AK PARTİLİ BİR SİYASETÇİNİN İSMİNİ KAZIYINCA BAKIN ALTINDAN NE ÇIKTI!..

Toplumsal hayat içerisinde belirli statüler elde etmiş insanlar üzerinde yapılacak bir arkeolojik kazı karşımıza çok ilginç, çok şaşırtıcı bulgular çıkartabiliyor.
Gençlik dönemlerinde bir uç noktada olan bir şahsiyet, hayatlarının başka dönemlerinde başka bir uç noktada karşımıza çıkabiliyor.
Ya da gençlik yıllarında sahip oldukları zihniyet genleri başka bir yaş ve zaman diliminde, başka bir görüş bloğunda yer almalarına rağmen yeniden harekete geçip uyanabiliyor.
Ben özellikle bu tip insanların bir düşünce ahlakına sahip olmadıklarını düşünür ve onları her zaman güvenilmez bulurum.
***
Size bu yazımda böyle bir siyasetçinin kısa ve çarpıcı portresini ortaya koyacağım.
Geçen gün akşam cemaat televizyonlarından birinde emekli diplomat, milletvekili ve Ak Partinin dış işleri bakanlarından Yaşar Yakış'ı gördüm.
Arapça biliyor olmasının avantajını iyi kullanmış birisi Yaşar Yakış. Diplomatik kariyerinden geriye parlak tek bir mesleki iz yok. Ak parti kurucusu olmuş, sonra Ak parti hükümetinin ilk dış işleri bakanı..
Başarısız olduğu için bakanlıktan alındığını biliyoruz.
Şimdi kendi kurucusu olduğu Ak Partiyi eleştiriyor, başbakanın tutumunun yanlış olduğunu söylüyordu.
17 Aralık operasyonunun ise "darbe olmadığını" özellikle vurguluyor Yakış Yakış.
Bu tutuma herkes gibi ben de şaşırdım elbet ama sonuçta kendi görüşleriydi ve saygı duymak gerekirdi.
Derken aradan birkaç gün geçti, ben 27 Mayıs'a dair döküman karıştırırken çok ama çok ilginç bir belgeye rastladım.
Bugün darbe girişiminde bulundukları artık apaçık ortaya çıkmış olan cemaatin eylemlerini kurucusu olduğu partisine karşı savunan Yaşar Yakış meğerse sıkı bir 27 Mayıs darbesi militanıymış.
Hemen belgeyi söyleyelim:
Kitabın adı "Milli Inkılap Nasıl Oldu?
1960 baskısı, Balkanoğlu Matbaacılık basmış.
Yaşar Yakış'ın 146 ve 188'inci sayfalarda militan darbeciliğinin açık kanıtları mevcut.
146. sayfada bugünkü paralel darbecilerin dilinin aynısını kullanıyor ve Demokrat Parti'yi "zulüm, gaddarlık ve vahşet" kaynağı olarak gördüğünü yazıyordu.
188. sayfaya geldiğinizde ise emekli diplomat ve Ak Partili dış işleri bakanının darbeciliği açık ilan şeklinde karşınıza çıkıyor.
Cemaat televizyonunda söylediklerinden anlıyorsunuz ki içindeki darbeci gen 54 sene sonra yeniden uyanmış ve onu darbecilerin yanında mevzilenmeye mecbur bırakmış.
Biz yine Yaşar Yakış arkeolojisine dönelim ve belgeden onun nasıl bir azgın darbe militanı olduğunu ortaya koyalım:
Sayfa 188, Siyasal Bilgiler Öğrencileri 27 Mayıs darbesi hakkındaki görüşlerini yazmışlar.
İşte Yaşar Yakış'ın görüşleri:
"Milli devrimimiz gayri meşru hale gelmiş bir idareye son vermiştir. Çünkü düşük hükümet, demokratik bir anayasa olan 1924 Anayasasının teminat altına aldığı yargı yetkisi ve Türklerin kamu hakları esaslarını ihlal etmişti"
Bu kadar değil tabi, devam ediyor:
"Düşük iktidarın vatandaşları birbirine düşürmesi ve kardeş kavgasına meydan vermesi artık geleceğe ait bir sanı olmaktan çıkmış ve bir gerçek olmuştu.
Ankara'da bir fakülteye ateş açılması, Yenişehir'de polislerin şiddet aracı olarak kullanılması gibi."
Yaşar Yakış'ın darbe meftunu maddeleri devam ediyor ama ben fazla tiksindirici bulduğum için buraya almıyorum.
***
17 ve 25 Aralık'ta bu ülkede bir darbe girişimi yapıldı. Bu ülkeye büyük hizmetler yapmış olan bir başbakan acımasızca taciz ediliyor.
Ak Partinin milletvekilleri ve bakanlarının içinden, Bülent Arınç hariç, bir erkek ses çıkıp bu darbe girişimine meydan okuyamıyor. Bu bir tarafa, bu Ak Parti'de ne kadar da çok darbe muhibbi varmış" dedirtecek olaylar oluyor.
Elbet burada en başta Başbakan Erdoğan'ı eleştirmek gerekir. Siz milletvekillerinizin seçimini halka bırakmazsanız, darbecileri alıp Bakan yaparsanız bu durumlarla daha çok karşılarsınız!