BU İHTİYAR ANKETÇİ NEDEN HEP GÜNDEMDE?
CHP genel sekreterliği yapmış olmak onun kişisel itibar havuzuna tek damla katkı yapmamışken, bütün saygınlığını anketçilikten kazanmış olması hayli ilginç bir durum.
Tarhan Erdem'in özelliklerinden biri de onun liberalliğe zıplayan eski bir CHP'li olması.
Sorun da bence burada başlıyor işte. Tarhan Erdem'in liberalliği zaman zaman su kaynatıyor.
Tıpkı Cengiz Çandar'ın, Hasan Cemal'in ve Şahin Alpay'ın çakma liberalliklerinin su kaynattığı, hatta motor yaktığı gibi.
Tarhan Erdem bugünlerde yeniden sahnede. Kötü günlerin geleceğinden, Tayyip Erdoğan'ın devrileceğinden ve sokaktan bahsediyor. Kendisine "Ey ulu zat, ne olacak söyleyin" dendiği vakit de "biliyorum ama söylemem" diyor.
Eee, sosyal büyücüler işin içine biraz gizem katacaklar ki PİAR ayağı da kendiliğinden oluşsun.
TARHAN ERDEM 28 ŞUBAT'LA İLGİLİ ACABA NE DÜŞÜNÜYOR?
Madem Türkiye Tarhan Erdem'i tartışıyor, o vakit onun hakkında bir hafıza canlandırması yapmak zorundayız.
Tarhan Erdem siyasi tarihimizin en aleni hükümet darbelerinden olan 28 Şubat'ın "darbe" olduğuna hiç inanmadı. İnanmadığı gibi sipariş almışçasına toplumu "28 Şubat bir darbe değildir, rutin devlet uygylamalarıdır ve meşrudur" tezine inandırmaya çalıştı.
Ancak Alevilerle ilgili bir toplantıda deve dişi gibi ve hiç kül yutmayacak adamların karşısında aynı aldatmacayı yapmaya kalkışınca sanırım hayatı boyunca unutmayacağı o kroşeyi yedi.
Kaderin cilvesi mi bilmiyorum, vefatından önce CHP liderine danışmanlık yapan ama o dönemlerde Çiller'in danışmanı olan merhum Şükrü Karaca öyle bir laf etti ki, Tarhan Erdem nar gibi kızardı ve tek bir kelime dahi söyleyemedi.
Şükrü Karaca ne mi demişti?
"Kimsenin bilmediklerini bildiği söylenen Tarhan Erdem acaba herkesin bildiği bir şeyi nasıl bilmiyor?"
O günden bugüne çok zaman geçti. Tarhan Erdem'in yüzü o gün pancar gibi kızarmıştı utancından, ancak bugün 28 Şubat konusunda ne düşünüyor, gerçekten merak ediyorum.
VE ANKETÇİDEN YENİ KEHANETLER...
Önce üç yıl önce, aynı kafadan Ayşegül Aslan'ın programında söylediklerine bakalım:
Soruyor Ayşegül Aslan: Bugünkü tabloyu nasıl görüyorsunuz? Bu durum nasıl aşılır? (AK Parti nasıl aşılır? diye okuyabilirsiniz.)
"Bir toplum tıkanmayı geçemez mi? Geçer ama neyle geçer? Darbe ile harp ile anarşi ile geçer. Siyaset tıkandığı zaman, toplum o tıkanıklık içinde kalmaz. Onu çözer. Onu çözmesinin yollarından biri de darbedir. Askerlerin idareye müdahalesidir."
Sonra öngörülerini zenginleştiriyor anketçi:
"Bugün bir darbe iklimini yaşıyoruz. 60 öncesinde de böyleydi, 80 öncesinde de böyleydi. Ben istediğimi yapayım, hiçbir zümreyi dikkate almayayım derseniz bu noktaya gelinir..."
Ve geliyoruz bugüne:
Aynı kafadan, Cüneyt Özdemir adlı medya münafığı soruyor:
"Bilip de söylemediğiniz bir şey mi var?"
Cevap: "Evet var."
"E söyleyin o zaman."
Cevap: "Söylemem."
İşte zihin konforlarını hala CHP'nin kök hücresinin belirlediği çakma liberal fersudelerden biri size...
Yukarıda bir soru sormuştum, "Tarhan Erdem 28 Şubat hakkında bugün ne düşünüyor?" diye.
Gerek yok, sorumu geri aldım!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.