Diktatörlükle idare edilen Türkiye
İstanbul'un göbeğinde lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, travesti gibi faklı cinsel eğilimleri olan on binlerce kişi yürüyüş yaptı.
Kısa adı LGBTT olan topluluk aslında sorunlarından daha ziyade Gezi Parkı mantığı içerisinde Hükümeti protesto etti.
Barışçı bir eylemdi, o nedenle de polis herhangi bir müdahalede bulunmadı.
***
İki şey dikkatimi çekti:
Birincisi sayılarıydı; ne kadar da çokmuşlar. O meydan da kırk bine yakın insan vardı. İyi giyimli insanlardı. Özellikle farklı cinsel eğilimleri olan gençlerin anne ve babaları çocuklarının cinsel kimliklerine sahip çıkıyor ve onları destekliyorlardı. Muhafazakar bir Hükümetin yönettiği Türkiye'de bu sahneleri görmek birçok insana ilginç gelmiş olmalı.
İkincisi bu insanların taşıdıkları pankartlardı. Bu pankartlarda LGBTT eğilimli insanların cinsel tercihlerinden kaynaklanan şikayet ve sorunlardan söz edilmiyordu; daha çok Gezi Parkı eylemlerinin bir uzantısı olarak Hükümet ve tabii Başbakan Erdoğan protesto ediliyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu ülkenin büyük çoğunluğunu rahatsız edecek cinsten bayat bir mizah kullanarak hedef alındı Başbakan.
Bunun üzerinde fazlaca durmuyorum; sonuçta son günlerde bu ülkeyi gelişmiş, modern bir ülke haline getirmiş olan siyasetçiye herkes vuruyor. Onun yarattığı zenginliği ve özgürlüğü yaşıyorlar ve durmadan hakaret ediyorlar.
***
Kim ne yaparsa yapsın, demokrasilerde kimse kimsenin fazla da umurunda değildir ama benim aslında söylemek istediğim bir şey var:
Yukarıda sözünü ettiğim farklı cinsel kimliği olanların yaptığı oldukça kalabalık eylem bize bir şeyi gösteriyor: Bu ülke demokrasi ve özgürlükler konusunda o denli ileri bir noktaya ulaşmış ki mensubu olduğumuz milletin büyük çoğunluğunun hala meşru ve kabul edilebilir bir kimlik olarak görmediği LGBTT türü kimlikler, şehrin en merkezi yerinde rahatlıkla politik eylemler yapabilmekte, ülkenin seçilmiş Başbakanı'na hakaret anlamına gelen sloganlar atabilmektedir.
Daha açık söyleyelim mi?
Bu ülkede 'homofobi' ortadan kalkmış.
Peki ama şimdi sormak gerekmez mi?
Türkiye'yi 'diktatörlük' diye dışarıya gammazlayanlar...
Bu ülkenin başbakanına 'diktatör' diyenler...
Bu nasıl diktatörlük, bu nasıl diktatör ki onun ülkesinin meydanlarında eşcinseller dahi özgürce mitingler yapıyor, başbakana hakaretler yağdırıyorlar?
Nasıl oluyor da bu ülkede çoğulculuğa izin verilmediği söyleniyor?
Türkiye'ye günlerdir hakaret eden azgın azınlığı bir yana bırakıyorum; bu ülkenin vicdanlı insanlarına sesleniyorum:
Türkiye şu haliyle diktatörlüğe benziyor mu hiç?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.