Orta Asya'ya yeniden bakmak
+++
90'lı yıllarda mezun olan Türki öğrencilerin büyük kısmı bugün kendi ülkelerinde önemli görevler almaya baslamışlar. Mesela Kırgızistan'da Türkiye mezunları iki sınıf olarak yükselmiş durumda. Birinci grup devlette, özellikle de güvenlik bürokrasisinde önemli görevlere gelmişler. Bu grubun bir dönem sonra devletin en üst bürokrasisini yöneteceği söyleniyor. İkinci grup ise iş dünyasında yükselmiş. Kimi büyük küresel şirketlerin müdürlüğünü ve yöneticiliğini yapıyor, kimisi ise kendi şirketlerini kurmuşlar. Hepsi başarılı insanlar. Özellikle iş dünyasının içindeki Türk okullu Kırgızlar Türk işadamlari ile müşterek işler yapmayı arzu ediyorlar. Kırgızistan'ın hala çok bakir bir ülke olduğunu ve burada yapılacak çok iş bulunduğunu söylüyorlar. Bu arada Türkiye'de okuyan Kırgız yöneticiler ve işadamları Egemendik adında bir dernek kurmuşlar ve Türk iş dünyası ile çeşitli ilişkiler geliştirmeyi amaçlamışlar(egemendik.org). Onlardan aldığım brifing doğrusu beni çok şaşırttı.
+++
Bu kısa seyahatten çıkardığım en temel sonuçlardan biri dış ilişkilerin her sahasında başarılı olan hükümetin Orta Asya'ya yeterince ağırlık koymadığı hususudur. Bu her bakımdan hissediliyor. Oysa Orta Asya çok büyük bir potansiyel. Çin bu pazara girmek için olmadık numaralar yapıyor, daha açıkçası yönetimleri satın alıyor. Evet biliyoruz, İslam Kerimov gibi pürüz adamların varlığı Türkiye'nin bu bölgelere dönük açılımını oldukça zorlaştırıyor. Ama bu dönemler geçecek, ayrıca illa ki ilişkilerin devletten devlete olması gerekmiyor, kamu diplomasisi imkanları seferber edilerek sivil toplum ve iş dünyası stratejik bir akılla seferber edilebilr. Orta Asya'da onbinlerce Türkiye aşığı başarılı insan oradan uzatılacak eli bekliyor.
Orta Doğu'ya ilgi doğru bir istikamet ama Orta Asya da ihmal edilecek bir yer değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.