HÜSEYİN ASLAN ZOR ALANDA YUKARI TIRMANIYOR...
Böyle olduğu için verilen mücadele bir iddia da içerir.
Bu mücadelenin ve iddianın etrafında insanlar birikir; bazen bir semt birikir, bazen bir şehir birikir; bazen de bir ülke, o değerin etrafında kümelenir.
Seçmen dediğimiz iradenin temsil makamına, eğer böyle bir inşa edici, üretken değer talip oluyorsa, işte orada oturup seçmenin bin kere düşünmesi gerekir.
Çünkü böyle bir değerin halkı yönetmeye talip olması, o beldenin talihidir, şansıdır.
Demokratik Sol Parti'nin Bayraklı Adayı Hüseyin Aslan işte böyle sözünü ettiğim türden bir insandır.
Uzun seneler oldu tanıyalı kendisini. İzmir'e değer katan bir insandır.
Aziz Kocaoğlu'nun körleştirdiği ve köyleştirdiği İzmir'de modern şehir parçaları yapan ve İzmir'in çağdaş kalma direnişini ayakta tutan birkaç insandan birisidir Hüseyin Aslan.
Ama bu şehirde CHP'nin kalite, donanım, başarı, değer filan aradığı yok, böyle kriterlere dönüp baktığı bile yok. Hatırlayalım, aday tespit sürecinde belediyecilikte başarısını kanıtlamış Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'a ve bu şehre on binlerce çağdaş konut kazandırmış Hüseyin Aslan'a yok muamelesi yaptılar.
Onlar DSP'den aday oldular. İnanın kendileri için değil, bu halkın onuru için aday oldular ve de doğru bir iş yaptılar.
Şimdi hem Konak'ta hem de Bayraklı'da bu CHP kalantorlarına iyi bir ders vermek ne kadar haysiyetli bir iş olur.
Hayatımda istekle yazdığım yazılardan biridir bu yazı.
Konak'ta oturduğum için Büyükşehir'de Binali Yıldırım'a, ilçede DSP ve Hakan Tartan'a vereceğim oyumu.
Ama Bayraklı'da oturuyor ve oy veriyor olsaydım, oyum kesin olarak Hüseyin Aslan'a olurdu.
Sebebi gayet basit: Birincisi bu adama büyük ayıp, büyük haksızlık etti CHP'nin kazmaları.
İkincisi, Hüseyin Aslan senelerdir bu şehirde örnek bir başkanlık ve hizmet dönemi için hazırlık yapıyor. Şu anda Binali Bey'le birlikte bu yarışta en hazırlıklı aday.
24 saat açık çarşı projesi, teleferik, tarih ile Bayraklı'yı bütünleştirme projeleri, kent meydanı, eğlence ve spor kompleksleri gerçekten müthiş hazırlıklar.
Ben Hüseyin Aslan'ı bildim bileli bu hayallerle yaşar.
Bir başka gözlemim de şu: Bazı seçimler var ki adayla semt birbirine çok yakışır. Bayraklı ile Hüseyin Aslan ismi gerçekten birbirine çok yakıştı.
Bayraklı'nın hizmete, yeni şehir uygulamalarına, hayal kurmaya, hayallerinin peşinden koşmaya ihtiyacı var.
Ve Bayraklı'nın bu ihtiyaçlarına cevap verecek değerli bir insan şimdi tüm birikimi ve iddiasıyla seçime asılıyor.
Bana gelen bilgiler Bayraklı'nın artık Aziz Kocaoğlu'ndan da mevcut CHP'li başkandan da "illallah" dediği yönünde.
Yeni bir kan, yeni bir can, yeni ve inançlı bir belediye başkanı arıyor Bayraklı halkı.
Bayraklı'yı alıp peşinden hayallerine koşturacak bir başkanı olsun istiyor.
Haksızlık etmeyelim, AK Parti de iyi bir aday çıkardı ve CHP'nin durumundan iyi faydalandı.
Şimdi seçimin Bayraklı'da AK Parti adayı ile Hüseyin Aslan arasında bir yarışa dönüştüğü söyleniyor.
Ben de Hüseyin Aslan'ın ikinci sıraya yerleştiğini ve AK Parti'nin adayı ile mücadele ettiğini sanıyorum.
Ama CHP'li seçmenler eğer Hüseyin Aslan'a esaslı bir sol kredi açmazlarsa, sanırım AK Parti adayı seçimi önde bitirecek.
Sözün özü: Ben Hüseyin Aslan'ın kazanmasının sadece Bayraklı ve İzmir için değil, Türkiye için bir kazanç olacağını düşünüyorum.
Bazen değerlerimize sahip çıkmak her şeydir, siyaset hiçbir şey!
KAÇAK BİNALARDA TÜCCARLIK ETMEK, BİR MİLLETVEKİLİNİ AHLAK SKALASININ NERESİNE OTURTUR?
Alaattin Yüksel adlı CHP'li bir milletvekili var İzmir'in. Ben bugüne kadar bu milletvekilinin bu şehir için hayırlı olacak herhangi bir işin içinde yer aldığını görmedim.
Duyduğum üç özelliği var: Birincisi otomobil bayisi; ikincisi, Aziz Kocaoğlu'nun "lala"sı; üçüncüsü CHP'nin İzmir'deki tasfiye memuru. Yani o canım başarılı belediye başkanlarının CHP'den ayrılmasına neden olan kişi olduğunu söylüyorlar.
Bir özelliği daha var tabii: Aziz Kocaoğlu'nun arasının her zaman iyi olduğu birisi.
Bu tip siyasetçilere benim okuduğum siyasete dair teorik eserlerde bir ad veriliyor da, geçelim.
Bizim Yeni Asır, CHP'li Alaattin Yüksel'in işyerinin kaçak binalarda olduğunu tespit etti.
18 Mart 2014 tarihli Yeni Asır konuyu haberleştirildi.
Bunu duyan uyanık milletvekili hemen kaçak ek binaları yıktırmaya başladı.
Şimdi benim merak ettiğim şu:
Meydanlarda, olabilecek en pejmürde biçimiyle, herkesin ahlakını sorgulayan bu milletvekilinin bu durumunu nasıl tanımlamalıdır?
Milleti temsil makamında bulunurken kaçak binalarda iş yapıp, sonra da millete ahlak notu vermek, karakter sorunu değilse nedir?
Hukuksuzluğu ortaya çıkarılınca, hırsızlama kaçakları yıkmaya kalkan CHP milletvekili "cürmü meşhut" olmuştur.
Suçüstü yakalanmıştır, İzmirlilere duyurulur!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DÜN KORDON'DA "İZMİR CHP'NİN KALESİDİR" YALANI ÇÖKTÜ! (17 Mart 2014)
- MENDERES'E KURULAN TUZAĞIN AYNISI ERDOĞAN'A DA KURULUYOR! (16 Mart 2014)
- AZİZ KOCAOĞLU'NUN EYLEMCİLİĞİ VE DOKUNULMAZLIĞI (15 Mart 2014)
- İZMİR VALİSİ'NE AÇIK MEKTUP (14 Mart 2014)
- EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NİNMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ! (12 Mart 2014)