YALAN ÜSTÜNE YALAN!...
Bu sözlerin sahibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
CHP lideri milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor.
Tamam, ben yanlı bir yazarım, o nedenle de benim ne düşündüğümün bir önemi yok, peki şöyle küçük bir test yapalım: CHP'liler, mesela ahlakına güvendiğim Kemal Anadol söylesin. Cemaatle işbirliği yaptınız mı yapmadınız mı?
O da başkası da, gerçekten dürüstlerse "yapmadık" diyemez.
Zira bu süreci en yakından ben biliyorum.
İlk temaslar geçen yıl CHP liderinin danışmanı rahmetli Şükrü Karaca aracılığıyla başladı. Sonra bazı CHP milletvekilleri Pensilvanya'yı ziyaret ettiler.
Bu işbirliğinin altyapısını 17 Aralık'tan sonra da var gücüyle ve bütün boyutlarıyla aktive edip, devreye soktular.
17 Aralık'tan sonra CHP liderinin Amerika'ya gidip cemaat örgütleriyle cilveleşmesi boşuna mıydı sanki.
YALANINIZ BARİ BİR GÜN DAYANSA...
Geçtiğimiz gün CHP 30 Mart seçimlerini değerlendirme toplantısı yaptı.
Bazı ferasetli CHP'liler cemaatle yapılan ittifakı sorguladı. CHP lideri en ufak bir utanç duymadan "böyle bir şey yok, onlar bize oy vermişse vermeyin mi diyecektik" şeklinde sözlerle karşılık verdi eleştirelere. O kadar çok yalan söyledi ki şu geçtiğimiz üç ayda. Cemaat ona kaset taşıdı durdu, mitinglerde kullandı. Hatta Dışişleri Bakanlığı'nın dinleme kasetleri bile yayınlanmadan önce Kılıçdaroğlu'a gitti. Bunu CHP genel merkezinde herkes biliyor.
Ama bunların hepsini geçiyorum, CHP liderinin kendine oy verenlere ve Türk toplumuna en ufak bir saygısı olmayan bir "yalancı" olduğunu gösteren bir "kanıt" gösteriyorum herkese.
CHP lideri "cemaatle işbirliği yapmadık" yalanını söylediği gün CHP, Anayasa Mahkemesi'ne bir başvuruda bulundu.
Neydi bu başvuru: Dersaneleri kapatan kanunun iptali...
Peki, dersane kimin meselesi?
Cevap: Fethullah Gülen cemaatinin.
Hükümetle cemaat arasındaki savaşın nedeni neydi?
Hükümetin dersaneleri kapatması değil mi?
Bugün CHP'nin yaptığı cemaate hukuki payanda olmak değil de nedir?
Bu girişim CHP'nin ve liderinin büyük yalancı olduğunu, üstelik de yalanlarının bir gün bile dayanmadığını gösteriyor bize.
ASLINDA MESELE NEDİR?
Aslında mesele çok açıktır. Cemaat ve CHP içindeki bazı siyasetçiler CHP yönetimini seçim öncesi ikna etti. "Cemaatin elindeki dinleme malzemelerini ve cemaatin altyapısını kullanırsak Tayyip Erdoğan'ı yıkabiliriz" dediler. CHP yönetiminin gözü o kadar dönmüştü ki bu önerinin üzerine hemen atladılar.
Cemaatin bu ittifak karşılığında ne alacağı pazarlığın içinde açıkça belirtilmişti. Tayyip Erdoğan yıkılırsa devlet içindeki cemaat kadroları korunacak, daha öncelikli olarak dersanelerin kapanması için CHP girişimi devreye sokulacak.
İşte "biz cemaatle işbirliği yapmadık" yalanının söylendiği gün CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne cemaatin en önemli talebi için başvurmasının sebebi budur.
Yalancının mumu CHP sözkonusu olunca yatsıya kadar bile yanmıyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- KÖTÜCÜL PORTRELER ZAMANA DAİR ÇOK ŞEY ANLATIR! (20 Nisan 2014)
- TİMUR - YILDIRIM VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ (18 Nisan 2014)
- ŞU AĞZINIZDAKİ BAKLAYI ÇIKARTIN ARTIK BE YA! (14 Nisan 2014)
- MENDERES-GÜLEN İLİŞKİSİNİ BİR DE BENDEN DİNLEYİN! (13 Nisan 2014)
- A HABER'E CEZA DEMOKRASİYE SALDIRIDIR! (12 Nisan 2014)