BİR MAYIS ÇELİŞKİLERİ
Gündoğdu'daki 1 Mayıs benim için tam bir hayal kırıklığı demekti. Zira beklentilerin aksine, katılım azdı. Diğer yandan günlerdir lafı edilen ideolojik frekansı yüksek bir bayram beklentisine uygun çoşku yoktu meydanda.
Bu meydanda yakın geçmişte yapılan muazzam AK Parti ve CHP mitinglerini görenler 1 Mayıs mitingini pek yavan bulmuşlardır herhalde.
Dün Gündoğdu'da toplanan kalabalığın arasında epeyce bir dolaştım. Gördüğüm ilk çelişki şuydu: Toplanan insanların arasında sayısı en az olan herhalde işçilerdi. Lise öğrencileri daha çoktu mesela. Hatta işçi olmayıp da ideolojik nedenlerle orada bulunanların sayısı işçilerden fazlaydı. Aslında bunun nedeni basit: Türkiye'nin bütün büyük şehirlerinde işçiler oylarını ağırlıklı olarak AK Parti'ye veriyor.
Türkiye'de işçiler oylarını AK Parti'ye veriyor, solcular 1 Mayıs'ı kutluyor.
Çelişkinin biri bu.
İŞKENCE, SİGARA DUMANI VE 2014
Öğle saatlerinde Yeni Asır'ın önünden liseli öğrenciler slogan atarak geçiyorlardı. Öncelikle onları kutlamak gerekir. Hiçbir şekilde taşkınlık yapmadılar, çevreye zarar vermediler, barışçı bir biçimde miting alınına yürüdüler.
Onları görünce "demokrasi ne güzel bir şey" diye geçti içimden. Hepsini çok sempatiyle izledim. Ancak attıkları sloganlar oldukça ilginçti benim için. Daha doğrusu çelişik olduğu için ilginçti.
Mesela bu liseli gençler "işkenceye karşı omuz omuza" diye slogan atıyorlardı. Bu gençlerin yaşı 14-15 civarında olmalı. On iki yıl geriye gittiğimizde iki ve üç yaşlarında olacağına göre o günleri hatırlıyor olmaları zor. O yıllarda bu ülkede işkence vardı. Ama bugün, daha doğrusu AK Parti döneminde işkence kavramı ortadan kalktı. Şimdi polisin vatandaşa vurduğu 'Tokat'ın dahi hesabı soruluyor. Peki dün slogan atıp işkenceden şikayetçi olan gençler neden bu kadar tarih dışı kaldılar?
O gençler keşke bilebilse, aleyhine slogan attıkları Tayyip Erdoğan onlara daha özgür, daha korunaklı bir dünya sağladı. Sigara dumanının olmadığı bir ortam sağladı. Artık bu gençler katkı maddesiz ekmek yiyorlar o kızdıkları adam sayesinde. Daha yüksek bir hayat standardında yaşıyorlar. Keşke slogan atan gençler sağlık hizmetlerinin dünü ve bugününü ailelerine sorsalar. Aileler bugün dünya standartlarının üzerinde sağlık hizmeti alıyorlar. Niye? O kızdıkları Tayyip Erdoğan zenginlerden alıp halka dağıttığı için.
O çocuklar bilse ki Tayyip Erdoğan'ın 12 senedir başına gelen her bela zenginden alıp fakire aktardığı için geliyor!
Dün Başbakan aleyhine slogan atan gençlerin o idealist, o temiz duygularını ve enerjilerini yanlış bir alanda harcamalarına üzüldüğümü belirtmeliyim.
Birisinin bu çocuklara anlatması lazım ki demokrasiden daha iyi bir yol yok!
SOKAKTA DARBE DÖNEMİ DE KAPANMIŞTIR!
Duyurulur ki darbenin her türünün yolu kapalıdır bu ülkede. Dün bunu tüm Türkiye yaşadı, gördü. Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemesi doğru bir karardı. Çünkü amaç Taksim'den kıvılcım çıkaracak eylemlerle başka yerlerdeki etnik, mezhepsel rahatsızlıkları uyandırmaktı. Bu olmayınca herkes efendice işçi bayramını kutladı.
Oysa bir çevre "bu hükümet sandıkta yıkılmaz! Ancak sokakta yıkılır" tezini ısrarla gündemde tutmaktaydı. 1 Mayıs bu akıl hocaları için büyük bir beklentinin adresiydi. Eminim işçi bayramının barışçı bir şekilde kutlanmış olması en fazla onları üzmüştür.
Sokakta hükümet devirme modeli bu ülkede tutmadı, tutmayacak.
Çünkü bu ülkenin insanları istikrarın değerini biliyor.
Gezi eylemlerinin sonuçlarının bu millete nasıl bedel olarak ödetildiğini biliyor.
Faiz ve döviz artışlarıyla sokak senaryolarının ilişkisini öğrendi.
O nedenle halkı sokağa davet edenlere halk "başka kapıya" diyor.
Bu demokrasi bilincinin zaferidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.