Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir "sıkıntısı" var!
Hiçbirine katılmadığım bir sürü boş lafı peş peşe sıraladı durdu.
Sevgili Ahmet Hakan da, o bildiğimiz kompleksleri sebebiyle, çanak tuttu bu boş lakırdılara.
"Çapsız" suçlamasını yeniden tekrarladı.
Israrla Türkiye'nin Dışişleri Bakanına "çapsız" deyip duruyor.
Kendisini çeşitli televizyon programlarında uyardım: Eğer, eserleri Harp Akademilerinde ders kitabı olarak okutulan ve Türk diplomasi terminolojisine yüzlerce yeni kavram kazandırmış bir bilim adamını "çapsız" diye aşağılamaya kalkarsanız, insanların kafasında sizinle ilgili "çapsızlık" kanaati oluşur.
Ahmet Hakan soruyor: "Siz Ahmet Davutoğlu'nun 'Stratejik Derinlik' adlı kitabını okudunuz mu?"
Verdiği cevaba bakın: "Hayır, okumadım, aslında okuyacaktım ama onun çapsız olduğunu görünce vazgeçtim."
Şimdi ne demek lazım buna? Ahmet Davutoğlu'nun o kitabı yayınlanalı 10 yıl oldu. Başka dillere çevrildi, dünyada tartışıldı. CHP lideri hala okumamış.
Söyledim bir daha söylüyorum: Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin Dışişleri Bakanına hakaretler etmesi beni hiç ilgilendirmiyor; ancak Kılıçdaroğlu farkında olmadan bu ülkenin akademik birikimine, entellektüel sermayesine hakaret ediyor ve ben de onu kınıyorum.
***
Açıkça yazıyorum ve siyasetçi kimliğinden bağımsız olarak söylüyorum: CHP lideri Kılıçdaroğlu insan olarak kolay yalan söyleyen bir karaktere sahip.
Yalanı belki de elinde olmadan söylüyor ama fütursuzca yapıyor bu eylemi.
Önce kafasında hedefi belirliyor, sonra o hedefle ilgili sorular ortaya atıyor. Mesela şöyle diyor: "Tayyip Erdoğan açıkla, Amerika'da 5. Cadde'de falanca şirket binasına herkesten habersiz gittin mi gitmedin mi? Ve niye gittin, orada kimlerle görüştün, hangi pazarlığı yaptın?"
İşte dün ortaya attığı yeni soru. Başbakan Erdoğan'a sesleniyor: "Ne yaptın 25 bin doları, söyle?"
Kılıçdaroğlu şunu biliyor: Bu ülkede yüzbinlerce kafayı bu işlere takan adam yaşıyor.
Çamuru atıyor ve hiç üzerinde durmuyor, başka bir iddiaya geçiyor.
Şimdi aklı başında CHP'lilere soruyorum: Liderinizin Melih Gökçek'ten tutun da Kayseri Belediye Başkanına kadar, herkes hakkında iddiaları oldu. Bir tek doğrulanan iddiası var mı Kılıçdaroğlu'nun?
Yok! Yalan kanıtlanabilecek bir şey değil çünkü.
***
Sözünü ettiğim TV programında yaşanan şu sahneyi herkesin dikkatine sunuyorum:
Kılıçdaroğlu hükümetin Suriye konusunda "mezhepçilik" yaptığını söylüyor. Kanıt olarak da Ahmet Davutoğlu'nun yeni Suriye yönetimine liderlik için Suriye devlet başkan yardımcısı sünni kökenli Tarık el Şara'nın ismini ortaya attığını ifade ediyor.
Ahmet Hakan soruyor: "Peki Meclis'teki gizli oturumda bu ismi telaffuz etti mi Davutoğlu?"
Cevap: "Evet, tabii etti, etmez mi, anlattı bunu?"
Biraz sonra Dışişleri Bakanlığı programın sunucusu Ahmet Hakan'a bir açıklama gönderdi.
Açıklama şöyleydi: "O görüşmede Tarık Şara'nın ismi bir kere dahi geçmemiştir".
Boş gözlerle baktı Kılıçdaroğlu, sonra yüzsüzce devam etti: "Canım hep biliyoruz zaten ne düşündüklerini, uygulamada görmüyor musunuz?"
Ahmet Hakan da, o malum kompleksi sebebiyle sustu.
Aile sahibi bir insan milyonların önünde nasıl bu kadar kolay yalan söyleyebilir?
Sayın CHP'liler... Size sesleniyorum: Son dönemdeki yazılarım internette var, açın okuyun. Yeni dönemde Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemek için her fırsatı değerlendirmiş biriyim ben.
İstedim ki CHP'yi güçlendirsin, Türkiye bir alternatif başbakan adayına sahip olsun.
Ama lideriniz fena halde yalan söylüyor.
Bu ülkede İnönü'yü, Ecevit'i, Baykal'ı, ıcığını cıcığını çıkarıp eleştirdiler ama bir kez bile kimse onlara "yalancı" diyemedi.
Bu durumu dikkatinize sunuyorum.
YAZIYA BİR EK:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanları"yla ilgili tuttuğum notlardan inanın rahatlıkla bir doktora tezi çıkar. Sadece en son ortaya çıkanını aktarayım. Dün Vatan Gazetesi'nde gördüm. Eski Vakıflar Bankası Genel Müdürü Hasan Kılavuz TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadede bakın ne diyor:
"Kemal Kılıçdaroğlu 30 yıllık arkadaşımdır. Grup Başkanvekiliyken 'Erdoğan'ın 1.2 milyon dolar götürdüğünü' söyledi. Belediyelerin üzerine gelinmesin diye off shore'lara attırdığım, vakıf off shore'a aktarılmış para Tayyip Bey'in cebine girmiş gibi lanse edildi."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.