Hüseyin Kocabıyık

ODTÜ'deki hasta kafa

Son iki günü gözünüzün önüne getirin ve Türkiye'nin yer küre üzerindeki durumunu bir düşünün:
Bir tarafta Petersburg'da yapılan G-20 Zirvesi'nde dünyanın en zengin yirmi ülkesi arasında boy gösteren Türkiye; diğer tarafta Arjantin'de 2020 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliğine talip olan ve rakipleriyle mücadele eden, hatta herkesin en büyük şansı tanıdığı ülke...
Belki bu yazıyı okurken olimpiyatlara eve sahipliği yapma hakkını çoktan kazanmış olacak ülkemiz.
Dünya üzerindeki görüntümüz bu.
Bu topraklara birazcık nispeti olan, içinde bu ülkenin değerlerine dair birazcık duygu taşıyan birisi ülkesinin dünyanın en gelişmiş yirmi ülkesi arasında yer almasından herhalde mutluluk duyar.
Ben şahsen bu gururu her zaman olduğu gibi gene duydum.
Petersburg'da sözü dinlenen, dünya liderlerinin başbakanıyla görüşmeyi arzu ettiği bir Türkiye vardı.
Başbakan Erdoğan'ın Suriye konusunda tezlerini hiç komplekse girmeden anlatması ve bu görüşlere saygı duyulması tamamen ülkemizin gücü ve prestijiyle alakalı bir durumdu.
***
Dünyadaki görüntümüz buydu, ya içerdeki görüntümüz?
Bütün bu gurur tablosu tüm dünyanın gözleri önünde yaşanırken ODTÜ'de yine bir tür sapkınlık, bir tür ruh hastalığı bütün çirkinliğiyle tezahür etti.
Başı kapalı öğrenciler kendilerine ulusalcı, ilerici diyen sapkınlar tarafından üniversiteden atıldı. Sonrada yaptıkları işi sosyal medyadan "başörtülüleri kovduk" diye duyurdular.
Televizyondan olayı izledim: Bu işi yapanların yüzlerine baktım; başörtülü kızların hepsi temiz yüzlü, güzel kızlardı; onları kovan, onlara hakaret edenlerin ise istisnasız hepsi çirkin, meymenetsiz, ruhsuz ve nursuz suratlara sahip tipler...
Bu namussuzluğu yapanlara benim heybemde söylenecek çok söz var da, bunlar için yazı yazmayı zait addediyorum. Ancak şunu söylemek zorundayım: Başörtülü kızlara bu sabıkalı üniversitede yapılanlar açık bir suçtur ve cezasız bırakılamaz. Ben onu beşi bilmem, bunların cezası da bellidir; üniversiteden ebediyen atılmak.
Çünkü bir üniversite öğrencisinin okuma özgürlüğüne saldıran birisi, kim olursa olsun, bu toplum için büyük tehlikedir. Bunların üniversite gibi özgürlüğün mabetlerinde bir şeytan gibi dolaşmasına müsaade edilemez, bu mesele bu kadar açıktır.
Ayrıca bu YÖK denen müessesenin bu ODTÜ rektörüyle ilgili bir şeyler yapma zamanı gelmedi mi?
Nedir bu ODTÜ? 70'li yıllarda Deniz Gezmiş gibi anarşist-komünistlere karargah görevi yapmaktaydı, şimdi de ne kadar hain ruhlu tip varsa onlara folluk görevi yapıyor.
Rektör ise lafazanlıktan gayrı bir şey yapmıyor.
Daha önce uzaya Göktürk-2 uydusunu gönderdiğimiz gün, en gururlu günümüzün bu ODTÜ'lü serseriler tarafından nasıl sabote edildiğini hala unutmadık. Bunu unutmamışken şimdi de başörtülü kızlara saldırıyor bu ruh hastaları.
***
Dışardaki tablo ile içerdeki tablo aynı değil. Dışardaki tablo bu milletin emeği, alın teri, cumhuriyetin ve demokrasinin başarısı. İçerdeki bu rezil görüntüler ise hain tabiatlı, ruh hastası bir güruhun işi. Bu ülke cumhuriyeti kolay kurmadığı gibi demokrasiyi de kolay kazanmadı. Demokrasiyi yaşatmayı başardığı için bugün dünyanın en zenginleri arasında bir yerimiz var; demokrasi ve özgürlükleri bedel ödeyerek kazandığımız için bu ülkenin her ferdinin özgürlüklerden sonuna kadar yararlanma hakkı var.
O nedenle, o ODTÜ'deki çirkin suratlı kızlar da bilsin, herkes de bilsin ki özgürlüklere uzanan elleri kırar geçeriz.
Başörtüsüne uzanan eli de kırarız, başı açığın tercihine uzanan eli de kırarız!
Ben en azında kendi adıma konuşuyorum: hiç hazzetmediğim bir solcu profesörün ifade özgürlüğünü savunduğum için 9 yıl hapis cezasıyla yargılanıyorum.
Biz bu bedelleri ODTÜ'deki ruh hastaları başörtülü kızları taciz etmeye devam etsin diye ödemedik!
Anlatabiliyor muyum?..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.