Hüseyin Kocabıyık

BU KADAR ÇOK BENZERLİK BİRAZCIK HAFIZAYA SAHİP OLANLARA NE ANLATIYOR?

Bugün Başbakan Erdoğan'a karşı insanları 'hırsız' diye bağırtanların, köşelerinde başbakanı en kötü sıfatlarla damgalayanların alayı dün Tansu Çiller için aynısı yapıyorlardı.
Bugün Başbakan Erdoğan'a 'başçalan' diyenler; dün Cumhuriyet'in ilk kadın başbakanına 'şaibe hanım' diyorlardı...
Sizce tesadüf mü?
DÜN CLİNTON'DU BUGÜN OBAMA... SALDIRI AYNI SALDIRI!
Dün Tansu Çiller için "ABD başkanı Clinton'la görüştüğü yalan çıktı" diye yalan haber yapan gazetelerin tamamı bugün Başbakan Erdoğan için "Beyaz Saray yalanladı" haberleri yapıyorlar.
Oysa 1996'da ben Tansu Çiller'in yanındaydım. Tansu Çiller Kardak krizinden dolayı ABD başkanından gelen telefona çıkmadı, daha sonra görüştü.
Çiller yalısında oturuyor, sorsunlar!
Şimdi Başbakan Erdoğan'ın sanki Obama'nın "mesaj alındı" lafına ihtiyacı varmış gibi ona sıfat takmak için yalan yazıyorlar.
Çiller'e yapılan numaranın bire bir aynısı.
Sizce ilginç değil mi?
Ben demokrasinin parlayan yıldızı A Haber televizyonunun yerinde olsam Çiller'e yapılanlarla Erdoğan'a yapılanların çarpıcı benzerliklerini ekranlara taşırdım.
DARBE VARSA, İFTİRA DA VARDIR! İFTİRA VARSA, ARKASINDA DARBE VARDIR!
Benzerlikler şaşırtıcı biçimde çoğalıyor.
1997 yılında bu ülke dördüncü darbeyle sarsıldı.
Bu hibrit bir darbeydi. Askerler, yargı, sermaye, CHP ve Aydın Doğan'ın gazeteleri birlikte yaptılar 28 Şubat'ı.
Çiller'e hükümeti bırakması için şantaj yapıyorlardı.
Tehdit ediyorlardı.
Uğur Dündar gibi, Ertuğrul Özkök gibi Türk aile ahlakından nasibini almamış gazeteciler Çiller'in doktorundan çalınma mahrem resimlerini ona buna servis etmekteydiler.
Şimdi bugün, 2014 yılında yine aynı şeyleri Başbakan Erdoğan için yapıyorlar.
17-25 Aralık'ta yine bir hükümet darbesi girişiminde bulundular.
Hükümeti indiremeyince iftira sağanağı başladı.
Kasetler ve şantajlarla ülkenin başbakanı lekelenmeye çalışılıyor.
DARBECİ ÖNCE AİLEDEN VURUR!
Dün Tansu Çiller'in kocası Özer Çiller aynı çevreler tarafından şeytanlaştırılarak yolsuzluk ve hırsızlığın simge ismi haline getirilmişti.
Çocukları Mert Çiller için hergün bir yeni asparagas haber üretiliyordu.
Uyuşturucu kullandığı ima ediliyordu.
Bugün...
Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan hedefte.
Başbakanları en zayıf yerlerinden vurmak, onları ailelerinden çökertmek bu şerefsizlerin en iyi bildiği yöntemdir.
HÜKÜMET YIKICILARI SUÇ TÜRÜ ÜRETMEKTE MAHİRDİRLER!
Bu çevreler ve dünün darbecileri Başbakan Çiller'i bakın nelerle suçladılar:
Uyuşturucu kaçakçılığı...
Nükleer kaçakçılığı...
CİA ajanlığı...
Ve tabi tarihin en büyük yolsuzluğunu yapan kişi...
Bu suçlamalarla siyasetten tasfiyesini istediler.
Kim?
Darbeciler, bu ülkenin gerçek hırsızları...
Türkiye'yi 90 senedir sömürenler.
Bugün Başbakan Erdoğan nelerle suçlanıyor?
Yolsuzluktan...
Ülkeyi bölmekten...
El Kaide'ye silah göndermekten...
Yolsuzluk yapmaktan...
Diktatör olmaktan...
Ey millet!
Ey birazcık hafızası olanlar...
Bu benzerlikler size bir şey ifade etmiyor mu?
"TAYYİP ERDOĞAN KAÇACAK"
Benzerlikler gani...
Hadi bir tanesini daha yazayım:
28 Şubat dönemi...
Çiller'e saldırıyorlar...
Şantajlar, ölüm tehditleri gırla gidiyor.
Ama Tansu Çiller pes etmiyor.
O direndikçe suçlamaların türü de değişiyor.
Mesela yolsuzluk suçlamaları eroin kaçakçılığı suçlamalarına dönüşüyor.
O arada Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu gazetenin barında herkese "Çiller'in ülkeden kaçacağının" müjdesini veriyor.
Gün ve saatini vererek hem de.
Genel Kurmay Karargahı ciddi ciddi bunu konuşuyor ve Çevik Bir tayfası sevinç çığlıkları atıyor.
O günün darbeci CHP'si bu palavraya resmen inanıyor ve bunu ortalıkta seslendiriyor.
Ve geliyoruz bugüne...
CHP'nin adap bilmez, erkan bilmez, devlet bilmez genel başkanı avaz avaz bağırıyor meydanlarda:
"Başbakan Erdoğan ülkeden kaçacak."
Kaçarken hangi vasıtayı kullanacağını da söylüyor: Helikopterle kaçacakmış!
Çiller Amerika'ya kaçacaktı...
Kılıçdaroğlu'na göre Erdoğan Malezya'dan sığınma hakkı istemiş, iyi mi?
Ve dünkü gazetelerin hepsinde bu haberler vardı; o gazeteler adına utançtır.
ARTIK OYNANAN OYUNLARI EZBERE BILIYORUZ VE EZBER BOZULSUN ISTIYORUZ!
Bu benzerlikleri Menderes dönemine kadar uzatırsak yine aynı tablo çıkar karşımıza.
Bay yüzde on...
Mezbahada kıyma yapılmış öğrenciler...
Bebek-köpek davaları...
Öyleyse nedir bu?
Şudur: Bu millete kim hizmet etmişse, başına bunlar gelir...
Bu milletin parasını ve haysiyetini kim korumuşsa, onun iftira sağanağı altında kalması mukadderdir.
Şimdi adaletin kılıcı en büyük mahkeme olan milletin elindedir.
Bakalım 30 Mart'ta hangi kafayı koparacak, hep birlikte göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.