Balyoz Davası
Danıştay Balyoz Davası'yla ilgili kararını bugün açıklayacak. Balyoz Davası nereden bakarsanız bakın asrın davasıdır ve böyle olmakla önümüzdeki asırların Türk sosyal-siyasi tarihini etkileyecek önemdedir.
Unutanlara hatırlatayım: Balyoz Davası dediğimiz olay Türkiye'nin darbeler tarihini devam ettirmek isteyen bir grup cuntacı subayın darbe hazırlığı yaparken yakalanmasından ibarettir. Birinci Ordu komutanı Çetin Doğan komutasındaki askerler sahici aktörler üzerinden harp oyunları oynadılar ve açıkça darbe tatbikatı yaptılar. Bu eylemle ilgili deliller çanta dolusu ele geçirilmiştir ve mahkemenin delil dosyasındadır.
Esasen bu delilerle ilgili yaratılmak istenen tartışmalar da anlamsız ve hukuken geçersizdir, zira aynı deliller Deniz Kuvvetleri Gölcük İstihbarat şubesinde de bulunmuş ve yapılmak istenen darbenin çok örgütlü bir biçimde hazırlandığı ortaya çıkmıştır.
***
2009 yılına kadar süren darbe girişimlerinin yargıya intikalinden sonra söz konusu yargılama sürecini sabote etmek için müthiş bir yaratıcılık gösterilmiştir. Ancak Türk yargısı ve ağır ceza hakimleri bütün saldırı ve baskılara rağmen cesurca yargılamaları yapmışlar ve kararları vermişlerdir. Sanıkların çoğu ağır cezalar aldılar. Ben mahkemenin verilen bu cezaların bir kısmını bozacağını tahmin ediyorum. Ancak şunu şimdiden söylemeliyim ki yüksek mahkeme eğer bazı sanıklara verilen cezaları bozacaksa bu delillerin zayıflığından veya geçersizliğinden değil, mahkeme sürecinde yapılan usul hatalarından dolayı olacaktır. Zira Balyoz Davası özünde güçlü bir hukuki temele sahipken ne yazık ki pek çok usul hatalarının da yapıldığı bir mahkeme olmuştur.
Özellikle emir komuta zinciri içerisinde darbe tatbikatının yapıldığı mekanda bulunan herkesin peşinen darbe kadrosundan sayılması zihinlerimizde davanın zayıf tarafı olarak yer almıştır.
Diğer yandan sanıklar aleyhine olan deliller değerlendirilirken sanıkların lehine olabilecek durumların üzerinde yeterince durulmadığı yönünde bir toplumsal algı oluşmuştur. Mesela bilirkişi raporları konusu bu bağlamda Yargıtay'ın üzerinde duracağını zannettiğim hususlardandır.
***
Keşke bugün sanıkların hepsi beraat etseler, gönlüm bunu ister ama hepimiz biliyoruz ki böyle olmayacaktır. Üzerinde 40 sene üniforma taşımış generaller ömürlerini cezaevinde tüketecekleri cezalar alacaklar. Aslında bu insanlar 1960 darbesinin yaratmış olduğu darbeler tarihinin ve bu tarihin yarattığı virüsün zamanımızdaki kurbanlarıdır.
Bu insanlar 21. yüzyılı okuyamadılar ve darbe yapmaya kalktılar. Daha önceki darbelerde başarılı olmuşlardı, bu kez yakalandılar.
şimdi hukuk onları cezalandırıyor.
Kanun, nizam ve anayasal devlet olmanın ne demek olduğunu hepimiz yeniden öğreniyoruz.
Meşruiyetin kaynağının milllet olduğunu herkes yeniden keşfediyor.
Paşalarımız yargılanıyor, buna kimse sevinmesin ama herkes de bilsin ki bu yargılama ülkemiz için yeni ve ümitli bir geleceği de müjdeliyor.
Unutanlara hatırlatayım: Balyoz Davası dediğimiz olay Türkiye'nin darbeler tarihini devam ettirmek isteyen bir grup cuntacı subayın darbe hazırlığı yaparken yakalanmasından ibarettir. Birinci Ordu komutanı Çetin Doğan komutasındaki askerler sahici aktörler üzerinden harp oyunları oynadılar ve açıkça darbe tatbikatı yaptılar. Bu eylemle ilgili deliller çanta dolusu ele geçirilmiştir ve mahkemenin delil dosyasındadır.
Esasen bu delilerle ilgili yaratılmak istenen tartışmalar da anlamsız ve hukuken geçersizdir, zira aynı deliller Deniz Kuvvetleri Gölcük İstihbarat şubesinde de bulunmuş ve yapılmak istenen darbenin çok örgütlü bir biçimde hazırlandığı ortaya çıkmıştır.
***
2009 yılına kadar süren darbe girişimlerinin yargıya intikalinden sonra söz konusu yargılama sürecini sabote etmek için müthiş bir yaratıcılık gösterilmiştir. Ancak Türk yargısı ve ağır ceza hakimleri bütün saldırı ve baskılara rağmen cesurca yargılamaları yapmışlar ve kararları vermişlerdir. Sanıkların çoğu ağır cezalar aldılar. Ben mahkemenin verilen bu cezaların bir kısmını bozacağını tahmin ediyorum. Ancak şunu şimdiden söylemeliyim ki yüksek mahkeme eğer bazı sanıklara verilen cezaları bozacaksa bu delillerin zayıflığından veya geçersizliğinden değil, mahkeme sürecinde yapılan usul hatalarından dolayı olacaktır. Zira Balyoz Davası özünde güçlü bir hukuki temele sahipken ne yazık ki pek çok usul hatalarının da yapıldığı bir mahkeme olmuştur.
Özellikle emir komuta zinciri içerisinde darbe tatbikatının yapıldığı mekanda bulunan herkesin peşinen darbe kadrosundan sayılması zihinlerimizde davanın zayıf tarafı olarak yer almıştır.
Diğer yandan sanıklar aleyhine olan deliller değerlendirilirken sanıkların lehine olabilecek durumların üzerinde yeterince durulmadığı yönünde bir toplumsal algı oluşmuştur. Mesela bilirkişi raporları konusu bu bağlamda Yargıtay'ın üzerinde duracağını zannettiğim hususlardandır.
***
Keşke bugün sanıkların hepsi beraat etseler, gönlüm bunu ister ama hepimiz biliyoruz ki böyle olmayacaktır. Üzerinde 40 sene üniforma taşımış generaller ömürlerini cezaevinde tüketecekleri cezalar alacaklar. Aslında bu insanlar 1960 darbesinin yaratmış olduğu darbeler tarihinin ve bu tarihin yarattığı virüsün zamanımızdaki kurbanlarıdır.
Bu insanlar 21. yüzyılı okuyamadılar ve darbe yapmaya kalktılar. Daha önceki darbelerde başarılı olmuşlardı, bu kez yakalandılar.
şimdi hukuk onları cezalandırıyor.
Kanun, nizam ve anayasal devlet olmanın ne demek olduğunu hepimiz yeniden öğreniyoruz.
Meşruiyetin kaynağının milllet olduğunu herkes yeniden keşfediyor.
Paşalarımız yargılanıyor, buna kimse sevinmesin ama herkes de bilsin ki bu yargılama ülkemiz için yeni ve ümitli bir geleceği de müjdeliyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.