10 yıl öncesi hatırlanmadan bugün anlaşılmaz!
Söz gelişi 10 yıllık bir zaman diliminin bırakın millet hayatını, insan hayatında bile çok önemi yokken, bu zaman dilimi içerisinde yaşananlar kolayca unutulabiliyor.
Oysa Türkiye, son yüz yıllık tarihin en büyük, en köklü değişimlerini yaşadı şu son on yılda.
Bir kere devlet demokratik bir devlete dönüştü.
Vesayet düzeni tasfiye edildi.
Büyük bir ekonomi haline geldi.
Ekonomisini hem dünya ile entegre etti hem de sömürüye kapattı.
Küresel ölçekte varlığı hissedilen bir ülke haline geldi.
Aksini söyleyenler gerçeği söylemiyor. Önümde 10 yıl öncesiyle bugünü mukayese eden rakamlar var. Rakam dili politika yapmaz, çıplak gerçeği gösterir size. Türkiye son on yılda her alanda büyümüş ve zenginleşmiş.
***
Ben rakamsal ayrıntıları girerek köşemi doldurmak istemiyorum. Asıl bilinmesi ve hafızalarımızdan talep edilmesi gereken bilgi şudur:
Bu ülkenin 10 yıl önce küresel zeminde askeri, siyasi, ekonomik pozisyonu neydi?
Ben hatırlatayım:
Türkiye, dış politikasına tarihi korkularının yön verdiği yarı bağımsız bir ülkeydi.
Amerika'nın ağzına bakan, kendi kültürel coğrafyasına ait ülkelerden vebalı gibi uzak duran, İsrail'den medet uman bir ufuksuz ülke.
Küresel sermayenin sağmal inek haline getirdiği bir ekonomi...
Gecelik faizlerle, sıcak para operasyonlarıyla bu milletin cüzdanındaki paraları toplayıp Avrupalıların refahı için alıp götüren bir yamyamlığın muhatabı bir halk.
IMF'nin onur kırıcı muamelesine maruz bir devlet teşkilatı.
Borçlu bir devlet.
Kimse unutmasın, 10 yıl önce bu ülke her yıl 56 milyar dolar faiz ödüyordu bu küresel tefecilere.
O küresel tefeciler ki AK Parti Hükümeti'ne çektikleri elenseler kar etmeyince bir takım yayın organları üzerinden Türkiye'yi istikrarsızlaştırma girişimlerine başladılar.
PKK bu istikrarsızlaştırma aparatından başka nedir ki?
Yılda 6 milyar doların üzerinde ihracat yapan Gaziantep'te bomba niye patlar sanıyorsunuz?
Ama tarih onlar için kara, bizim için ise ak bir talih öngördü.
Avrupa ekonomik krizin içinde kıvranırken Türkiye yükselişine devam etti.
İhracatta Avrupa'nın payının yüzde 56'dan yüzde 39'düşmesi, bu arada ihracatın rekor üstüne rekor kırması ne ifade ediyor, hiç düşünüyor muyuz?
***
Günün sonunda ortaya iki tane karne notu çıktı:
Artık Türkiye kendini ekonomik olarak sömürtmüyor.
Dün boğazına kadar bağımlı ve borçlu olduğu IMF'ye bugün borç veren bir ülke Türkiye.
O nedenle Avrupa ve Amerika'nın politik tutumunu önemli ölçüde etkileyen küresel tefeciler bugünün Türkiye'sine hiçbir muhabbet beslemiyorlar.
Çünkü bağımsız bir Türkiye onların işine gelmiyor.
On yıl önce, getirdikleri sıcak parayla bu ülkenin zenginliğini alıp götürdükleri günlerin bitmesini hiç içlerine sindiremiyorlar.
Bugün Türkiye'yle ilgili rahatsızlıkların da AK Parti'yle ilgili rahatsızlıkların da altında Türkiye'nin bir sömürü kapısı olmaktan çıkmış olması vardır.
Tabii bu küresel tefeciliğin bir de yerli acenteleri ve beşinci kol unsurları var ki Suriye olayı nedeniyle ve bir fırsat yakaladık ümidiyle bu sıralar ortalığa saçılmış durumdalar.
Hafızalarımızın bir de onları hatırlaması gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.