MENDERES'E KURULAN TUZAĞIN AYNISI ERDOĞAN'A DA KURULUYOR!
İşin ilginç yanı, CHP her dönemde meşru hükümete karşı provokasyon yapan marjinal gruplarla kolayca şaşırtıcı bir dayanışma içine girebilmekte.
Biz şimdi Yeni Asır'ın hafızası Erkin Usman'ın yıllar önce yazdığı ve Celal Bayar'ın görüşlerine yer verdiği bir yazısına bakalım. Bakın neler diyor Celal Bayar:
"İktidarımızın ilk yıllarında, Kemal Pilavoğlu adında birinin yönettiği tarikat mensupları ellerine geçirdikleri çekiçlerle Atatürk heykellerine saldırıyor, huzursuzluk çıkartıyorlardı. Hükümet, bunlara karşı gerekli tedbirleri alıyordu. Fakat olayların birbirini kovalaması, toplumda sinirli bir hava estirdi. Pilavoğlu isimli tarikat şeyhi, 26 müridi ile yakalanıp adliyeye sevk edildi. Yine bu aylarda yeraltı faaliyeti yapan bir gizli Komünist Partisi de ele geçirildi ve 188 üyesi Adliyeye sevk edildi. Bütün bunlar gösteriyor ki; demokrasinin getirdiği hürriyet havası içinde aşırı akımlar ortalığa yayılmışlardı. Toplumu aşırı cereyanların zararlarından korumak lazımdı. Bunun için sağ ve sol akımlara karşı Ceza Kanunu'ndaki cezaları ağırlaştırmak, Atatürk heykellerine ve Atatürk'e karşı harekete geçeceklere karşı da Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkartmak gerekiyordu (...) Atatürk'ün kurduğu ana muhalefet partisi ise bu kanun karşısında yer aldı. Demokrat Parti içinden bazı milletvekilleri de, şahsi düşüncelerine bağlı kalarak bu kanunun çıkmasını engelliyordu (...) Kanun müzakeresi aylarca sürdü. Bir gecede 17 Atatürk heykeline birden saldıranlar, o gün bugün ortada yoktur." (Erkin Usman, Yeni Asır, 10 Kasım 2003)
Şimdiki tezgah şu: güya Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri okullarda siyaset yapan öğretmenleri denetlemeye gitmişler ve öğrencilere, "Atatürk'ü mü yoksa Başbakan Erdoğan'ı mı daha çok seviyorsunuz?" diye sormuşlar. Bunu cemaatin gazeteleri seslendiriyor.
Bunun tam bir tezgah olduğuna emin olabilirsiniz; bugünkü tezgahtarların dünkü Ticanilerden daha tehlikeli olduğuna da tabii...
Siz yukarıdaki Celal Bayar'ın anlattıklarını bir daha okuyun en iyisi.
MİLLETTEN TOKADI YEMİŞTİN, BİR DAHA DENEYECEKSİN, ÖYLE Mİ?
Cem Boyner 1990'lı yılların başında Yeni Demokrasi Hareketi adında bir parti kurarak siyasete girmişti ve ben kendisini yakından takip etmiştim.
Kendisiyle de görüşmüş biri olarak ilk kanaatim şu olmuştu: Bu adam mağazalarının reklamını daha ucuza yapmak ve medyayı kullanmak için bu işe girmiş.
Rahmetli Aydın Menderes de hiç hoşlanmamıştı bu arkadaştan.
Nitekim siyaset yapmak yerine sürekli milletin ve devletin kutsallarına saldırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Bir gün çıkıp Mustafa Kemal Atatürk'e çamur atıyordu; bir başka gün hızını alamayıp peygamberimiz için "Muhammet'i aşmak lazım" diyebiliyordu.
Medyanın ve iri kıyım sermayenin pohpohu ile 1995 seçimlerine girdi.
Yüzde 1 bile alamadı...
Milletin vurduğu şamar kutuplardan duyuldu.
Çok ilginçtir, bugün Başbakan Erdoğan'a çılgınca saldıran komünistlikten dönme liberallerin büyük kısmı o gün Boyner'in dizinin dibindeydi.
Şimdi Gezi ve 17 Aralık üzerinden yeniden ortaya çıkıyor.
Kod adı 'çapulcu'.
Amacını yine görebiliyorum. Bu adamın kafası ikili çalışıyor: Hem iş yerlerinin bedava reklamını yapıyor, dükkanlarını bir direniş odağı ve direniş markası haline getirmek istiyor.
Belli ki burada göze alınabilecek kazandıracak bir risk görüyor.
Hem de...(şimdi bu satırları özellikle CHP'liler iyi okusun)
30 Mart seçimlerinden sonra kendisini CHP'nin başına taşıyacak bir kitlesel destek biriktirmek istiyor.
Büyük sermaye boşuna anarşizme oynamaz!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- AZİZ KOCAOĞLU'NUN EYLEMCİLİĞİ VE DOKUNULMAZLIĞI (15 Mart 2014)
- İZMİR VALİSİ'NE AÇIK MEKTUP (14 Mart 2014)
- EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİNMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ! (12 Mart 2014)
- BU KADAR ÇOK BENZERLİK BİRAZCIK HAFIZAYA SAHİP OLANLARA NE ANLATIYOR? (10 Mart 2014)
- AK PARTİLİ BİR SİYASETÇİNİN İSMİNİ KAZIYINCA BAKIN ALTINDAN NE ÇIKTI!.. (09 Mart 2014)