Konuşmalar ve stratejileriyle MHP Kongresi
Birincisi, Devlet Bahçeli'nin dün yaptığı oldukça başarılı hazırlanmış kongre konuşması format, mesaj derinliği ve diziliş olarak neredeyse 30 Eylül'de Başbakan Erdoğan'ın Ak Parti Kongresi'nde yaptığı konuşmanın bire bir kopyasıydı. Bu tespiti yaparken yanlış anlaşılmak istemem, bu tespitim Bahçeli'nin konuşmasının değerini ve önemini azaltmıyor. Ben daha çok bir format benzerliğinden söz ediyorum. Bunun dışında elbette konuşmada kullanılan malzeme ve ortaya konulan siyasi fikirler tamamen MHP'nin kendi varoluş gerekçelerine uygunluk gösteriyordu.
İkincisi, yine Başbakan Erdoğan'ın Ak Parti 4.Büyük Kongresi'nde yaptığına benzer bir şey yaptı Devlet Bahçeli. MHP'nin siyasi varlığını ve politikalarını bir vizyon prizmasından yansıtmaya çalıştı ve bugünkü siyasi duruşunun ve siyasi hedeflerinin tarihten, kültürden beslendiğini ifade etti.
Böylece Türk siyasetinin bundan sonra, tarihi ve kültürel geleneklere yaslanan ve oradan beslenen bir döneme girdiği yönündeki görüşümüz Bahçeli tarafından da desteklenmiş oldu.
Diğer yandan, başta da söylediğimiz gibi, Devlet Bahçeli konuşmasında siyasetin gündelik polemiklerine fazla yer vermedi, bu konuda söyleyeceklerini de üstü kapalı söylemeyi tercih etti.
ÖZE DÖNÜŞ KONGRESİ Mİ?
Geçtiğimiz yıllar boyunca ulusalcı çizgiye yakın politikalar gütmekle eleştirildi Bahçeli. MHP'yi Ülkücü felsefeden kopardığı, Ülkücü hareketi bir arada tutamadığı söylendi. 10. Büyük Kongre'de yaptığı uzun konuşmada bu eleştirileri dikkate aldığını gösterdi ve tabiri caizse "damardan" girdi. MHP'nin uzun süredir kullanmadığı bir terminoloji olarak "turan" dan söz etti. "Türk birliği" dedi. "Türk dünyası" vurgusu yaptı. Bunun yanı sıra konuşmasının birçok yerinde İslam ve Müslümanlık vurgusu yaptı. İslam ülkelerinin başkentlerini saydı. Aslında Devlet Bey'in yaptığı şey kelimenin tam anlamıyla söyleyecek olursak "Türk-İslam sentezi" fikrini yeniden MHP'nin yeni dönem siyaseti olarak deklare etmekten ibaretti. Malazgirt'ten bahsetti, tarihi zaferleri hatırlattı, tarihin ve zaferlerin ruhuna başkalarının değil kendilerinin sahip olduğunu anlatmaya çalıştı.
Kongre konuşmasının bütününe baktığımız vakit, şayet Devlet Bahçeli yeniden genel başkan seçilirse, önümüzdeki dönem MHP klasik fikirlerini ve davranışlarını daha fazla sergileyen bir parti olarak ortaya çıkacak. Yani bir taraftan "Türk birliği-turan" gibi Türk milliyetçiliğinin klasik siyasi iddialarına yaslanan ve buralardan küresel heyecanlar üreten bir parti; diğer taraftan da muhafazakarlığın ve Müslümanlığın temel kavramlarıyla milliyetçiliği uyumlu hale getiren bir sentezleme. Yani kısaca bir zamanların Aydınlar Ocağı patentli Türk-İslam Sentezi politikalarına dönüş.
Anlaşılıyor ki Bahçeli bu konuşmasıyla son dönemlerde milliyetçilerin desteğine talip olan ve o kitlenin ilgisini çeken konuşmalar yapan Başbakan Erdoğan'ın da önünü kesmek, Tayyip Erdoğan'a akan kanalları tıkamak gibi bir taktik çaba ortaya koyuyor.
MHP VİZYONU
Devlet Bahçeli esasen bir kongre konuşmasında olması gereken niteliksel şartlara fazlasıyla uydu. Başbakan Erdoğan'ın son kongre konuşmasını saymazsak, ya da Bahçeli'nin o konuşmadan fazlasıyla esinlendiğini varsayarsak, son yıllarda yapılmış en başarılı kongre konuşmalarından birini yaptı.
