Hüseyin Kocabıyık

Taşralı bir kafadan başka ne beklenir ki...

"Taşra kafalılık" diye bir kavram var ve tam manasıyla dar görüşlülüğün diğer adıdır.
Bu insan tipinin en bariz özelliği açık-gizli genlerine işlemiş bir aşiret kültürüne sahip olmalarıdır. Başarı, kalite, performans gibi rasyonel kriterlerden daha çok kişisel, duygusal, kliantalist ilişkiler geçerlidir tercih ve kararlarında.
Örnek mi istersiniz?
İzmir'de, CHP'de yaşanan şu aday rezaletine bir bakın.
Ne kadar başarılı belediye başkanı varsa ekin biçer gibi biçip geçtiler.
Çünkü CHP genel merkezi taşra kafalı bir belediye başkanının iradesine teslim olmuş durumda.
***
Anlaşılmaz bir durum; bu nasıl bir CHP ki 30 Mart seçimlerinin adaylarını belediyecilik konusunda başarısızlığı tesçilli yeteneksizliği sırıtan bir başkana seçtiriyor?
Başarısız bir Büyükşehir başkanının seçtiği adayın başarılı olacağına dair bir kuralın varlığına mı inanıyorlar yoksa?
Hakan Tartan'ın dediği doğru; "nasıl olsa İzmirli bize oy verecek, o vakit odunu koysak kazanır" diye düşünüyorlar besbelli.
Bir şehre, üstelik özgürlük duygusunun gücüyle övünen bir şehre bu kadar aleni bir saygısızlık nasıl yapılır, ben anlamadım.
Demem ondandır ki, sen bu şehri bir taşralı kafaya yönettirirsen en başta mezbelelik haline gelmiş bir şehirde yaşamaya mahkum olursun; bu da yetmez; başına, başarıya, pırıltıya düşman, geleceğini karartan bir siyaset ağasını musallat edersin!
***
Ya İzmir'i bu siyaset ağalığına mahkum eden CHP genel merkezine ne demek lazım?
Bir lider, hakiki bir genel başkan, bir siyasi akıl, İzmir gibi seçim kazanmaktan daha fazla anlam ifade eden bir şehre bu saygısızlığı nasıl yapar?
Yapmaması gerektiğine göre ve de yaptığına göre, o vakit bu CHP genel merkezinin oy deposu görmek dışında en ufak bir saygısı yok İzmir'e!
Başbakan Erdoğan Kılıçdaroğlu için "genel müdür" deyip duruyordu, biz de karşı çıkıyorduk; haklıymış meğer.
Değerli yazar Hamdi Türkmen şahane formüle etmiş: mealen söylersek, İzmir'e bir "genel müdür" tayin edilmiş o da ilçe adaylarını değil "ilçe müdürlerini" seçiyor.
Tam bir "emir komuta zinciri içinde memurluk" düzeni sizin anlayacağınız.
Giderek daha çok saygı duyduğum ve siyaset sınıfının değerini anlamamasından dolayı da üzüldüğüm Birgül Ayman Güler cesurca olan biteni bir tek kelimeyle ortaya koyuyor: "Şantaj" diyor yaşananlara.
Şantajla elde edilen sonuçlar...
Basit bir soru sorayım:
İzmir böyle mi çağdaş kimliğini koruyacak?
Bu taşra kafasıyla...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.