünlü bir gün
***
Evet Aydın Bey'i kaybedeli 40 gün oldu. Onun olmadığı bir dünyaya ben hala alışamadım. Karmaşık bir siyasi denklemi çözemediğim zaman bana bir telefon mesafesinde olan büyük beyine ulaşamıyorum artık. Fikirler ve kavramlar deryasında kürek çekmek istediğim vakit gidip kendimi derinliğine attığım mütebahhir adam yok. Çekti gitti ve bizi yetim bıraktı. Bazen ona çok kızıyorum, o büyük mektebi kapatıp gittiği için. Ve kendime her zaman çok kızıyorum, bu büyük adamın dizinin dibinde neden daha fazla oturmadım diye. Ama en fazla Ümran Hanım'ı düşünüyorum, biz bile bu denli özlem doluyken kimbilir o asil ve eşşiz sevgili hayat arkadaşını nasıl bir yakıcı duyguyla özlüyordur. O gün Hacı Bayram'ın avlusunda Ümran Hanım'ın pırıltılı yüzünde işte o büyük özlemi, o büyük sevgiyi ve o büyük yalnızlığı gördüm.
***
Aydın Bey'in bu dünyayı terki Yeni Asır okuyucularını da derinden üzdü. Köşesinde memleket meselelerine dair herkesten farklı saptamalar yapardı. Hatır için bir kelime fazladan söylemezdi. Mesela hükümete destek verirdi ama yeri geldiği zaman aynı hükümet için giyotini işletirdi. O herkes için adildi. Onun yazdığı pazar yazılarını keşke bu ülkenin bütün devlet adamları, bütün diplomatları dikkatlice okuyabilseydi. Onun bugünü tarihe bağlama konusundaki müthiş zekası insan beyninde yepyeni ufuklar açıyor. Zaten Aydın Menderes tükenecek bir kaynak değil, o her okunduğunda kendini misliyle üreten ve kalıcılığını sağlamlaştıran bir referans merkezi. Allah'tan Aydın Menderes'in fikir ve eserlerini derlemeye ve yaymaya hazır öğrencileri, gönül dostları var. Hacı Bayram'da o vefalı insanları da gördüm ve sevinç duydum.
Vefatının 40. gününde Merhum Aydın Menderes'e hasretimizle birlikte Allah'tan rahmet diliyoruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.