Yıllar önce beni Sabah-ATV Grubu'ndan davet edip yazı yazmamı istedikleri zaman muhatabım olan yönetici bana şu teklifi yapmıştı: "Sabah Gazetesi'nde yazmanızı, ATV'de de program yapmanızı istiyoruz."
Bu teklif karşısında öylece kalakalmıştım.
Bir an düşündüm ve kararlı bir şekilde "Hayır, izin verirseniz ben Yeni Asır'da yazmak istiyorum" dedim.
Yönetici tuhaf bir biçimde yüzüme baktı ve bana "neden?" diye sordu.
Ben de oturdum ve nedenini anlattım.
***
Dün Yeni Asır'daki arkadaşlarıma anlattığım gibi yıllar önce de o yöneticiye şunları anlattım:
"Yeni Asır, Türk basınının aristokratıdır. 19. yüzyılda Sokollu Mehmet Paşa'nın 13. göbekten torunları tarafından neşredilmeye başlanmış bir imparatorluk gazetesidir.
İmparatorluk coğrafyasında 1908 İkinci Meşrutiyet hareketini ateşleyen en önemli yayın organıdır.
1930'da Serbest Fırka'yı en fazla İzmir ve Yeni Asır desteklemiştir.
Pasaport'ta halkın CHP zulmüne karşı yaptığı gövde gösterisi ve Fethi Okyar'a verdiği destek İsmet İnönü'yü paniğe gark etmişti.
1946 ve 1950'de Yeni Asır, Demokrat Parti'nin arkasında durmuştur.
Bu gazetenin patronları darbeciler tarafından boşuna Yassı Ada'ya gönderilmedi.
"Demokrat İzmir" tanımlaması Yeni Asır'ın İzmir'e kazandırdığı bir sıfattır.
80'lerde Özal'a, 90'larda Çiller'e verilen destekler boşuna değildir, demokrasi ve değişime verilen desteklerdir.
Ancak merkez sağ İzmir'in değişim ve demokrasi için verdiği desteği iyi değerlendiremedi.
Ve 90'ların ikinci yarısından itibaren Yeni Asır'ın ve İzmir'in o altın kimyasını bozdular ve bu şehrin demokrat kültürünü yozlaştırdılar.
Bunun sorumlusu 28 Şubat'ı yapanlardır.
Şimdi Türkiye yeni bir değişim ve demokratikleşme süreci yaşıyor.
Ben bu sürece Yeni Asır'da yazarak katkı sunmak istiyorum."
Söylediklerim tam olarak budur.
***
Şimdi bana yeni bir görev verildi. Turkuvaz Medya Grubu'nu Ege'de temsil edeceğim. Aslında yeni dönemde grubumuzun yapacağı hamleleri işaret ediyor benim görevlendirilmem.
Daha güçlü bir koordinasyon, daha etkili bir habercilik, daha gündem belirleyici bir gazetecilik görecek Egeli hemşerilerimiz.
Ama mutlaka kendi geçmişine ve kendi öz karakterine uygun bir yayıncılık politikası olacaktır.
Şebnem Bursalı gibi, Ünal Ersözlü gibi, Mehmet Akyar gibi kafa kafaya verdiğimiz zaman harika işler çıkaracağımız yetenekli insanlar var grubumuzda.
Gücümüzü demokrasi, özgürlük ve değişim için daha etkili kullanacağız.
Üç asırdır olduğu gibi...
İşler yolunda gidiyor; daha iyi olacak!