Fazıl Say kararı
Bugün de dünyanın en ünlü piyanistlerinden birisi olarak sanat gündeminde. Ancak bilinen bir gerçek Fazıl Say'ı da içeriyor; bütün prima sanatçılar gibi karakter arızası olan birisi o. Yine bütün üstün yetenekli sanatçılar gibi şizofren atakları var. Kendi dışındaki dünya onlar için bir aşağı seviye hayat alanı. Orada yaşayanların yaptığı her iş estetik ve etik katliamıdır. Bir tür kendini sınıflar üstü görmek ama aşağıda gördüğü sınıflara aynı zamanda zararlı ve zavallı unusurlar olarak bakmak. Psikolojileri budur. Bu olunca sıradan insanların dini, inancı, siyasi görüşleri onlar için batıl ve zararlı şeylerdir.. Aslında bir tür kendini "Tanrı" görme halidir bu.
***
Lafı getirmek istediğim yer şurası: Fazıl Say sanat yaparken birinci sınıf birisi ama politika yaparken zavallı ve saldırgan bir beşinci sınıf kasaba kabadayısına dönüşüveriyor.. Ona verilen cezaya gelince: Ben mahkeme kararlarını eleştirmek istemem ama bir yetenekli sanatçıdan berbat bir politika soytarısı icat edecek bir mahkeme kararını hukuki gerekçeleri ne olursa olsun doğru bulmam.. Bu kararla Fazıl Say bundan sonra çok daha fazla politika ile uğraşacaktır. Mahkeme kararı onu bir bakıma siyasallaştırmıştır. KCK sanıkları konjonktürel nedenlerle sürü halinde serbest bırakılırken mahkeme pekala Fazıl Say'ın eylemini de düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirebilirdi. Bu olmadı ve Türkiye içinden geçmekte olduğu bu tarihi günlerde anlamsız, gereksiz bir yeni tartışmayı daha gündemine taşıdı.
***
Bunları bilelim ama bir hususu da unutmayalım: Fazıl Say'ın eylemi zorlama da olsa düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınabilirdi derken bunu mahkeme kararına dönük olarak söylüyorum. Diğer yandan Fazıl Say'ın twiterda yazdıkları toplumsal hayatın böğrüne saplanmış bir hançerden başka bir şey değildir, bunu da bilelim. Geçtiğimiz Cuma günü Bugün gazetesinde Gülay Göktürk'ün makalesini herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Fazıl Say'ın yazdığı o mahut cümlenin nasıl Müslümanları kışkırtmaya dönük nefret üreten bir yanı olduğunu ortaya koyuyor. O cümlelerin ardına başka isimleri koysaydık yine aynı müsamahayı gösterecek miydik diye de soruyor.
Türkiye sanatçı Fazıl Say'ı dinlemeye devam etmeli; ancak politikacı Fazıl Say'a kulaklarını kapamalıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.