SEÇİM

Her zaman ve her yerde söylüyorum: bütün Türk tarihi boyunca biz Türklerin başardıkları pek çok şeyin içinde iki şey var ki, en önemlileridir.
Birincisi, 840 tarihinde Karahanlı Türklerinin kitleler halinde İslamiyet'i kabul etmiş olmalarıdır.
Bu tarihi olay Türk milleti için yeni bir varlık macerasının başlaması anlamına gelmektedir.
Türkler İslamiyet'i kabulle birlikte yerleşik hayat ve şehirleşme, bir şehir medeniyeti kurma yönündeki medeni vasıf ve kabiliyetlerini kullanmaya başlamışlardır.
İslamiyet Türklere hem büyük bir coğrafya ufku, hem bir varlık ideolojisi, hem de stratejik bir derinlik kazandırmıştır.
İleriki çağlarda kurduğumuz Türk medeniyeti ve imparatorluklar İslam dininin Türklük üzerindeki derin etkilerinin sonucudur.

SANDIK
BİZ Türklerin tarihte başardıkları ikinci en önemli olay, kansız, kavgasız ve entrikasız seçim yapabilme becerisi kazanmış olmasıdır.
Hilesiz ve kansız seçim yapabilmek kolay değildir.
Bu bir milli olgunluk, daha doğrusu, millet olma meselesidir.
O nedenle biz Türkler, 1876'dan bu yana seçme kabiliyeti sergilemiş bir milletiz.
Ve o nedenle, Kurtuluş Savaşımızı bile seçilerek oluşturulmuş bir meclis yönetti.
Bugün dünyada hilesiz seçim yapabilen ülkelerin sayısı yapamayanların sayısından çok daha azdır ve övünerek söylüyorum ki, Türkiye bunu başarmış ülkelerin arasında yer almaktadır.
Bu bizim medeni bir millet olduğumuzun en inandırıcı kanıtıdır.
Türkiye, 1946 seçimlerini bir yana bırakırsak, bugüne kadar elli civarında seçim yaptı. Çok şükür ki bu seçimler hep hakim denetiminde, sonucundan herkesin emin olduğu seçimler olarak cereyan etti.
Ufak tefek yerel itirazlar ise, hukukun denetiminde sonuca ulaştırılıyor.
Bu gerçek bir başarıdır.
Seçimlerin güvenliğine dair son günlerde çıkarılan bazı fitne ve fesat söylemleri beyhudedir, anlamsızdır.
Türkiye'de seçimlere kimse hile karıştıramaz; deneyenler olacaktır ama bu girişimler seçim sonuçlarını asla ifsat düzeyinde olmayacaktır.
Herkes sandığın geleceğimizle ilgili belirleyici önemini bilerek oy kullanacaktır.
GELECEK
Sandık bizim her şeyimiz; kararımız, irademiz, sevincimiz, umudumuz, öfkemiz, huzurumuz ve tabi geleceğimiz.
Sıradan insanların bir günlük kraliçe ve kral olmasıdır seçim.
Bugün herkes kral ve kraliçedir. Bugün tek tek bu kral ve kraliçelerin seçeceği insanlar ülkemizi yönetecek, geleceğimizi hazırlayacaklardır.
Sandık kutsaldır. Sandıktan sadece, büyük devlet gücünü veya yerel gücü bizim adımıza kullanacak insanlar çıkmayacak; aynı zamanda o gücü kullanacak olanların en çok ihtiyaç duyacakları meşruiyet türeyecektir.
O nedenle sandık aynı zamanda sihirli bir nesnedir.
Dediğim gibi o sandığa atacağımız her oy bizim, çocuklarımızın, ülkemizin geleceğini belirleyecek.
"Bismillah" deyip verelim oylarımızı.
Sandığı önemsizleştirmeye çalışan...
Sandıktan çıkana saygı duymayan...
"Demokrasi sandıktan ibaret değildir" diyen o kötü adamlara inat verelim oylarımızı.
Seçimler vatana, millete ve demokrasimize hayırlı olsun!