AZİZ KOCAOĞLU'NUN EYLEMCİLİĞİ VE DOKUNULMAZLIĞI
Televizyon programındayken, önüne gelen her şeyi tahrip eden, yakan yıkan eylemcilerin arasına koştu.
TOMA'lara su vermeyeceğini söyledi.
Sonra söylediğinin tam tersini yaptı, TOMA'lara su verdi.
Polisin gözaltına aldığı eylemcileri belediye otobüsleri taşıdı.
Yani hem polisin her istediğini yaptı, ki doğrusunu yaptı, hem de eylemcileri idare etti.
Bu işleri iyi biliyor Aziz Kocaoğlu.
Peki tüm bu şark kurnazlıklarını niye yaptı?
Basit nedenleri var aslında, muhtemelen eylemcilerle birlikte poz verirse oyunun artacağını düşündü.
Bir başka basit kazanç daha gözettiği anlaşılıyor.
Dün eylem yapılan tüm bölgeyi gezdim, kırılmadık, tahrip edilmedik, boyanmadık yer kalmamış o bölgede. Ama ne hikmetse, Aziz Kocaoğlu'nun tek bir afişi, tek bir billboard'u zarar görmemiş.
Bu ilginç değil mi?
Bir işbirlikçilik kokusu sırıtıyor sanki.
O bölgede işyerleri, zarar gören esnaflar bu küçük ayrıntıyı bir düşünsünler.
PARALEL DARBE GİRİŞİMİ DARBELERLE YÜZLEŞMEMİZİ SAĞLADI
Her şerde bir hayır vardır sözü, tarih boyunca her seferinde doğruluğunu ispatlar durur.
2007'de askerlerin verdiği elektronik muhtırayı hatırlayalım. Ergenekon ve Balyoz darbe girişimlerinin ortaya çıkarılmasının önünü açmıştı o muhtıra.
Bakmayın siz Ergenkoncuların bugünkü tahliye yaygaralarına, onların çoğu cezalarını çekecekler.
Gelelim 17-25 Aralık yargı darbesi girişimine:
Bu darbe girişiminin doğrudan doğruya siyaseti ve millet iradesini hedef almasıyla birlikte millet olarak siyasi tarihimizi yeniden keşfettik adeta.
Mesela rahmetli başvekil Adnan Menderes'i yeniden keşfettik.
Onun döneminin nasıl provake edildiğini öğrendik.
Ona nasıl zulüm yapıldığını, hangi tezgahlarla öldürüldüğünü gördük.
O döneme ait sesli ve görüntülü malzemeleri ilk kez izledik.
Türkiye'yi 12 Eylül'e nasıl sürüklediklerini ders görür gibi öğrendi toplum.
28 Şubat yeniden anlamlandırılmaya çalışıldı mesela.
28 Şubat'ın başka aktörlerinin de yargılanması gerektiği yönünde bir aydın talebi yükseldi.
Son yargı darbesi sayesinde darbelerle yüzleşme fırsatı bulduk.
Toplum başına gelen şeylerin nasıl kurgulandığını öğrendi.
Adeta bir yakın tarih eğitimi kitlesel olarak yaşandı.
Türk milleti demokrasinin kıymetini bir kere daha anladı.
Her şerde bir hayır var işte!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İZMİR VALİSİ'NE AÇIK MEKTUP (14 Mart 2014)
- EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİNMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ! (12 Mart 2014)
- BU KADAR ÇOK BENZERLİK BİRAZCIK HAFIZAYA SAHİP OLANLARA NE ANLATIYOR? (10 Mart 2014)
- AK PARTİLİ BİR SİYASETÇİNİN İSMİNİ KAZIYINCA BAKIN ALTINDAN NE ÇIKTI!.. (09 Mart 2014)
- BENCE SEN KORKMAYA DEVAM ET ERTUĞRUL ÖZKÖK... ÇÜNKÜ İŞLEDİĞİN ÇOK GÜNAH VAR! (06 Mart 2014)