Benim bildiğim atmazlar; atmazlar çünkü bu bir zayıflık göstergesidir ve bir diktatör surda gedik açılmasına izin verdiği an da sonun başlangıcında demektir.
Geri adım atmak dediğimiz davranış demokratik idarelere ve demokrasiye inanmış siyaset adamlarına has bir tarzı siyasettir.
Aslında demokratik siyaset içinde halkın karşısına çıkıp oy isteyen bir siyasetçi kendi kültürel-sosyal anlayışı için de halktan onay almış demektir. Mesela halk Başbakan Erdoğan'ı seçerken onun muhafazakar eğilimlerini bilmiyor muydu?
Bilmez olur mu, biliyordu elbet; biliyordu ve o muhafazakar eğilimleri biraz da kamu alanına yansıtması için onu seçtiler.
Soruyu şöyle soralım: Başbakan Erdoğan dindar biri olmasaydı yine seçilir miydi?
Kesin bir cevabı var bu sorunun: Hayır, seçilemezdi!.
***
Bu gerçekler bir siyasetçi için, halk referans gösterilerek, rahatça savunulabilecek bir nitelik taşıyor.
Mesela Recep Tayyip Erdoğan hayat tarzı konusunda tedirgin olan kesimlere çıkıp dese ki, "Kardeşim halk bana hayat tarzı da dahil, sosyal alana geniş bir müdahale yetkisi verdi, dolayısıyla yaptığım her şey meşrudur." Bu söz münakaşa konusu olur ama teorik olarak yapılan eleştirilerin bu argüman karşısında çok bir kıymeti olmaz.
Bakmayın siz, "Demokrasi sandıktan ibaret değildir" diyenlere; demokrasi böyle bir şeydir işte.
Sandıktan çıkan bir lider tabii ki kafasına esen her şeyi yapamaz. Demokrasiler de gelişip olgunlaşıyor. Müzakereci demokrasiler, her demokratik uygulamada geçerli hale geldi. Seçilmiş bir iktidarın herhangi bir uygulamasına halkın önemli bir kesimi itiraz ediyorsa hiçbir seçilmiş, "Ben sandıktan çıktım, bana karışamazsınız" diyemez.
Bu demokrasi kültürünün bizi getirdiği bir yerdir.
***
Tayyip Erdoğan'ı ele alalım: muhafazakar bir başbakan olarak kaç kez inandıklarına uygun kararlar almak istedi; üstelik kararlarına halkın büyük çoğunluğu destek verdiği halde, azınlık tepki gösterdiği diye bu kararlarını uygulamadı, geri adım attı.
Bir dindar başbakan için çok sembolik önemi olan zina konusunda geri adım atmadı mı?
Kürtaj konusunda azınlığın itirazlarını dikkate alıp geri adım atan kimdi?
Buna benzer bir yığın örnek sıralayabilirim, en son örnek Gezi Parkı meselesi. Başbakan İstanbul halkından o bölge için yetki aldığı halde itiraz üzerine geri adım attı ve hazırladığı projeyi uygulamadı.
İsterse uygular mıydı? Evet uygulardı ve bunun için diktatör olmasına da gerek yoktu. Ama geri adım attı.
Demokrat mizaca sahip bir lider olduğu için geri adım attı. Demokrat karaktere sahip bir hükümet oldukları için geri adım attılar. Geri adım atması onun kaybı değil, tam tersi demokratlığını teyit eden bir davranıştır.
Son günlerin bir örneği daha: YÖK belli ki hükümet kaynaklı bazı telkinlerle İlahiyat fakültelerindeki felsefe derslerinde azaltmaya gitti. Buna en başta ilahiyat hocalarından tepki geldi ve bu bana göre de özünde haklı bir tepkiydi. Bu tepki karşısında da geri adım atıldı ve uygulamadan vazgeçildi.
Alevilerin talepleri konusunda direnen bir hükümet varken şimdi o talepler konusunda geri adımların atıldığını hep birlikte izliyoruz.
***
Diktatörler geri adım atmazlar, bunu unutmayalım. Onun için de ikide bir de Başbakan Erdoğan'ı diktatörlükle suçlayan tiplere yukarıdaki örnekleri hatırlatalım.
Bu millet Tayyip Erdoğan'ı diktatör olduğu için değil, demokrat olduğu için seviyor ve seçiyor!
