Uludere'de son durum
Bu kötü mü?
Evet, bir olay, hem de bu çapta bir olay, aradan altı ay geçmiş olmasına rağmen niçin hala çözülemez?
Bugün insanların kafalarındaki kuşkuların hiçbiri giderilebilmiş değil.
Üstelik daha geçen hafta Uludere olayıyla ilgili çok enteresan gelişmeler yaşandı.
Amerika'nın ünlü WSJ gazetesi Uludere'deki bombalamanın istihbaratını ABD'li İHA'ların verdiğini iddia etti.
Ne var bunda?
Şu var: Türkiye ABD'den ateş yeteneği olan predatör talep etmekteydi. WSJ bu yayınıyla kendi siyasetçilerine "Bakın Türkiye'ye bu araçları veriyorsunuz onlar da insanları öldürüyor" demiş oluyor.
Ben bu yayınların tamamen Türkiye karşıtı bir cephe tarafından bilinçli olarak yapıldığını düşünenlerdenim.
Nitekim, bu yayınlar Obama'nın elini rahatlatmış olmalı ki, NATO toplantısında Cumhurbaşkanı Gül'ün predatör talebi "Kongre var, veremeyiz" şeklinde kibarca reddedilmiştir.
***
Biz tekrar Uludere'ye dönelim.
Başbakan Erdoğan'ın Pakistan gezisinde yaptığı açıklamalar bugüne kadar yapılan en doyurucu açıklamalardı.
Bir kere Başbakan'ın kafasında olayla ilgili bir kanaat oluşmuş gözüküyor. Çünkü Başbakan olayın içinde bir kasıt olmadığını, bir görev hatası olabileceğini açık bir dille ifade ediyor.
Biz biliyoruz ki Başbakan geçen günlerde bu konuda çok titiz bir çalışma yaptı. Bütün belge ve bilgileri görme imkanı oldu. "Bu bir görev kusuru" diyor Başbakan. Bu olayda bir kasıt görseydi bunu kamuoyuyla paylaşırdı.
Zira böyle bir konu gizli kalmaz, bunu da en iyi Başbakan'ın kendisi bilir.
Başbakan'ın açıklamaları şahsen beni tatmin etti.
Olayın istihbarat kaynaklı bir görev kusuru olduğu görüşü ağırlık kazanıyor.
Zaten en başından beri Genelkurmay Başkanlığı çok şeffaf davrandı. En ufak bir bilgiyi saklamadı. Eskiden bu konularda tam bir karartma uygulanırdı, bu olmadı. Davaya bakan Diyarbakır savcılığı ne istedi ise gönderildi.
***
Yukarıda Uludere olayının bunca zamandır aydınlatılamamış olmasının iyi bir şey olmadığını söyledim.
Ama olayın bir başka boyutu var: Uludere olayı bize Türkiye'nin ne kadar değiştiğini de gösteren bir ayna tutuyor.
Bir kere vatandaşlarımızın zarar gördüğü bir olayın üzeri eskiden olduğu gibi örtülmüyor.
Genelkurmay olayın aydınlatılması için elinden geleni yapıyor.
Hukuk devrede.
Ölenlerin ailelerine sahip çıkan bir devlet var.
Ve daha önemlisi, yaşananları didik didik eden bir medya ve sürekli sorgulayan bir kamuoyu devrede.
Uludere olayının çok boyutlu olarak tartışılması ve aradan altı ay geçmesine rağmen, bu tartışmanın hala sıcaklığını koruması demokratik gelişmelerin düzeyini gösteriyor.
Başbakan'ın açıklamaları olayın mahiyeti bakımından benim için yeterli teminatı veriyor; zira biliyorum ki Başbakan Erdoğan insan hayatının kaybedildiği bir noktada devletin ali çıkarlarını filan düşünmez.
İkincisi, böyle bir konuda gizlilik diye bir şeyin olmayacağını en iyi Başbakan bilir. Böyle bir konunun açığa çıktığı zaman bunun bir politikacının sonu olacağını da...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.