Taraftarlarına güven ve umut verici bir dil kullandı. Fikirlerini çok net ve temiz bir Türkçeyle dile getirdi. Kürt meselesine bakışı ve ortaya koyduğu mutabakat metninin siyasal değeri tartışılabilir ama bunların şu anda önemli bir halk kesiminin duymak isteyeceği türden sözler olduğu çok açık. Kesinlikle bir parti vizyonu ortaya koydu. Somut hedeflere endeksli bir gelecek tasarımına sahip olduklarını ifade etti. Bu arada gündelik polemiklerin uzağında durdu. Kongre rakipleriyle ilgili herhangi bir kırıcı, eleştirel söz söylemedi. Bir bakıma taraftarlarına ve MHP delegelerine "ben yüksek fikirler ve heyecan verici hedeflerle meşgulüm" mesajı vermeye, genel başkan seçecek olan heyeti bu biçimde ortaya koyduğu devlet adamı profiliyle etkilemeye çalıştı.
KORAY AYDIN
Devlet Bahçeli'nin karşısındaki en güçlü aday şüphesiz Koray Aydın'dı ve kongrede yapacağı konuşma merakla bekleniyordu. Koray Aydın Devlet Bahçeli'den tamamen farkı bir konuşma yaptı. Hükümeti ağır sözlerle eleştirerek MHP'li delegelere "Tayyip Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin hakkından ben gelirim" mesajı verdi.
Diğer yandan konuşmasının önemli bir bölümünü parti odaklı bir iletişime ayırdı Koray Aydın. Küstürülmüş olan Ülkücüleri toparlayacağını söyledi. İnsanı ve bireyi öne alacakları bir siyaseti dile getirdi. Üç milyon üye ile hakim denetiminde üyelerle yapılacak önseçim vaat etti.
Konuşmasının başında salondan beklenen tepkiyi alamayan Koray Aydın, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde salonun daha çok ilgisini çekmeyi başardı.
Koray Aydın'ın konuşmasına bir bütün olarak bakıldığı vakit, çok basit ve etkili bir stratejiye dayandığı görülüyor: Heyecanlı, ihtiraslı MHP'li tabanın kendilerinin önünü açacak bir yeni yönetim beklentisini olabildiğince tatmin etmek.
MHP tabanındaki o sert muhalefet beklentisini karşılayacağına dönük bir inandırıcılık yaratmak.
Yaptığı konuşmanın içeriği, stratejisi, salonda estirdiği hava dikkate alındığında, bu yazının kaleme alındığı ve oylamanın henüz başladığı saatlerde hatırı sayılır bir oy alacağı şimdiden söylenebilir.
SONUÇ NE OLUR?
Benim şu ana kadar ki gözlemlerim Devlet Bahçeli'nin yeniden genel başkan seçileceğini gösteriyor. Şayet böyle bir sonuç ortaya çıkarsa MHP delegesinin Devlet Bahçeli'ye verdiği desteğin "kerhen" verilen bir destek olduğunu da herkesin bilmesi lazım.
Koray Aydın bu seçimi çok az bir farkla dahi kaybetse, önümüzdeki dönemin MHP'sinde herkesin sandığının aksine, liderlik iddiasını sürdürmesi çok zorlaşır. Ancak onun oluşturduğu muhalif potansiyel MHP'nin geleceğinde çok belirleyici olacak ve yeni arayışların, yeni yüzlerin önünü açacaktır. Bu nedenle Koray Aydın seçilemese bile, MHP'nin yakın geleceği için çok önemli bir potansiyeli harekete geçirmiştir.
BEKLENEN SONUÇ: ZAFER İSTİKRARIN
MHP'nin 10. Büyük Kongresi'nin sonucu belli oldu. Devlet Bahçeli yeniden genel başkan. Aldığı oy bir kongre başarısı olarak nitelendirilebilir. Bahçeli'nin aldığı 725 oya karşılık Koray Aydın 441 oyla bir varlık gösteremediği anlaşılıyor. Buradan anlaşılıyor ki MHP delegesi bir belirsizliğin içine girmek istemedi. Her şeye rağmen huyunu suyunu bildiği Devlet Bahçeli'yle yola devam etmeyi uygun gördü. Bir bakıma MHP içerisinde Devlet Bahçeli yönetim tarzının oluşturduğu istikrarın sürmesini istedi MHP tabanı. MHP'li delegeler Koray Aydın'ın konuşmalarında çok fazla "sokak" lafı etmesinden korkmuş olabilirler mi? Bu mümkündür, bu kongre sonucu bir başka açıdan da okunabilir: MHP delegeleri belki de Devlet Bahçeli'ye oy vererek Türkiye'nin istikrarının korunmasına oy vermiş oldular. Çünkü biliyorlar ki Devlet Bahçeli kaosa ve istikrarsızlığa yol açacak bir politikaya izin vermez. Bu yönüyle MHP kongresinde sağduyu ekseninde bir karar çıkmış denebilir.
Bahçeli kazandı, bu kesin bir zafer; ancak bir husus unutulmamalıdır, Devlet Bahçeli'nin belki de seçimi kazanmasında en büyük etken olan güçlü konuşmasında dile getirdiği taahhütler açısından bakarsak Devlet Bahçeli'nin bundan sonraki işi oldukça zor.
Bundan sonraki dönemde kendi tabanı tarafından daha çok denetlenecek bir MHP yönetimi olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.