Bir yeteneksiz belediyecinin şark kurnazlıkları
Aziz Kocaoğlu'na dönük inanın en ufak bir önyargım yok. Ona oy verecek olanların bir insan olarak hisleri neyse benim de odur.
Benim Aziz Kocaoğlu'na yönelik eleştirilerimin temeli onun İzmir gibi şahane bir şehrin yükünü taşıyacak bir yeteneğe sahip olmaması.
Nitekim bu şehir tam iki dönem onu başkan yaptı ve bu geçen sürenin ortaya çıkardığı kocaman bir başarısızlık ve mezbelelik hali gözümüzün önünde duruyor.
Nitekim Ak Parti Büyükşehir adayı Binali Yıldırım varlığıyla, müktesebatıyla, proje rezerviyle ve vizyon ölçekleriyle Aziz Kocaoğlu'nu adeta eziyor.
Bu ezikliğin yarattığı ruh hali her yetenekleri sınırlı siyasetçi gibi onu da şark kurnazlığı çizgisine itiyor.
Ve ben şark kurnazlığıyla halkı salak yerine koyan siyaset yapma tarzından nefret ederim; bu sevdiğim bir siyasetçi bile olsa...
***
Ne yapıyor mesela Aziz Kocaoğlu?
Yeni yeni ortaya çıkan ve farklı grupların yaptığı tüm anketlerde Binali Yıldırım'la kendisi arasındaki makasın gittikçe kapandığını görüyor.
Bu fark kimi araştırmalarda yüzde 4, kimilerinde yüzde 2'ye kadar inmiş durumda.
Bu hareketlilik Aziz Bey üzerinde travmatik etkiler yaratıyor, bunu görebiliyoruz. O nedenle kimsenin inanmayacağı panik ataklar yapıyor ve mesela "oyum yüzde 60" diyebiliyor.
Diğer taraftan etrafındaki danışmanlarının tehdit sensörlerinin iyi çalıştığını söyleyebilirim. Durumun kendileri bakımından giderek kötüye gittiğini görüyorlar ve eldeki yetenekleri sınırlı aktöre bir çıkış yolu bulmaya çabalıyorlar. Biliyorlar ki Aziz Kocaoğlu'nun Binali Yıldırım gibi gradosu yüksek bir adayla hizmet konuları üzerinden rekabet edebilmesi imkansız. Şu ana kadar bu rekabetin söz konusu olduğu her durumda Aziz Kocaoğlu ezildi.
Nasıl ezilmesin ki, karşısındaki adam dört bin projeye imza atmış, dünyanın en büyük projelerini gerçekleştirmiş birisi.
Bu nedenle danışmanları Aziz Kocaoğlu'na başka şeytanları taşlatıyorlar.
Başbakan Erdoğan'a saldırıyor Aziz Bey; şehrin Valisi'ne saldırtıyorlar; Aziz Bey'e boyundan büyük laflar ettiriyorlar.
Genel siyasetin kutuplaşma aracı konuları Aziz Kocaoğlu'nun ağzında takla atıyor. İzmir'deki belediye seçimini genel siyaset gündemine kilitlemek istiyorlar.
Bunlar iyi güzel de, bu tam bir şark kurnazlığıdır beyler; sonuçta halk Aziz Bey'e soracaktır o mukadder soruyu: "Aziz Kocaoğlu, sen Tayyip Erdoğan'ı Kemal Kılıçdaroğlu'na bırak da, sekiz yıldır bu şehre ne yaptın, onu söyle?".
***
Sonuçta Aziz Kocaoğlu'nun seçim kampanyası stratejisinin ne olduğunu dışardan okumak çok kolay. Onun danışmanları belli ki zeki çocuklar ve eldeki malzemeyi halka satabilmek için bir çıkış yolu arıyorlar. Onları anlayabiliyorum elbette ama eski bir danışman olarak işlerinin çok zor olduğunu görüyorum. Eğer bu bir stratejiyse eldeki aktör bunun için hiç uygun değil; yok bir taktik adımsa, o zaman da halk size bir tek şey söyleyecektir:
"Seni şark kurnazı seni, İzmir'i anlat bize İzmir'i; batırdığın İzmir'i.."
