BÖYLE BELEDİYE BAŞKANININ BÖYLE ADAMI OLUR!

Herkese bağıran çağıran, seçilmiş milletvekiline küfür eden kaba saba bir büyükşehir belediye başkanı var İzmir'in. Kendisi öyle, etrafındaki kifayetsiz, haddini bilmez muhteris adamlar da öyle.
Adam Aziz Kocaoğlu'nun basın danışmanı sözde. Yeni Asır'ın başarılı muhabiri Tolga Tekin'i yaptığı bir haberden dolayı arayıp tehdit ediyor.
Tolga Tekin sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin en iyi gazetecilerinden birisi.
Yeni Asır ise 120 yıllık tarihi içerisinde düzmece ve yalan haberi kapısından sokmamış bir gazete.
Peki, bu gerçekler ortadayken, Aziz Kocaoğlu'nun adamı bizim arkadaşımızı nasıl bu kadar kolay tehdit edebiliyor?
Bizi kamu parasıyla satın alamadıkları için bu kez de tehditle korkutmaya çalışıyorlar sanırım.
Hayatlarının bir bölümünü Yeni Asır'ın ekmeğini yiyerek geçirmiş olanlar bile böyle bir şehir eşkıyalığı karşısında tek kelime edemiyorlar.
Bu şehrin bir cemiyet başkanı var ki, kendi işi dışında her şeyle uğraşıyor, onu geçiyoruz.
Sır değil biliyoruz, büyükşehir onların gözünü korkutmuş, daha ötesini yazmaya gerek yok.
Ama kimse unutmasın, Yeni Asır'ın varoluş gerekçesi İzmir'de halkın özgür ve doğru haber alma hakkını savunmak ve ona hizmet etmektir.
Tolga Tekin'e ve Yeni Asır'a yapılan bu ahlaksız saldırıyı unutacak değiliz.
Hele bir yargı konuya baksın...
DÜŞMANLA MÜCADELENİN BİLE BİR ADABI OLUR BEYLER!..
Fethullah Gülen Cemaati benim çok sevdiğim bir topluluktu. Doğrusu son olaylardan sonra gönlümden kayıp gittiler. Bu ülkeye yaptıklarını, Başbakan ve ailesine kurdukları tuzağı affedemiyorum.
Açıkça devlet içinde bir hükümet darbesi yapmaya kalktılar.
Yaptıkları yayınlar, hepimizin bildiği şeyleri inkar etmeleri beni iyice soğuttu.
Başbakanın maruz kaldığı saldırıyı dikkate alırsak, hükümetin cemaatin devlet içerisindeki uzantılarına karşı başlattığı mücadeleye hak vermemek elde değil.
Ancak bu mücadelenin behemehal hukuki, dürüst bir mücadele olması gerekir.
Paralel yapının veya darbecilerin kullandığı metotlar kullanılacaksa ben orada yokum.
Ve ne yazık ki böyle bir endişe oluşmaya başladı bende.
Bakın şu rezalete: Terörle Mücadele Daire Başkanlığı 30 ilin emniyetine bir yazı gönderiyor ve "Gülen cemaatinin silahlı gücünün araştırılmasını" istiyor.
Peki, bunu yapıyorsanız sizin paralel tuzakçılardan ne farkınız kalır?
İlhan Cihaner'den ne farkınız kalır?..
Beyler ayıp oluyor, insan düşmanıyla bile mücadele ederken belli kurallara riayet etmelidir.
Gülen cemaatinin silahla, bombayla, terörle bir işinin olmadığını bu dünyada herkes bilir; bu cemaatin kendi halinde inancını yaşayan mensuplarını rencide ederek, aşağılayarak, onlara silahlı terörist muamelesi yaparak kim nereye varmak istiyor bilmiyorum.
Hükümeti uyarıyorum: Allah'ın gücüne gidecek işlerin yapılmasına izin vermeyin!
Güvenlik bürokrasisinin aptalca işlerine engel olun!
Yapacağınız ve hepimizin destekleyeceği işlem belli: bu ülkede cemaatin devlet içindeki uzantıları bir hükümet darbesi girişiminde bulunmuşlardır.
Bunların kim olduğu da kullandıkları yöntem de bellidir.
Varın bunları yakalayın ve adalete teslim edin.
Daha fazlası değil...

"GÜMÜŞ TİLKİ" ÖLDÜ...
Sovyetler Birliği'nin unutulmaz dışişleri bakanı ve eski Gürcistan devlet başkanı Eduard Sevardnadze öldü.
Kendisiyle tanışıp sohbet etme imkanı bulduğum bir devlet adamıydı.
Sovyet Dışişleri Bakanı'yken bütün dünyada çok itibarlı bir politikacıydı.
Zekası ve güvenilir kişiliğiyle dünyayı pek çok kez gerilimlerden ve hatta savaşlardan korumuş bir diplomattı.
Sovyet sistemi çökünce küçük ülkesine geldi ve hizmet etmek istedi.
Devlet başkanı oldu ama Kafkaslar'daki karmaşa onu çabuk yıprattı.
Suikastta uğradı, ölümden kıl payı kurtuldu; koca Sovyetleri yönetti, küçücük Gürcistan'ı yönetemedi.
Benim Sevardnadze'yi sevmemin bir başka nedeni var: o gerçek bir Türkiye dostuydu. Gürcistan'ın geleceğinin Türkiye'yle beraber olmakla parlak olacağına inanıyordu.
Şu meşhur sözü tarihe geçmiştir: Gürcistan Rusya'nın güneyi değil, Türkiye'nin kuzeyidir!