Heder olan bir bayram
***
Ayrıca anlamadığım bir şey: Bu koca koca sendikalar İşçi Bayramı'nı böylesine "piç" eden bir anlayışa ve marjinalizme nasıl teslim olurlar?
Burada gerçekten karanlık bir durum var. Birileri belli ki Türkiye'nin yukarı çıkmış olan umut çıtasını aşağıya çekmek istedi ve 1 Mayıs'ı bunun için uygun bir zaman olarak hesap etti. Belli ki Türkiye'nin yıllar sonra iyi kötü ördüğü istikrar duvarında bir gedik açmak istedi. Herkesi şaşırtacak ölçüde iyi giden terörü tasfiye süreci 1 Mayıs'ta baltalanmak istendi. İşte burada yine sormak lazım, TÜRK-İŞ gibi HAK-İŞ gibi büyük sendikalar bu kötü niyetin önüne neden barikat kurmadılar da 1 Mayıs'ı polis barikatlarıyla heder ettiler?
***
Anlamadığım bir başka şey: Başbakan sendika başkanlarını çağırıp bu konuyu konuşuyor, kendilerinden bayramı Kazlıçesme'de kutlamaları için ricada bulunuyor. Buna rağmen Taksim'de ısrar ediyorlar. Peki niye? Burada derin bir sipariş var sanki. Ben bir gün önce Taksim Meydanı'nı gezdim, orada bir toplantının yapılması imkansızdı. Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlansaydı inanın orada ciddi kazalar yaşanabilirdi.
Üzüldüğüm şey de şudur: Türkiye bir süre önce bahar bayramı nevruzu Diyarbakır Meydanı'nda barış içinde kutlamıştı. Bu barış havası çözüm sürecini adeta sahlandırdı ve insanlarımız yepyeni ümitlerle geleceğe yöneldiler. Keşke 1 Mayıs İşçi Bayramı da barış ve coşku içerisinde kutlansaydı ve buradan umutları artırıcı sonuçlar çıkartabilseydik.
Türkiye işçinin olmadıgı, coşkunun olmadığı, yaratıcılığın olmadığı, aslında bayrama dair hiçbir şeyin olmadıgı bir 1 Mayıs yaşadı. Tek tesellimiz can kayıpları yaşanmadı.
Not: Dünkü yazımda TBMM'de 1 Mayıs'ın tatil günü olarak kabulünün tarihinin 2011 olduğunu yazmışım, doğrusu 2009'dur, yanlışlık için özür dilerim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.