Benim Aziz Kocaoğlu'na yönelik eleştirilerimin temeli onun İzmir gibi şahane bir şehrin yükünü taşıyacak bir yeteneğe sahip olmaması.
Nitekim bu şehir tam iki dönem onu başkan yaptı ve bu geçen sürenin ortaya çıkardığı kocaman bir başarısızlık ve mezbelelik hali gözümüzün önünde duruyor.
Nitekim Ak Parti Büyükşehir adayı Binali Yıldırım varlığıyla, müktesebatıyla, proje rezerviyle ve vizyon ölçekleriyle Aziz Kocaoğlu'nu adeta eziyor.
Bu ezikliğin yarattığı ruh hali her yetenekleri sınırlı siyasetçi gibi onu da şark kurnazlığı çizgisine itiyor.
Ve ben şark kurnazlığıyla halkı salak yerine koyan siyaset yapma tarzından nefret ederim; bu sevdiğim bir siyasetçi bile olsa...
***
Ne yapıyor mesela Aziz Kocaoğlu?
Yeni yeni ortaya çıkan ve farklı grupların yaptığı tüm anketlerde Binali Yıldırım'la kendisi arasındaki makasın gittikçe kapandığını görüyor.
Bu fark kimi araştırmalarda yüzde 4, kimilerinde yüzde 2'ye kadar inmiş durumda.
Bu hareketlilik Aziz Bey üzerinde travmatik etkiler yaratıyor, bunu görebiliyoruz. O nedenle kimsenin inanmayacağı panik ataklar yapıyor ve mesela "oyum yüzde 60" diyebiliyor.
Diğer taraftan etrafındaki danışmanlarının tehdit sensörlerinin iyi çalıştığını söyleyebilirim. Durumun kendileri bakımından giderek kötüye gittiğini görüyorlar ve eldeki yetenekleri sınırlı aktöre bir çıkış yolu bulmaya çabalıyorlar. Biliyorlar ki Aziz Kocaoğlu'nun Binali Yıldırım gibi gradosu yüksek bir adayla hizmet konuları üzerinden rekabet edebilmesi imkansız. Şu ana kadar bu rekabetin söz konusu olduğu her durumda Aziz Kocaoğlu ezildi.
Nasıl ezilmesin ki, karşısındaki adam dört bin projeye imza atmış, dünyanın en büyük projelerini gerçekleştirmiş birisi.
Bu nedenle danışmanları Aziz Kocaoğlu'na başka şeytanları taşlatıyorlar.
Başbakan Erdoğan'a saldırıyor Aziz Bey; şehrin Valisi'ne saldırtıyorlar; Aziz Bey'e boyundan büyük laflar ettiriyorlar.
Genel siyasetin kutuplaşma aracı konuları Aziz Kocaoğlu'nun ağzında takla atıyor. İzmir'deki belediye seçimini genel siyaset gündemine kilitlemek istiyorlar.
Bunlar iyi güzel de, bu tam bir şark kurnazlığıdır beyler; sonuçta halk Aziz Bey'e soracaktır o mukadder soruyu: "Aziz Kocaoğlu, sen Tayyip Erdoğan'ı Kemal Kılıçdaroğlu'na bırak da, sekiz yıldır bu şehre ne yaptın, onu söyle?".
***
Sonuçta Aziz Kocaoğlu'nun seçim kampanyası stratejisinin ne olduğunu dışardan okumak çok kolay. Onun danışmanları belli ki zeki çocuklar ve eldeki malzemeyi halka satabilmek için bir çıkış yolu arıyorlar. Onları anlayabiliyorum elbette ama eski bir danışman olarak işlerinin çok zor olduğunu görüyorum. Eğer bu bir stratejiyse eldeki aktör bunun için hiç uygun değil; yok bir taktik adımsa, o zaman da halk size bir tek şey söyleyecektir:
"Seni şark kurnazı seni, İzmir'i anlat bize İzmir'i; batırdığın İzmir'i.."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.