Rayı kim döşer
Vakti zamanında, Osmanlı'ya demiryolu yeni geldiği günlerde, İngiliz Şimendifer Şirketi Direktörü olan adam Kazım Baba'ya takılmış.
"Sizin piriniz Hacı Bektaş Veli duvarı yürütmüştü. Bakın biz de demiri yürütüyoruz."
"Hadi oradan" demiş, Kazım Baba: "Onu yürüten bizim pirimizin halifeleri, ateş baba ile buhar dede..."
Sürekliliği olan, kurumsal kimliği oturmuş, bir buçuk asırlık köklere sahip bir kuruluş olan TCDD'yi üçüncü sayfa dedikodularıyla yıpratmak, vatandaştaki sıcak ve samimi tren algısını değiştirmeye oynamak anlamına geliyor.
İnsanımızın bu tür tartışmalara pirim vereceğini düşünmüyoruz.
Trenlerin çok mevkili olduğu dönemdi Cumhuriyet'in ilk yılları... Vatandaşın yeri üçüncü mevkii... Ne kadar yol yaparsanız yapın, tren çalıştırırsanız çalıştırın köylünün parası olsa bile, ben birinci mevkide gitmek istiyorum diyemezdi. Sakallıysa, kılığı kıyafeti yerinde değilse üçüncü sınıf... Bütün bunlara rağmen zihnindeki demiryolu algısı o kadar yerli oldu ki, tren aileden biri gibiydi.
Bu tavrın, Türkler demiryolu işletmemeli, Osmanlı demiryolu işletmemeli anlayışından pek de bir farkı yoktu aslında. Yurt demir ağlarla örülürken bile kolonyal bir anlayışla, vatandaşa tepeden bakan, onu adam etmeye yönelik bir insiyakla yapıldı bütün bunlar.
Osmanlı dönemi hep imtiyazlı şirketlerin demiryolu yapımıyla anılıyor.
Dünyada başka örneği bulunmayan Hicaz Demiryolu'nun yapım efsanesinden pek bahseden yok. Hoş, o hatlar misak-ı milli sınırları dışında kalsa da, insanımızın yüreğinde bir sızı haritası olarak o efsane varlığını sürdürüyor.
Her şey bıçakla kesilir gibi Cumhuriyet'le başlamıyor. Bir öncesi, bir hazırlayıcısı var. Daha 1920'de, TBMM Hükümeti döneminde başlıyor demiryolu politikası. 1933'e kadar işletmeye açılan hatların yapım kararının verilmesi 1920-1923 arasında...
Türkiye'nin en köklü kuruluşlarından biri olan TCDD'yi Cumhuriyet'in son on yılına hapsetmek ne kadar yanlışsa, ilk on yılına hapsetmek de o kadar yanlış... Kemalist kalemlerin demiryolunu olumlarken ilk 10 yıldan eleştirirken son on yıldan başka "kuş" tanımamaları abesle iştigalden başka bir şey değil.
Oysa TCDD ne diyor, bana 1923-1950 arası önem verildi. 1950-2003 arası ihmal edildim. 2003'te sonra yeniden devlet politikası olarak ele alındım. Bu kategorik bir tanımlamadan ziyade, ekonomik ve sosyolojik altığı olan bir tanımlama... TCDD kendi tarihini Atatürk dönemi, Celal Bayar dönemi, Demirel dönemi diye ayırmıyor; Ben ray döşerim işime bakarım diyor.
Gerisi hikaye...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.